Yeni düğün yapmıştım.
Çok parasız kalmıştım.
Sıkıntım son dereceye
ulaşmıştı.
Genç karımı memnun etmek icap
ederdi.
Mevlana Hazretlerine halim
malum oldu.
Kalktı kendi haremine gitti.
Kira Hatundan altı Mısır
dinarı borç aldı ve dışarı çıkıp oturdu.
Bir müddet sonra söz
sırasında:
“Ey Osman!
Bundan önce güzel bir âdetin
vardı: Sık-sık bizim elimizi sıkardın.
Uzun bir müddettir ki, bu
âdetini terk ettin.
Sebebi nedir? “ buyurdu.
Bunun üzerine Mevlana’nın
elini öpmek için acele kalktım.
Dinarları gizlice elime koydu
ve “ Bu sünneti namaz farzı gibi muhafaza et “ dedi.
Sevindim, bir müddet bu
parayı sarf ettim.
Başka bir defasında yine
parasız kalmıştım, hiçbir şeyim yoktu.
“ El öpme âdetini yerine
getirmem zamanımız geldi “ diyerek yanına geldim.
Mevlana Hazretleri
gülümseyerek “ Kolaydır, merak etme.
Bugün eline yağlı bir lokma
geçecek” buyurdu.
O günü akşama kadar orada
kaldım.
Hiçbir eser gözükmedi.
O Hazretin işareti nasıl oldu
da çıkmadı diye beni bir hayret kapladı.
Dostlar birer-birer
gidiyorlardı.
Ben, karanlık basmadan ve
sokaklar çamur olmadan evin yolunu tutayım, dedim.
Medresenin kapısından
çıktığım vakit, büyük bir selin aktığını gördüm.
Mahallenin çerçöpü selin
önüne kapamış, su yürümüyordu.
Ayağımla su gitsin diye
yolunu açtım.
Birdenbire bir ipin ucu
ayağına takılıp sarıldı.
Keseyi koltuğumun altına
sıkıştırıp götürdüm.
Evde saydım, yedi yüz
diremdi.
Bir kısmını karıma verdim,
diğer bir kısmını da kendi ihtiyacıma sarf ettim.
Ertesi gün yine suratımı
ekşiterek Mevlana Hazretlerine gittim.
Mevlana “ Osman, niçin
suratını asmışsın.
Altını kese ile evine
götürdüğün halde yine parasızlıktan dem vuruyorsun.
Sakin şikâyet etme; bilakis
sana, bu verginin şükranesi olarak teşekkür etmek gerekir” dedi.
Ben derhal baş koyup tövbe
ettim.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Büyüklerin elini
öpmemiz gerektiğini öğrendik.
2.
İşi bilmeyen,
kendini uyanık sananların iyilik yapanların saflığından yaptığını, bilinçli
olmadığını sanılarak yararlanmaya kalktıklarını öğrendik.
3.
Temiz elden para
almak ve kazanmak yerine hile ile para kazanmak isteyene çerçöpün içinden
ihtiyacı olan paranın verildiğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Her şeyi bilen büyükler böyle
davranır.
Temiz isen temiz bir yerden
ihtiyacın verilir.
Yok, oyuncu biriysen pisliğin
içinden ihtiyacını karşılarsın.
Başkasını aptal sanan aslında
kendi aptaldır.
Bok böceğinin gıdası boktur.
Büyükler doğru davranışı bulsun diye hoş
görmesini aptallık asla sanma.
*
RAVLİ