30 Kasım 2012 Cuma

MEVLANA VE SAYGISIZLIK

Selçuklu devletinin yıkılma sebebi:

Sultan Rukneddin Mevlana hazretlerine mürit olup onu kendisine baba yaptıktan bir zaman sonra eşi benzeri olmayan bir toplantı yaptırdı.

                                *

Derler ki o zamanda Şeyh Babay-ı Merendi denilen ihtiyar bir adam vardı.
Riyazet (oruç) sahibi olmakla ve zahitlikle (çok ibadet eden) şöhret bulmuştu.

İnsan yüzlü birtakım şeytanlar bu şeyhin etrafına toplanmışlardı.

Bunlar sultan Rukneddin’in yanında bu şeyhi o kadar övdüler ki sultan onun sohbetini büyük bir arzu ile istedi.

Nihayet sarayın sofasında bir sema tertip edilmesini ve tam bir ikramla şeyh Babay-ı Merendi’yi getirmelerini emretti.

Bütün büyükler onu karşılayarak çok saygı ve ikramla başköşeye oturttular.
Sultan da bir kürsü koyarak kendi tahtının yanında oturdu.

Tam o sırada Mevlana içeri girdi, selam verip bir köşeye çekildi.
Kuranı kerim okundu.

Sultan Rukneddin Mevlana hazretlerine bakarak:
“ Hüdavendigar’ın, ulu şeyh ve bilginlerin malumu olsun:

Bu halis kul şeyh Baba hazretlerini baba edindi ve o da beni oğulluğa kabul etti” dedi.

Orada bulunanların hepsi “Aferin, mübarek olsun” dediler.

Mevlana Hüdavendigar Hazretleri kıskançlığından “ Sa’d (kutlu-uğurlu olan) çok kıskançtır.

Ben Sa’d den kıskancım, Tanrı da benden kıskançtır.
Eğer sultan onu baba edindi ise biz de kendimize bir oğul arayalım” dedi.

Ve nara atarak yalınayak kapı dışarı fırlayıp gitti.

                                    ***
Çelebi Hüsameddin Hazretleri anlatmıştır ki:

Mevlana Hazretleri dışarı çıktığı vakit sultan Rukneddin tarafına baktım, sultanın başsız oturduğunu gördüm.

Derhal darbe yedi.
Bilginler ve şeyhler Mevlana’nın arkasından koştularsa da o dönmedi.

Daha birkaç gün ancak olmuştu ki emirler söz birliği ederek Tatarlara karşı koymak için konuşmak üzere sultan Rukneddin’i Aksaray’a davet ettiler.

Sultan kalkıp Mevlana’ya geldi, ondan himmet (gayret) alıp hemen hareket etmek istedi.

Mevlana “ Gitmesen iyi olur” dedi.
Arka arkaya haberler gelince sultan gitmeye mecbur oldu.

Sultan Aksaray’a ulaşınca onu tenha bir yere götürdüler, boynuna yayın kirişini geçirip boğdular.

Sultan boğdurulduğu sırada “ Mevlana, Mevlana” diye feryat edip bağırdı.
Mevlana hazretleri de o sırada mübarek medresesinde sema’a gark olmuştu.

İki elinin şahadet parmaklarını kulaklarına sokarak zurna ve elbise getirmelerini emretti.

Zurna ve elbiseyi kulaklarına koydu, naralar attı ve bu gazeli okumaya başladı.

Şiir:
“ Sana, senin bildiğin benim oraya gitme demedim mi?
Bu yokluk serabı içinde hayat çeşmesi benim”

Arkasından da diğer bir gazeli okudu.

Şiir:
“ Sana oraya gitme, başına bir bela getirirler demedim mi?
Onlar çok eli uzun kimselerdir.

Senin ayaklarını bağlarlar”

Sema sona erince ferecesini (en dıştaki siyah giysi) mihraba atarak cenaze namazı kılalım, dedi ve tekbir getirdi.

Bütün dostlar ona uydular.

Namazdan sonra ulu arkadaşlar Sultan Veled Hazretlerinden, Mevlana’nın bu günkü işaret ve hallerinin neye delalet ettiğini anlaması için ricada bulundular.

