Oradan gelmesi gecikti.
Mecdeddin durumu anlamak için
Mevlana’nın arkasından gitti.
Onun ayakyolunun (tuvalet)
bir köşesinde murakıp (düşünceye dalmış) oturmuş gördü.
Baş koydu ve “ Hüdevendiğar, ne yapıyorsun”
diye sordu.
Mevlana “ Bu lağımın pis
kokusunu koklamak, ruhu kokmuş zenginlerle sohbetten yüz misli daha iyidir.
Çünkü dünya ehli ve
zenginlerle sohbet, aydın gönülleri karartır ve bozar” dedi.
Bunun üzerine derhal o zengin
tüccar elbiselerini yırtarak kul ve mürit oldu.
Bütün eşyalarını da ensaba
(baba tarafından hısımlar) ve eshaba (görüştüğü dostlarına) verip bir ferece
giydi, halktan alakasını kesti ve maksuduna ulaştı.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Koku:
Gözle görmeye çok önem
verenler koku algısını kaybederler.
Koku algısını kaybedenler
problemli hale gelirler ve şımarık davranışlarda bulunurlar.
Koku algısını
değerlendirmeyenler, öne almayanlar mahcup duruma düşer.
Koku sözsüz, görüntüsüz gizli
açıklamalar yapar.
Yaren bunun önemini gönlümüz
de, kalbimiz de, canımız da bazı şeyleri kabul eder, ister veya ret eder.
Görünüşte bir sebep ve delil
olmadığı halde kişi bu yargıya varır ve tavır koyar.
Küçük çocukların algıları söz
ve davranış çokluğundan ve karışıklığından etkilenmediği için bu algıyı çok
daha iyi kullanırlar.
Çocuk yemek istemez, anne
ille de yedirmeye çalışır.
Anne çocuğun gelişmesini güçlenmesini ister fakat çocuk yediğinin faydadan daha çok zarar vereceğinin bilincindedir ama ifade edemez durumdadır.
“Kimi vücudunu taşımak için
yer, kimi yediğini taşımak için yer” Şemsi Tebrizi Hazretleri der.
Yani koku yaşamın temelinde
canlılara verilmiş sözden de çok kuvvetli ve doğru yargılar sağlayan veri
tabanıdır.
Kalp, can, gönül, toplamında
ruhumuz görünenle değil gerçeklikle çalıştığı zaman sağlıklı olur, verimi
görülür.
Benim görmediğimi zeki olan
başka biri aynı şeye bakarak nasıl ki görüyorsa;
Koku algısını geliştiren zeki,
bir akıllıdan daha doğru algılara ve davranışlara sahiptir.
Her ne yaparsan, her ne
düşünürsen havaya küçük zerrecikler halinde kimyasallar yayar durursun.
Koku alma duyusu aktif olan
bunu burnu ile alır, aklı ile değerlendirir bir kanaate varır.
Görsele çok değer verenler koku algısını etkisizleştirirler.
Yaşama baktığın zaman aklı az
olan ama hayatını devam ettirenlerin koku algısıyla yaşamını sürdürdüklerini
görürsün.
Güzel kokular algılarız,
Asitli kokular algılarız.
Yanık kokusu algılarız.
Yağ kokusu algılarız.
Daha birçok koku algılarız ve
işimizde bu kokuları kullanarak ifade ederiz.
Koku bize öncülük eder.
Görmesek bile, dokunmasak
bile, tatmasak bile, duymasak da havada olan kimyasallardan veri alabiliyoruz.
Koku yaklaştırır,
uzaklaştırır, sevdirir, kaçırır, saklandırır.
Kokuya karşı duyarlılığını
yitirenler ansal körlük yaşarlar.
Yani verileri göremez,
değerlendiremez hükmünde kördürler.
Diğer bir değişle uykudadırlar.
Başka bir deyişle karanlıkta
kalmıştır.
Yani kuyuda kendini hapis
etmiş demektir.
Yaren:
Koku duygusunu geliştirirsen
bunun ruhuna yansıması olur ve bir davranıştan, bir sözden çok şey çıkarımlar
yapar davranışına temel oluşturursun.
Eğer kendini körlettiysen
kör, uykuda, karanlıkta, kuyunun dibindesindir demektir.
His dünyanı geliştirmek
gerekir.
Mevlana Hazretleri ruhun
değerini bilmeyip mal ve para biriktirenlerin bu yetersizliğe düşebileceğini
bize anlatmıştır.
Mal ve paranın çok olmasını
kötüdür diyemeyiz.
Mal ve paranın helal
kazançtan olmasıdır.
Bu birikimin de Tanrı emrine
göre kullanılması doğru davranış biçimidir.
Dışımızda olanları algılamada
yetersiz kalırsak iç dünyamızdaki algıların farkına varamayız.
Anı yaşayamayanlar bu konuda
yetersiz kalırlar.
Geçmişle kalan kişiyi
etkileyen olaylarla uğraşırlar ve gelecekten endişe duyarlar, anı yaşayamaz çok
şeyden mahrum kalırlar.
Aldığımız bir veriyi anlamlı
kılamazsak etkensizleşiriz.
Algılamalarımızı bilgi
ışığında yorumlamalıyız.
Yanlış anlarsak; var sanma,
yanılsama olur ki bu hastalıklılık halidir.
Algını kullanmaz, algı
yokluğu (algısızlık) ruh hastalığına yol açar.
Ruhsal duyu yitimine
uğrarsan; duyumsamaz olursun, tanıyamama durumuna düşersin, gördüğü halde
tanıyamama olur.
Yaren,
Bunlarla kendini geliştirmelisin ki duygusal
ipuçları kullanmaksızın algılarla bilgiler alabilesin eylem yapabilesin.
İlham almak budur.
*
Söze yalan katarak
kandırılabilirsin.Görsellikte gizleme (kamuflaj) yapılarak aldatılabilirsin
Ama kokuda aldanma olasılığın
en az düzeydedir.
*
RAVLİ