28 Kasım 2012 Çarşamba

MEVLANA VE YOLU VE BASİRET

Konya kadısı İzeddin, Amasya kadısı İzeddin ve Sivas kadısı İzeddin her üçü kendi asırlarının ulularından idiler.

Bir gün Mevlana hazretlerinden:
“Yolunuz nedir” diye sordular.

Mevlana hazretleri de Yusuf suresi 108 ayetini okudu:

(Resulüm! De ki: “İşte bu, benim yolumdur.
Ben Allah’a çağırıyorum, ben ve bana uyanlar aydınlık bir yol üzerindeyiz.” Dedi.

(Aydınlık yol basiretle olur)

Her üçü yere kapanıp mürit oldular.

                               ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***

KADI
Halk arasında çıkan anlaşmazlıklara çözüm bulan memurdur.
Okumuş ve tecrübe sahibi olanlardan seçilir.

Kişiler davalarını arz eder, kadı hüküm verir, verilen hüküm kabul edilir.
Kadılar aynı zamanda belediye reisi görevini yapmaktaydı.

Genel ahlakla ilgili hükümler vermek.
Eğlence yeri açmak veya kapamak için hüküm vermek.

                                       *
BASİRET

Anlayış, akıl erdirme, yetişme, erişme, olgunlaşma çalışmaları ile anlayışlılık, çabuk seziş, özü kavramak yeteneğine sahip olarak: Hakkın kullarına baktığı yer olan kalp ile görmek demektir.

Yani Allah kullarına nasıl davranıyorsa bu incelikleri, zamanlamayı, davranışları öğrenip, düşünüp, anlamak ve benzer şekilde davranmaktır.

Buna Tanrı rengine bürünmek, aynı renkten olmak, Tanrı boyası ile boyanmak tabiri edilir.

Temizlenmiş Tanrının bakışına hazırlanmış bir kalbe Tanrının nuru kendini gösterir.

Yani kalbinde aydınlık oluşarak görme kuvveti verilir.
Yani göremediğin hakikatleri o aydınlıkta görür olursun.

Hatta daha fazlasını görürsün ki bunlar sırdır, sırların sırrıdır.

Temizlenmiş, nurlanmış (aydınlanmış) bir kalp olduğu zaman aklın artık delil, şahit aramadan, görme gereği duymadan inanışı çabuk olur ve yolda hızlı ilerlemeni sağlar.

Yani gözle gördüğün ne düşündürüyor, ne ifade ediyorsa,
Kalp ile görme aynı etkiyi yaptırır.

Yani duyunca, okuyunca, rüya görünce, hayal görünce görmüş gibi inanırsın.

Görme göz ve ışıkla olur, aklın değerlendirir, tanımlar.
Gözle bakamadığın durumlarda gözün kalbin olur, ışığın nur olur görür aklın değerlendirir, tanımlar.

Basiret kalbini göz yapıp, nuru da ışık yaparsan başkalarının göremediğini görürsün buna basiret denir.

Basiret ilahi bir nurdur.
Yani Tanrı armağanıdır.

Kişi kalbini temizledikten sonra olur.

Hakla (uygunluk, doğruluk)- batılın (temelsiz, çürük), doğru ile yanlışın birbirinden ayrıldığı marifet, bilgi ve kalp nurudur.

İlham ile veya tecrübe ve öğrenme sonucunda oluşur.

Basireti bağlanmış tabiri:
Ne kendi görebilir, ne de görenin sözüne güvenip kabul etmeyendir.

Böyle kişiler yüzleşmekten kaçarlar.
Hayatın gerçeklerinden korkmuşlardır.

Suçluluk içinde soysa ortamdan uzaklaşmışlardır.

Benlikleri ağır basar başka birinin bilgili veya görüşünün kendinden bilgi ve görüşünden üstün olduğunu kabul etmediğinden gizlenir.

Hayal dünyasından çok hoşlanarak gerçek hayata dönmek istemez.
Yani gözü vardır göremez, kulağı vardır duyamaz.

Cahil görmez, dinlemez, anlamaz, gereğini yapmaz.
Ahmak görür, dinler, anlamış gibi yapar, doğruyu duyar, ama anlamadan işi yapar.

Basireti bağlanmışa doktorlar çare bulamaz, ancak Tanrı’ya dua ederek basiretinin açılmasını dilemelisin, istemelisin.

Yetki Allah’ındır.

                                     *

RAVLİ

Popüler Yayınlar