Onun zahit (Dini kurallara
çok uyan) ve dindar bir adam olduğunu söylerler.
O bir gün medresenin damına
çıkmıştı.
Abdest alıyordu, ilim
talipleri (öğrenciler) onun etrafında halka olmuştular.
Birdenbire bir rebap sesi
işitti.
Bunun üzerine o:
“ Bu rebap gittikçe çoğaldı.Bu bid’at, sünneti de geçti.
Bunu men etmek için bir çare
lazımdır” dedi.
Bunu söyler söylemez Mevlana
gözlerinde tecessüm (göz önüne geldi) etti ve “ Hayır, hayır olamaz “ buyurdu.
Safiyyeddin bu hal
karşısından naralar atıp kendinden geçti.
Kendisinin köleleri olan ilim
talipleri onu bir kilime sarıp aşağı indirdiler.
Kendine geldikten sonra
Sultan Veled’den bu terbiyesizliğinin affı için Mevlana’nın yanında şefaatte
(aracı) bulunmasını rica etti.
Sultan Veled babasının önünde
yere kapanıp şefaatte bulundu ise de Mevlana, bir türlü razı olmadı ve
“ Safi-i Hindi’nin kalbini temizlemek ve ona
doğru yolu göstermek, yetmiş Rum gebrini (ateşe tapan) Müslüman etmekten daha
güçtür.
Çünkü onun can levhası
çocukların meşk tahtası (karalama tahtası) gibi kapkara olmuştur “ dedi.
Bunun üzerine Sultan Veled o
kadar çalıştı ki, nihayet Mevlana’nın şefkati galeyana geldi ve razı oldu.
Bütün medrese halkı ayağa
kalktılar, Mevlana’nın huzuruna gelip Mürit oldular ve Safiyyeddin’in din
ilimlerindeki müşkülleri söylemeden günden güne halloldu ve çok defa Mevlana
kendisine bunları rüyada açıkladı.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Tanrı erlerine
karşı yapılan sözler, o Tanrı eri tarafından bir şekilde duyulduğu ve anında
gereği yapıldığını öğrendik.
2.
Tanrı erlerine
karşı sözümüzün saygılı olmasına dikkat etmeliyiz ve onların hışmına uğramaktan
kaçınmamız gerektiğini öğrendik.
3.
Tanrı erine söylediğimiz sözü Tanrı kendisine söylenmiş
kabul ettiğini ve Tanrı erinin isteğine göre gereğini yaptığını öğrendik.
4.
Can levhasının
(Canımızın yasaklanmış isteklerden temizlenmiş) temiz olması gerektiğini
öğrendik.
5.
Can levhamız
karma karışık isteklerle dolu olunca düzelmemizin, doğru yolu bulmamızın zor
olacağını öğrendik.
6.
Ancak pişmanlıkla
temizlenen can levhasının eski haline dönmemesi için canımızı Tanrı erlerinden
birine vererek (Mürit olma, aşırı sevgi ve saygı besleyerek bağlanma) ile temiz
ve doğru isteklerle yol alabileceğimizi öğrendik.
Yaren, eğer kalbin, gönlün,
canın belirli bir düzene girmediyse, karma karışık fikir ve düşüncelerde isen,
nefsini kontrol edemez durumda isen, şeytanın oyunlarını bilmiyor isen can,
kalp ve gönül alanın kargaşa içindedir.
Mehmet Çelebi Sultan
Divani’nin dediği çer çöp içinde yaşıyorsun demektir ve bunlardan temizlenmek
gerekir.
Ama sen yaşamın içinde iyi,
doğru, güzel diye bunları bu alana aldın ve aldıkların senin bu alanında yer
edinerek belirli bir kimya ile kalıcılık sağladılar.
Hangisinin iyi veya kötü
olduğunu, hangisinin zarar verdiğini bilemezsin, tahmin etsen bile tereddüt
edersin.
Böyle bir durumdan kurtulmak
için “Allah” diye zikretmelisin.
Bu zikir canını, kalbini,
gönlünü temizler.
Ancak kalıcı temizlik
sağlamaz.
Tanrı erlerinden birine
bağlanır, ona talebe olursan, sevgi ve saygını artırarak dediklerinin doğru
olduğunu kabul edersen hızlı bir iyileşme ve kalıcı bir temizliğe kazanımın
olur.
Bu temiz alanı Tanrı
istemektedir ve kulun bu alanına bakmaktadır.
Tanrı bu alana benim evim
diye belirtmektedir.
Tanrı erinin gayreti
sayesinde Tanrı’nın önemsediği bu istediğini yapacaksın.
Tanrı erinin sözlerini
öğrenerek, hayat öyküsünü öğrenerek kendi frekansını o büyüğümüze ayarlarsın.
(Sayısız yayın yapılıyor,
eğer o frekansa girmezsen ne görürsün ne de duyarsın)
Kalben bağlandıktan sonra,
gündüz o frekansa giremesen bile uyuduğun zaman sana o büyüğümüz veya onun
görevlendireceği kişi seni eğitir.
Aklın bu işten fazla haberdar
edilmez.
Ancak bir durum olduğu zaman senden beklenilenin çok üzerinde doğru ve geçerli cevaplar verirsin ki kendin bile kendine hayret edersin.
Rüyada aldığın bu eğitim
binlerce sene okuyup düşünsen elde edemeyeceğin hakikatleri rüyada emek ve
gayret sarf etmeden alabileceğini büyüklerimiz açıklamışlardır.
Aşk burada gücünü gösterir.
Yaren,
Aşk imkânlarını değil,
kendisini sevmektir.Aşk içten ilgiyi, anlayışı, tepki vermeyi, dürüstlüğü ve zevk alabilmeyi içerir.
Sevgi sahip olma duygusuyla yapıldığı zaman yanlıştır,
Sevilen kişinin yok edilmesine neden olur.
Sevgi doğru geliştiği zaman
ve tamamlanmasına yaklaşıldığında his dünyası devreye girer.
His dünyası ani coşku ve
kararların uygulandığı alandır.
His dünyasındaki kişi en
zayıf durumunu yaşar.Kalbinden ve meleklerden haber geldiği gibi İblisten de haber gelir.
Tuzakların çok olduğu, karar vermede vicdanın ve aklın tereddüt ettiği, aklının karıştığı dalgalı bir denizdesin demektir.
Din esaslarını önemser ve
uygularsan sağ salim yoluna devam edersin..
Kişisel çözüm yollarına
girersen gerisin geriye dönersin.
Aşkı hiç tanımadan gerisin
geriye dönmek, nefsinin isteklerine boyun eğdiğindendir.
Âşıklarda ölüm korkusu
yoktur, ellerindekileri yitirmeye aldırış bile etmezler.
Aşk gönül vermek, candan
sevmektir.
Kişiyi bütün huylarıyla
sevmektir, olduğu gibi kabul etmektir.
Tanrının aşkı kendinedir.
Seni sevmesini bekleme.
Senin ona aşkın varsa ancak
onda yok olmadır.
Başka seni sevmesi için yol
arama.
Aşk yolu basamak
basamaktır.
Aşağıda olan âşık, yukarıdaki
aşığa secde eder.
Su suyla, akıl akılla, sevgi
de sevgiyle çoğalır.
*
RAVLİ