Ben yeni buluğa ermiş bir
çocuktum.
Bu binayı yapan mahir
dülgerlerin ( Yapılarda kaba ağaç ve tahta işleri yapan kimse) yanında bulunuyor
ve bu binalar yapılırken onlarla beraber çalışıyordum.
Ustalar tabhanenin ( Ocak
veya soba ile ısıtılan kışlık yer) damını örttüler, büyük sofanın damını
yapmağa çalışıyorlardı.
Ağaçların hepsini örttükleri
vakit onlardan bir direğin yarım arşın kısa olduğunu gördüler.
Bunun yerine şehirde başka
bir ağaç aradılarsa da bulamadılar.
Usta ve mahiyetindeki bütün
dülgerler ne yapacaklarını şaşırdılar.
Mevlana birdenbire semadan
çıkıp bizim odaya geldi ve” Ustalar ne yapıyorlar” diye sordukları vakit, hepsi
baş koyarak bu ağacın kısa olduğunu söylediler.
Mevlana “ Hayır-hayır böyle
güzel bir ağaç kısa olamaz, siz onu yanlış ölçmüşsünüz” dedi.
Benim ustam ayağa kalkıp
Mevlana’nın önünde tekrar ölçtü, fakat eskisi gibi ağaç yine kısa geldi.
Bunun üzerine Mevlana
yaklaşarak ağacı okşadı ve “ Böyle düzgün bir ağaç nasıl kısa olur.
Bu dülgerlerimizin ölçüde
yaptıkları hatadandır” buyurdu.
Ve sonra “ Şimdi gel bir daha
ölç” diye buyurdu.
Ustalar aynı arşın ile tekrar
ölçtüler, bir de baktılar ki bu ağaç, diğer ağaçlardan yarım arşından fazla
uzundur.
Bütün ustalar ve müritler
bağırarak kendilerinden geçtiler ve hepsi hayret secdesine kapandılar.
O sırada Mevlana ortadan
kaybolup gitmişti.
Ustalar sofayı aynı günde
tamamladılar.Eşyayı tasarrufta, cansız şeyleri, nebatlar ve saireyi değiştirmekte peygamberlerin mucizelerine ve velilerin kerametlerine nihayet yoktur.
Şiir:
“Bir gün yaşamış ve canlar
canının elinden (Marifet) şarabının kadehini kapmış olan kimse bu sırrı bilir.
Musa ve Muhammed’in
mucizesine bak;
Asa nasıl yılan oldu ve sütun
nasıl dile geldi?
Hannan’niyi (Çok acıyan, çok
acıyıcı Allah adıdır) inkâr eden filozof velilerin duygularının yabancısıdır.”
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
HANNAN
Allah’ın güzel isimlerinden
biridir.
Hannan: Kullarına karşı çok merhametli ve çok şefkatli demektir.
Ahmed b. Hanbel rivayet
ettiği hadis:
Bir sahabe namazda tahiyattan
sonra:
“Allah’ım!
Her türlü övgü sanadır.
Senden başka ilah yoktur.
Sen hannan’sın, yeri göğü var
edensin, celal ve ikram sahibisin niyazı ile senden istiyorum.
Ey diri olan (Hayy) ey
sürekli var olan, varlıkları yöneten (Kayyum).
Senden istiyorum” diye dua etmiş, bunu duyan peygamberimiz bu kişinin ne ile dua ettiğini biliyor musunuz?
Diye sormuş.
Onlar da Allah ve resulü daha
iyi bilir demişler.Peygamberimiz, Nefsim kudretinde olana yemin ederim ki,
Bu zat, İsmi-Azam (Allah’ın
en büyük ismi) ile dua etmiştir ki,
Bununla dua edildiği zaman
Allah bu duayı kabul eder, bu isimle bir şey istendiği zaman Allah o isteği
verir” buyurmuştur
(Ahmed, III, 158)Doç. Dr. İsmail Karagöz çalışmasıdır. D.İ.B. Dini Kavramlar Sözlüğü.
*
Yaren,
Tanrı mümin kulunun isteğini
kendi isteği olarak kabul eder ve gerçekleştirir.
Tanrı’dan isteğin bir şekilde
karşılanır.
“ İsteyin vereyim” buyruğu
her an geçerlidir.
Çaresiz aciz kaldığımız zaman
Allah’tan yardım istersek Allah yardım eder.
Allah’tan isteğin de bir
adabı, terbiyesi vardır.
Keyfin için istekte
bulunursan bu isteğin yok hükmündedir.
Tanrı’nın has kulları bir
maksat için böyle olağan üstü eşyaya hükmeden tavırlarda sayısız yaşanmışı
öğrendik.
Ama dikkat ettik ki bizlere
bir şeyler anlatmak ve öğretmek içindir.
Hazreti Mevlana’nın tüm
peygamberlerin ve velilerin mirasçısı olduğundan olağan üstü, eşyaya hükmeden
birçok yaşanmışını öğrendik ve öğreneceğiz.
*
Hazreti Mevlana’dan sevgiyle
okşadığımız ve ona beğendiğimizi ifade ettiğimiz zaman cansız bile olsa sana
hizmet etmek için canlanıp istediğin hale gelip tekrar eski haline döndüğünü
öğrendik.
Sana hizmet eden canlı cansız
her ne ise okşayarak beğenilerini yüzüne söyle.
Düzgün olan durumunu yüzüne
söyle.
Kusurunu başkasının yanlış
sözlerinde ara,
Diye bize öğüt veriyor.
*
RAVLİ