29 Kasım 2012 Perşembe

MEVLANA VE RABİA HANIM

Sahib Isfahanı’nın hanında fahişe bir kadın vardı.
Çok da güzeldi.
Yanında da alıştırdığı birçok kız vardı.

Bir gün Mevlana bu hanın önünden geçiyordu.
Bu kadın handan çıkıp koştu, baş koyup Mevlana’nın ayaklarına kapandı.

Son derecede yalvarıp yakardı ve saygılarını sundu.
Mevlana “ Rabia! Rabia! Rabia” diye üç defa bağırdı.

Bu kadının emrinde çalışan kızlar da bunu görünce hepsi birden dışarı fırlayıp Mevlana’nın ayağına kapandılar.

Mevlana “ Ne de büyük pehlivanlar, ne de büyük pehlivanlar!
Eğer siz bu yükleri ve zahmetleri çekmemiş olsaydınız, bu kadar nefs-i levvame (Kötülük sonrası azap verici istekleri) ve emmereyi (Çok zorlayan istekleri) kim yenerdi?

İffetli ve namuslu kadınların iffet ve namusları nasıl anlaşılırdı?” buyurdu.

Mevlana’nın bu sözlerini işiten devrin büyüklerinden biri “ Mevlana gibi büyük bir adamın, bir genelevin fahişeleriyle böyle ilgilenmesi ve onlara böyle iltifatlarda bulunması manasızdır “ der.

Bunu duyan Mevlana “ Bu kadın olduğu gibi hareket ediyor ve olduğu gibi riyasız (ikiyüzlü olmadan) görünüyor.

Eğer sen de erkeksen onun gibi ol ve iki renkliliği bırak.
Eğer için dışın bir olması için ikiyüzlülüğü ve iki renkliliği bırak.

Eğer için dışın bir olmazsa işin batıldır ve boştur “ buyurdular.

Sonunda bu güzel kadın, Rabia-ı Adiviye gibi tövbe ederek emrinde bulunan kızları azletti (serbest bıraktı).

Evini eşyasını fakirlere dağıttı, ahret kadınlarının talihlileri arasına geçti ve Mevlana’ya mürit :(Bağlanarak ondan tasavvufun yollarını öğrendiler, onun doğrultusunda ilerlemişolup çok hizmetlerde bulundu.
                                        ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
  1. İkiyüzlü davrananların, iki kişilikli olanların erkek olamayacağını ve fahişeden çok daha aşağı olacağını öğrendik.
  2. İnsanların o anki durumuna göre değil de sonunu görerek davranmamız gerektiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Ne oldum demeyeceğiz, ne olacağız diyeceğiz.
                                *
RAVLİ







Popüler Yayınlar