“ Bırakın, toprakların kurulu
olduğu yerdeki insanlar, kendileri için ne diliyorsa alsınlar ve izin verin, o
dilediklerini Arif’e verebilsinler”
O zamanlar Arif genç ve
toplumda pek de yetkisi olmayan bir adamdır.
Böylece büyükler, geriye
kalandan tüm istediklerini kendine alırlar ve Arif’e, başka kimsenin istemediği
birkaç önemsiz şey verirler.
Yıllar sonra, gücünü ve
ilmini toplayan Arif, kendi hakkını talep eder.
“Mirasa göre, sana kalanlar bunlardır” der yaşlılar.
Arif “ yaşlılara başkasının
malına konmuş olarak kendinizi görmüyor musunuz? Der.
Yaşlılar “ Mirasta, ne
isterse alabileceklerini söylediğinden aldık” derler.
Bu tartışmanın ortasında,
aralarından ciddi bir ifadesi ve zorlayıcı bir tavrı bulunan bir adam belirir.
“ Mirasta yazan ifade, kendiniz için
dilediklerinizi Arif’e vermeniz gerektiği yazılıydı” dedi.ve “Çünkü o bunları
en iyi şekilde değerlendirebilirdi.” Der.
Bunun farkına varan yaşlılar,
İFADENİN GERÇEK ANLAMINI GÖRMEYE başlarlar, “ Dilediklerini Arif’e vermelerine
izin verin”
“ Şunu bilin ki” diye devam
eder adam. “ Vasiyet sahibi öldüğü için vasiyetini koruyabilecek durumu yoktur
ve yasal varisçisinin tüm hakları, anlaşılan o ki bu gurubun eline geçmiştir.
Burada ihtilaf çıkması doğaldır.
SİZİN KENDİ
MALINIZ OLURSA ONA İYİ BAKACAĞINIZI bildiği için size emanet etti.
Bu hazinenin korunması ve
aktarılması için akıllı bir karar verdi.
Şimdi bu hazinenin, doğru bir
şekilde kullanılması için sahibine aktarılmasının zamanı gelmiştir”
Böylece tüm mallar geri
verildi; yaşlılar da gerçeği görmüştü.
***
MEVLANA VE GİZEMLİ SUFİ
BİLGELİK HİKÂYELERİ. IDRIES SHAH.ÇEV. MERVE DUYGUN. 2009 BUTİK YAYINCILIK VE KİŞİSEL GELİŞİM HİZ. TİC. LTD. ŞTİ.YAYINI
(Bu kitabı temin ederek evinde bulundurmanı önemle tavsiye ederim)
***
Yaren,
Sana böyle yetkine ve eline
bırakılan değerini kaybetmeden saklayacağın mal ve para verilir, kazandım,
aldım dersin de aslında emanetçisin.
Sen bu para ve mal elinde iken benim diye
sevinirsin.
Hâlbuki esas sahibi için yok
olmaması için koruyuculuk yaptığını yaşlanınca anlarsın.
Her şey gerçek sahibine doğru
yol alır.
Belli bir zaman dilimi elinde
olan mala, mülke, paraya pek sevinme. Bir zaman sonra alınacaktır.
*
İnsanlar yazılanın,
söylenenin gerçek anlamını anlamak yerine (Doğru olanı aklı görmezlikten gelerek) kendi nefsi anlayışına göre çevirerek, kendine mal ederler.(TEVİL)
Sen ne söylersen söyle, nasıl
söylersen söyle inanmak istediği gibi anlarlar.
Nefsini kontrol eden akıllı
yaşlı kişiler hariç.
Alman atasözünü hatırlayalım.
“ Başarı ayrıntıdadır “Ayrıntıları önemseyip doğru okumayla gerçek manasıyla değerlendirmeliyiz.
*
RAVLİ