28 Kasım 2012 Çarşamba

MEZARCI

Bir mezar kazıcı vardı, pek uzun ömürlüydü.
Birisi dedi ki:
Bir şey söyle, bir şey anlat bize!

Bir ömürdür mezar kazar çukur açar durursun,
Yer altında şaşılacak ne gördün?”

Mezarcı “ Sana şaşılacak bir şey söyleyeyim, halimi anlatayım:
Bu köpek nefsim, tam yetmiş yıldır,

Mezar kazdığını gördü de bir an bile ölmedi…
Bir an bile Tanrı buyruğuna uymadı” dedi.

                                   *
Önceden elimizde hiçbir sermaye yoktu…
Çocukluk, bir şeyi akıl etmedik, endişelenmedik…

İlk çağlarımız böyle geçti.
Orta çağdaysa tamamıyla hakikate yabancılık…

Gençlik, deliliğin, bir çeşidi!
Son demlerimizde de iş kocalığı düşer…

Can yıpranır kalır, ten aciz olur, zayıflar?
Bilgisizlikte bezenmiş olan böyle bir ömürde şu köpek nefis,

Nasıl disipline girer?

İş, önünden sonuna kadar dikkatsizlikten, dalgınlıktan, ihtiyatsızlıktan, ihmalden, endişesizlikten ibaret olunca elimize geçecek sermaye de elbette sermayesizlikten ibarettir.

Nefis köpeğinin âlemde pek çok kulları var…
Hiçbir kimse ola-ola köpeğe kul olur, köpeğe kulluk eder mi?

Dertten yüz binlerce gönül öldü de bu kâfir köpek bir an bile ölmüyor!

                                 ***
MANTIK AL- TAYR 1 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M.E.B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI ( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                                  ***
Yaren,

En büyük öğüt ölüyü görmek, mezarlığa gitmek diye peygamberimiz buyurmuştur.

Yani öleceksin.
Mezara konacaksın.

Bir adım ileriyi düşün de hazırlığa koyul.
Aklın dünyalık isteklere mağlup olursa nefis olur.

Nefiste binlerce kurt, domuz, temiz-pis, güzel-çirkin huylar vardır.
Doğru yol tutmayanlar boyuna bedeninin isteğini ararlar.

Hazır ve hemen ister.
Çocuk gibi oyunla sevinir.

Böyle kişi pek akılsızdır, ahmaktır, can mülküne varamaz,
Aşk yolcularının yanına varırsa kovulur.

Ölüm gelmezden evvel ölüme hazırlanın. (Hadis)

(Hayatın sonrasında hesap vereceksin, şimdiden kendi hesabını Tanrı ölçülerine göre kendine hesap vererek hazırlanmalısın,)

Dünya lezzetlerini temelinden yıkıp mahfeden ölümü çokça düşününüz,

Çünkü bu manevi bir ilaçtır ki geçinmenin darlığı yönüyle ıstırap çeken kişi ölümü hatırlayarak nefesi genişler rahatlık bulur. Halinde genişlik ve bolluk bulunan talih sahibi kendini beğenmiş kişi de ölümü düşünerek gururunu yener olgun bir insan olur. (Hadis)

Dünyada garip veya geçici bir yolcu gibi ol. (Hadis)
İnsana hayat verildi ve yanına türlü şekilde ölüm kondu.

Eğer bu ölümlerden biri isabet etmezse, ihtiyar olur.
Bu şekilde ahrete gider. (Hadis)

Bir insan öldüğü zaman fikri ve inancı ne ise Cenabıhak onu o hal üzerine olan topluluğa kor. (Hadis)

Aniden, birdenbire ölmek mümin için rahatlığa ve eminliğe sebeptir. (Hadis)

Aniden birdenbire ölmek, kötülük edenler için kötü kadere sebeptir.(Hadis)
Kabirleri ziyaret ediniz.

Zira dünya yaşamın sonrasını ve ahretin hatırlanmasına yarar. (Hadis)
İste gerçek böyle yaren.

İster dikkate al, hazırlık yap.
İstersen boş ver keyfine bak.

Tatlı-tatlı yaşama isteği varsa bu uyarılar hoşuna gitmez.
Ama gerçeklerle yüzleşmek zorundasın.

Hayal dünyasına kaçan, oraya sığınan er geç gerçeklerle karşılaşacak.
Aklı olan sonra olacakları dikkate alır, tedbir alır.

Yaren hangi durumda isen hemen ölümü düşün.
Bu düşünce seni normale getirir.

