30 Kasım 2012 Cuma

MEVLANA VE SIRACEDDİN İNSANI NASIL GÖRMELİSİN

Tanrı’nın gizli velilerinden, ariflerinden ve Mevlana’nın müritlerinden olan ve Hüsameddin Çelebi’nin terbiyesiyle yetişen Mesnevi Han (Mesnevi okumaya ve okutmaya yetki verilmiş âlim) Sıraceddin (Tanrı onun toprağını iyi etsin) anlattı ki:

Bir gün Mevlana Hazretleri dedi ki:
Bütün dünya bir sahsın cüzleridir (bir bütünün parçaları) ve

(Ey Tanrım benim kavmime hidayet (Hak yoluna, doğru yola kılavuzlama) et.
Çünkü onlar bilmiyorlar) hadisi de bundan ibarettir.

Benim kavmim demek, benim cüzlerim demektir.
Çünkü kâfirler onun Cüz’ü olmasalardı bütün olmazdı.

Şiir:

“ Bütün iyi ve kötü, dervişin cüzüdür.
Eğer böyle olmasaydı derviş olmazdı.”

                                      ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Neler öğrendik:

1.   Bir kişiyi bütün olarak kabul etmeliyiz.

2.   Kabul edeceğimiz kişinin iyi-kötü, doğru-yanlış, faydalı-zararlı kuvvetleri vardır.

3.   Kişiyi olduğu gibi kabul etmemiz gerektiğini öğrendik.

 
Ey yaren.

Sahiplenme böyle olur.

Diyelim ki kötü bir insan; ona iyi yollar, doğru yollar göstererek kazanmaya çalışmalıyız.

Bana zararı olur, benim ismimi kirletir, beni onunla aynı sanırlar gibi korkakça sorumluluktan kaçarsan birlik ruhuna aykırı hareket edersin.

İterek, atarak, düşmanca sözler sarf ederek uzaklaştırdığın yakınlarına sana düşen akrabalık hakkını vermemiş, yerine getirmemiş olursun.

Akrabandır, dostundur, komşundur sana zarar vereceğini anladıysan belirli bir mesafeden yine yardım etmelisin.

Her insan doğru yolu kolayca bulamaz.

Önder olman, bilgili ve bilinçli olman ve yaşam sürecinde temiz ve yardım edebilecek güçte olman gerekir.

Pişmanlık duyana yardım etmelisin.
Ancak derviş uyanıktır.

Kendini tuzağa çekmek isteyenleri de bilir.
Tuzağa daima doymaz, hırslı, fırsatçı insanlar düşer.

Duymak istediğini sana söyleyene karşı çok dikkatli olmalısın, çünkü seni gevşetip senden elde edebileceğini almak için zemin hazırlıyordur.

Dervişler vaat edilen cennetle, azap veren cehennemle ilgilenmezler.
Bunları yaratan hüküm sahibi Tanrı ile uğraşırlar.

Senin gördüğün ve görüş olarak fena dediğin sonuçta ne olacağını Tanrı bilir.

Netice olarak önce sen içindeki kalp, ruh, gönül, can, akıl ve nefsini ve bunlardan oluşan huyunu kendi ümmetin bil de bir araya doğru yola, Tanrı yoluna koy.

Başkaları hakkında dilini fazla oynatma.

                        *
RAVLİ

Popüler Yayınlar