Şöyle anlattılar:
Bir gün medresede büyük bir
sema vardı.
Mevlana Hazretleri hudutsuz
heyecan gösterip sık-sık guyendelerin (Güzel, düzgün okuyucular) sedirine
geliyor, eğilerek özürler diliyor, tekrar vecde dalıyor (Kendinden geçiyor) ve
“ Sizin nazik bir âleminiz
vardır, bu kâfidir” diyordu.
Mevlana “ Bu tevazuu (Alçak
gönüllülüğü) kime gösteriyor ve bu özenti kimedir” diye müritlerin hayreti bir
iken bin oldu.
Sema bitince Çelebi
Hüsameddin hazretleri baş koyup bu sırrı ondan sordu.
Mevlana: Hâkim Senai’nin
ruhaniyeti temessül (Cisimlendi) ve tecessüd (Gövde oldu) etti.
O, Osman’la Şihabeddin’in
yanına oturmuş def çalıp lütuflarda bulunuyordu.
Ben de sık-sık onun tecessüm
(Cisimlenmiş) eden ruhundan bizden hoşnut olsun diye özürler diliyordum.
Hakikatte bilmek lazımdır ki,
Tanrı erleri, gayb âleminden her kimi hatırlar ve isterse o, hemen bir şekle
girip gözükür.
Nitekim Ruh-ül-Kudüs (Cebrail
A.S.) Meryem’de, peygamber hazretlerinin (Tanrı’nın selamı her ikisinin üzerine
olsun) ve ruhsal şekiller de olgun velilerin önünde temessül (Cisimlendi) etti.
Dervişler buna ruhanileşme (Ölmüş
bir kimsenin devam etmekte olan ruhunun kudreti),
Temessül (Cisimlenme) ve
Tecessüd (Gövdelenme) derler”
buyurdu.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Kalp gözü olanın
baş gözüyle başkalarının göremediğini gördüğünü öğrendik.
2.
Tanrı erlerinin
görünmeyen âlemden gelip, vücut bulup istediği kişiye gözüktüğünü öğrendik.
Rüya
görürsün de şeklen kim olduğunu görürsün, göz göze bakışla da konuşursun sonra
uyanınca anlatırsın.
Bunu
uyanık olarak erenler yapar.
Aynı
dünyada yaşadıkları şekilde gözükürler ve dilsiz, sözsüz, kulaksız söylerler ve
dinlerler.
Çünkü
ölmeden önce öldükleri içindir.
Daha
anlaşılır ve uygulanan bir şey anlatayım da gerçekten olduğunu sen de yaşa,
gör.
Hak
erenlerinden birini ziyarete git.
Ruhuna
Fatiha ve 11 ihlâstan oluşan sevabı bağışla.
Allah’tan
bu güzel insanın yaşadığı gibi yüzünü görmek istiyorum izin ver diye yalvar,
dua et.
Aklına
gelen dünyaya ait bütün düşünceleri sonra hallederim diye at.
Gözlerini
kapa ve sahne gelene kadar bekle.
Allah
izin verirse görürsün.
Göremezsen
içine bir serinlik gelene kadar bekle.
O
sana nasip vermiştir, görmeye henüz hazır değilsin manasınadır.
Oturma
esnasında sıkıntı basıyorsa gönlün tam isteyişte ve hazır değil anlamındadır.
Selam
ver kendini özelleştiri yaparak düzeltmeye, uygun hale getirmeye çalış.
İşi
ilerletir isen derdini söyler, ne yapman gerektiği öğüdünü alırsın.
İşte
böyle yaren,
Beden
ölür ama ruhun ölmez.
Yaşarken
ruhunu güçlendirirsen ruhaniyet sahibi olursun.
Ruhaniyet
sahibi olunca da asırlar geçse bile istediğini görür, gözükür, konuşursun.
Ruhu
tanımak ve geliştirmek gerekir.
Erenler
sözü bakarak söylerler, kuşdilinden ayrı bir ruhsal iletişim şeklidir.
İki
kişinin nerede olduğu ve ne mesafede olduğu engel oluşturmaz.
Kelimelere
ve sözlere de ihtiyaç duyulmaz.
Düşünmen
yeterlidir.
*
RAVLİ