Kendine şunu söyle ve şu soruları sor ölmeden önce kendin cevap ver!

Yalan söylemesi mümkün olmayan temiz, saygın ve kendini geliştirmiş kişilerin ölüm sonrası hayat var ve bu hayat şöyle demesine neden inanmayayım!

Benim aklımdan daha üstün bu bilgili kişilerin izlediği yolu ben niye izlemeliyim?

Mezara girdikten sonra dünyaya ait sorgulamada neden mahcup olayım!
Tanrı huzuruna çıkınca niye öğrenmedin derlerse ne diyeyim?

Öğrendiğini niye yapmadın sorusuna ne cevap vereyim?

Yapmamak için öğrenmedin, cezan iki katına çıkacağını bildiğin halde niye gereğini yapmadın sorusuna nasıl bir cevap vereyim?

Ağah ol (uyanık), uyuma, karanlıkta kalma, gece, kör, sağır gibi anlatımlar hep seni gerçeğe yaklaştırmak için olduğunu anlamadın mı diye sorulursa ne cevap vereyim?

Tanrı buyruğuna uymamak için vaaz ve nasihatlerden niye kaçtın sorusuna nasıl cevap vereyim?

İşte böyle yaren, hoşumuza gitmiyor ama yaradılış gerçeğinden kıvıramıyoruz, hayal dünyası bizi saklamıyor, kaçacak bir yerimiz yok.

Mecburen yüzleşeceğiz.

Hayattayken farkına varıp, geçmişimizin fenalıklarından kurtularak temizlenmek, eksikliklerimizi tamamlama zamanı varken, önümüze konan sayısız Tanrı’nın ihsanlarından faydalanarak beğenilen biri olarak öbür hayata gitmek ve orada saygı görülen, mükâfatlandırılan ebedi yaşam imkânlarını neden kaçırayım.

Aklımızı başımıza alıp peygamberimizin ayak izlerini takip etmeye çalışacağız.

At izi ile it izi birbirine karışmış atasözünü de unutmayacağız.

Yani yaren, bu peygamber yolu diyerek seni yanlış yola yönlendirmek, seni soyup soğana çevirmek isteyenlerin tuzağına düşmemek için uyanık olmalısın.

Yani yaren, sorgulayarak, mukayese ederek, esas kaynağa ilk kaynağa çok önem vererek emin adımlarla ilerlemelisin.

                                     *
Kafan karışmasın, üzerine acizlik ağırlığı çökmesin, anlamadım diye kaçma, özetlersek:

Vücut isteklerin ve çevrenin senden istedikleri o kadar çok ki boğulursun.

Bundan kurtulmak için daha ulu, daha yüce, isteklere yönelirsen diğer isteklerin önemsizleşerek ikinci plana atılır.

Yüce hedefler peşinde iken GÖNÜL kendi varlığını ve gücünü göstermeye başlar.

Gönül makamında ilerlerken KALP kendi varlığını ve gücünü göstermeye başlar.

Kalp makamında ilerlerken CAN kendi varlığını ve gücünü göstermeye başlar.

Bu ilerleyişinde gönül gözün, kalp gözün, can gözün zaten vardı bunların önündeki perdeler bir-bir kalkar gerçeği olduğu gibi görür, gelecek için isabetli öngörüler oluşturursun.

Yaren hem bunları yapmak hem de dünyadaki görev ve sorumluluklarını yerine getirecek aklın ve gücün var.

Şeni durduran tek şey tembelliğindir.
Sen kendinin büyüklüğünü, derinliğini tanıdıkça Tanrıyı tanıyacaksın.

Kendini tanımadıkça Tanrı kelimesi ancak dilinde bir söz olarak kalır.
Tanrı manasını anlamalısın.

*Şimdilik bu kadar Tanrı dilemezse hiçbir şey olmaz, o halde dileğini dua ile Tanrı’ya ulaştır da senin dileğin Tanrı’nın dileği olsun.

KENDİNİ BİR ŞEKİLDE KONTROL ETMELİSİN.

Edemiyorsan tanrı kontrolüne boyun eğ.

Ben kendimi kontrol ediyorum, önerilere ihtiyacım yok diyorsan ipi salınmış köpek gibi çöplüklerinde dolaşırsın.

NOT: Her yükselişte aynı yer daha başka görüleceği için çelişki var diye düşünme.

(Örnek: Gökdelene yerden bakarsan çok büyüktür, aynı gökdelene uçaktan bakarsan bir kibrit kutusu kadar olduğunu görürsün)

                                    ***
RAVLİ

Popüler Yayınlar