Sultan Veled Hazretleri daha sormadan Mevlana
“Evet Bahaddin!
Biçare Rukneddin’i boğdular.

O boğulurken bizim adımızı söyledi ve bağırdı.
Tanrı’nın takdiri böyle idi, böyle oldu.

Onun sesinin kulağıma gelip beni rahatsız etmesini istemiyordum.

Bu yüzden zurnanın ucunu kulağıma soktum ki onun sesini işitmeyeyim.

Fakat öteki dünyada Rukneddin’in durumu iyi olacak” buyurdu.

                                      ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Ruhaniyet:

Candır.
Sevgi yeridir.

İnsanı insan yapan ruhtur.
Ruhtan meydana gelmiş melekler topluluğudur.

Beden öldükten sonra da yaşamaya devam edendir.
Anlama ve düşünme yeridir.

Görmenin olduğu, hakikatin göründüğü yerdir.
Görünmez ama eser ve belirtileri görülür.

Odundaki ateş gibidir.
Sütteki yağ gibidir.

Allah tarafından verilir.
Sorumluluk yüklenen yerdir.

Sorumlu olan yerdir.
Koruma kalkanı oluşturur.

Neler öğrendik:

1.   Bir takım insanların özellikle bir din adamını övgülerde (şişirmekle) bulunuyorsa seni (gaza getirip) tuzağa düşürmeye çalıştıklarını anlamalısın.

2.   Hak adamı ile halk adamını birbirinden ayırmamız gerektiğini öğrendik.

3.   Hak erinin gönlünü kırarsan onun ruhaniyetinden yararlanamazsın adeta başsız kalırsın.

4.   Kutlu, uğurlu olanın sevdiğine kıskanç olduğunu öğrendik.

5.   Mevlana’nın sevdiğine çok kıskanç olduğunu öğrendik.

6.   Tanrı’nın sevdiğine daha da kıskanç olduğunu öğrendik.

7.   Ok yaydan çıktı mı durduramayacağımızı öğrendik.

8.   Yani lafın ağzında çıktı mı yerini ve hedefini bulur, yara oluşturur.

9.   Tanrı ile bağ kuran senin kafan olur.

10.                  Erenler sana bir şey derse doğru bil ve kesinlikle uygula.

11.                  Erenler detaylı anlatmazlar ama anlayacağın kadar açık ve net uyarıda bulunurlar.

12.                  Tanrı hükmü geçer. Ancak Mevlana gibi Hak dostuna gönül bağladın, sözünü tuttun ise Tanrı esirgeyen ve bağışlayan olduğundan hükmünü sevdiği kulun hatırına değiştirebilir.

13.                  Seviyor, iltifat ediyor, hizmet ediyor ama söz dinlemiyor ise Tanrı hükmü gerçekleşir.

 

Ey yaren:

Mevlana hazretleri ve oğulları müritlerinin başka bir öndere gitmesini kıskançlıkları yüzünden istemezler.

Kıskançlıkla müridini sevmiştir, benimsemiştir, kollamıştır, gözlemiştir.

Müridinin başka birini kendisinden üstün tutarsan seni koruma kalkanından çıkartır.

Diğer bir değişle seni kendi haline bırakır.
Emayene değişle ihtiyar eşeklere yapılan gibi yularını keser, kaderine salar.

Ey yaren,

Dans ettiğin kişinin ayağına sakın basmayasın ki ok yaydan sana doğru gelmesin.

Ey yaren,

Senin ne paran, ne pulun, ne makamın, ne statünün değeri vardır, senin canın tamamıyla istenir.

Senden bir şeyler ütmek için ne Allah adı kullanılır, ne peygamber işe karıştırılır.

Ey yaren,

Mevleviler sadaka almazlar, zekât almazlar sadece hediye kabul ederler ve bu hediyenin Allah tarafından gönderildiğini bilirler, getiren iyi ele teşekkür, Allah’a da şükrederler.

Asla menfaatleri için dilini oynatmazlar.
Dilencilik kınanır.

Ey yaren,

Diğerler mezheplerden, cemaatlerden ayrılığını iyi anlamalısın.

                                 *
RAVLİ

 

Popüler Yayınlar