Babam daima
“ Ben beş yaşında iken nefsim
ölmüştü.
Gençlik ve orta yaşlılık
zamanında tam bir ciddiyetle riyazet eder, gece sabahlara kadar ibadetle meşgul
olurdum ve riyazette çok mübalağa ederdim” derdi.
Ben kendine
“Siz bir gün bana böyle
buyurmuştunuz.Bu gün nasılsınız?
Gece ve gündüz hiç durmuyor, hala riyazete devam ediyorsunuz” dedim.
Bunu üzerine Mevlana
“Bahaeddin!Nefis, kuvvetli bir hilekârdır.
Allah etmesin birden bire
onun yine dirilip akıl şücaeddin’inini mağlup ve harap etmesinden korkuyorum”
Buyurdu.
Şiir:
“ Bırak nefsini hüngür-hüngür
ağlasın.Sen ondan can eriten kadehi al.
Nefsin riya kitabına itimat
etme ve onunla sırdaş ve arkadaş da olma “
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
RİYAGöstermek, gösteriş yapmak anlamına gelir.
Sırf Allah rızası için
yapılması gereken ibadetleri ve güzel davranışları kendini beğendirmek ve
insanlara göstermek amacıyla yapmak demektir.
Riya, yapılan ibadet ve güzel davranışların sevabını ortadan kaldırır.
(Bakara, 2/264)
Riyanın iki sebebi vardır.
1.
İmandaki
zayıflık.
2.
Mal, mülk, makam
ve şöhret gibi dünyalık hırsı.
Gerçek iman sahipleri,
ibadet, fiil ve davranışlarını Allah rızası için yaparlar, insanların şöyle ya
da böyle değerlendirmelerine itibar etmezler.
(Maide, 5, 54)
Bir hadiste riyanın gizli
şirk olduğu belirtilmiştir.
(Ahmed, V,428)
Riya daha çok nafile
ibadetlerde olursa da farzlarda olması da mümkündür.
Hz. Peygamber, ahirette,
kahraman desinler diye savaşanların,
Cömert desinler diye bağışta
bulunanların,
Alim desinler diye ilim
öğrenen ve öğretenlerin,
Güzel okuyor desinler diye
Kuran okuyanların,
Yüz üstü cehenneme
atılacaklarını bildirmiştir.(Müslim, İmare,152 – Nesai, Cihad, 22 – Müsned, 2/322)
(Dr. Mehmet CANBULAT. D.İ.B.
Dini Kavramlar sözlüğü. Alıntı)
*
RİYAZET
Terbiye etmek, eğitmek, ıslah
etmek, boyun eğdirmek, idman anlamına gelir.
Tasavvufta, nefsin çekici
ancak zararlı olan isteklerinden uzak kalmaya, faydalı ama zor olan şeyleri
yapmaya kişinin kendisini alıştırması demektir.
Sufiler, az yemeye, az konuşmaya,
az uyumaya, yalnız kalmaya, sürekli zikir ve tefekkür etmeye alışan nefsin
kurtuluşa ereceğine inanırlar.
Nefsi terbiye için bazen onu
ağır ve zor işlere koşarlar.
Nefis, ancak mücadele ve
riyazetten sonra arınır.
“Nefsini eğiten kurtulur,
kirlerden hüsrana uğrar”
(Şems91/9) ayeti bu hususa
işaret etmektedir.
Çile çekmek, erbain çıkarmak
(dervişlerin çile çıkarmak için kapandıkları 40 gün), inzivaya çekilmek
(yalnızlığa), sefere çıkmak riyazet şekilleridir.
Riyazet yapanlara EHL-İ
RİYAZET denilir.
Kişi riyazet yoluyla içindeki
kibir ve kendini beğenme duygusunu kaldırıp atar, halkı hakir görmeyi onulmaz
bir illet olarak görür, nefse uymayanın Allah’a giden yolda en büyük engel
olduğu bilincine ulaşır.
Riyazet sayesinde kul nefsine
hâkim olur, bayağı arzularını dizginler, aşırılıkları bertaraf ederek kendisini
disiplin altına sokar.
Riyazetten maksat güzel
ahlaka sahip olmaktır.
(Dr. Mehmet CANBULAT. D.İ.B. Dini Kavramlar
sözlüğü. Alıntı)
*
1. AVAMIN RİYAZETİ:
(Avam: Herkes, kaba ve cahil halk, ayak
takımı)
İlimle ahlakı, ihlâs ile
ameli süsleyip Hak ile halk ile iyi geçinmek,
Hakk’a da halka da karşı
vazifesini yapmak.
2.
HAVASS’IN RİYAZATI:
(Saygın olanlar, muhterem
olanlar)
Hakk’a ibadete huzur-ı kalple
yönelmek,
Ulaştığı makamların
iltifatını bırakmak,
Daha yüksek makamlara ulaşmak
için gayret sarf etmek.
3. HASLARIN HASLARININ RİYAZETİ:
(Allah’ı mutlak bir varlık
olarak kabul eden ‘Vahdet-i vücut’a inanan )
Canının istediği şeyi
yapmaması,
Nefsi ile savaşa girmesidir.
*
Yaren,
Koca Mevlana ve dostları
nefsin kuvvetinin farkında olarak aralıksız mücadele etmişlerdir.
Kazanmak, ulaşmak, sahip
olmak yetmez.
Kazanımını elinde tutmak
gerekir ki bu en zorudur.
Zoru başarmak
mecburiyetindeyiz.
Bu yolda elde edişinle yol
bitmiyor, Tanrının yolunun sonu, imkânlarının sınırı yoktur.
İstekli olduktan sonra,
sabırla çalışmaya devam edersen, Tanrıdan sana yardım gelir.,
*
RAVLİ