28 Kasım 2012 Çarşamba

MEYVA

Adetleri güzel bir padişah vardı.
Bir gün, kullarından birine bir meyve verdi.

Köle, o meyveyi öyle bir güzel, öyle bir iştahla yemeye başladı ki sanki evvelce o meyveyi tatmamıştı bile!

Ağzını şapırdatarak lezzetle yemesine padişah da özendi, yemek istedi.

Dedi ki:
 “Bir parçacık da bana ver, pek iştahla yiyorsun da imrendim adeta”

 Köle, padişaha da o meyveden bir parçacık sundu.
Padişah tadınca kaşlarını çattı, öyle acıydı ki!

Dedi ki:
 “A köle, bu işi kim yapar?
Böyle acı bir meyveyi bu kadar lezzetle kim yiyebilir?”

 Köle padişaha, padişahım dedi
 elinden yüz binlerce armağan aldım, yedim.

Hepsi de tatlıydı, lezzetliydi; bir kerecik de elinden böyle acı bir meyvedir, geldi.

Hemencecik elimi eteğimi çekeyim, suratımı buruşturayım, öyle mi?

Her an elinden bana bir hazine erişmede; nasıl olur da bir acıya incinirim, katlanamam?

Hep senin nimetlerinle beslenmedeyim, nimetlerine şükredip duruyorum, senin elinden bir nimet nasıl olur da bana acı gelir?

                                   *
Sen de onun yolunda zahmetlere uğruyorsan katlan; bil ki o zahmet, rahmetin ta kendisidir.

Onun işi pek aykırıdır.
Pek tersinedir; ne yapabilirsin ki?

Böyle kurulmuş, böyle gider!

Pişkin erler, yola girdiler ama gönül kanıyla bulanmadıkça bir lokma ekmek bile yiyemediler!

Tuz ekmek yemeye oturdular mı ciğerlerini de ortaya döktüler; onsuz bir parçacık ekmek bile koparamadılar!

                                  ***
MANTIK AL- TAYR 2 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI ( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                                   ***

Yaren,

Konunun iyi anlaşılması için, Padişah üzerinden Tanrı, köle üzerinden severek bağlanmış bir köle hikâye edilerek yapılanlar anlatılıyor.

Tanrı sayısız nimetler verirken acı bir olayla şikâyetçi olma.
Veren el değişmedi ki.

Sen verenin kişiliğini değil de imkânları seviyorsan senin bu isteğin menfaatine bağlı olduğunu gösterir.

Sevgi ve bağlılık bütünlük içinde değer kazanır.
Şu olursa severim, şöyle olursa küfrederim diyen kendi haline bırakılır.
Bir yere ait olamaz, serserice bir hayatı tamamlar.

                               ***

RAVLİ

Popüler Yayınlar