(Aşikâr: Açık, görünen
bilinen)
Pek çok değişimlere uğramış
bir gerçek arayışçısı, sonunda herkesin sahip olamayacağı algılarla donanmış,
aydınlanmış bir adam bulmuş.
Ona şöyle demiş:
“ Seni takip etmeme izin ver,
böylece ben de senin yaptıklarını izleyerek öğrenebileyim.”
Bilge adam yanıtlamış:
“ Bu yükü kaldıramazsın,
çünkü olayların gelişimiyle iletişim içinde kalacak sabrın olmayacak.
ÖĞRENMEK YERİNE, BİLİNDİK
YOLLARDAN GİTMEYİ tercih edeceksin”
Arayış içindeki adam, sabırlı
olacağına, var olan önyargılarına bakmadan, olup bitenden ders çıkarmaya
çalışacağına söz vermiş.
“ O zaman bir şartım var”
demiş bilge adam,
“Ben sana açıklayıncaya
kadar, sen hiçbir olayla ilgili soru sormayacaksın”
Adam hevesle kabul etmiş ve
yolculuğa çıkmışlar.
Onları vahşi bir nehirden
karşıya götüren bir sandala binmişler.
Bu sırada bilge adam, gizlice
sandalın altına bir delik açmış, buradan su sızmış ve böylece sandalcının
yardımına, yıkıcı bir hareketlerle cevap vermiş.
Arayış içindeki adam kendine hâkim olamamış:
“İnsanlar boğulabilir, sandal batacak ve kaybolacak!
Bu iyi bir insanın yapacağı bir şey mi?”
“ Sana söyledim, değil mi?”
demiş bilge.
“Hemen sonuçlara
atlamayacaksın”
“ Bu şartı unutmuştum” demiş
adam.
Ve bunun için özür dilemiş.
Ama çok şaşkınmış.
Sonunda bir ülkeye varmışlar.
Burada iyi karşılamışlar,
kral onlara ev sahipliği yapmış ve onunla birlikte ava gitmelerini istemiş.
Kralın küçük oğlu, bilge
adamın önünde ilerliyormuş.
Bilge ve adam, büyük çalı ile
diğer av gurubundan ayrıldığı anda,
Bilge:
“Çabuk beni takip et” demiş. Genç prensin bileğini burkmuş, çocuk çalılıklara düşmüş ve bilge adam tüm hızıyla atını, krallık sınırında öteye sürmüş.
Arayış içindeki adam şok
olmuş.
Bu suça ortaklık ettiği için suçluluk
duyuyormuş.
Ellerini ovuşturup bağırmış:
“Kral bize iyi davrandı,
oğlunu emanet etti ve biz ona ihanet ettik! Bu nasıl bir davranış?
En kaba insanların en
değersiz olanı”
Bilge adam sadece ona dönmüş
ve şöyle demiş:
“ Dostum, ben sadece yapmam
gerekenleri yapıyorum. Sen bir gözlemcisin ve
ÇOK AZ İNSAN GÖZLEMCİ
OLABİLİR.
Bu konuma eriştin, ama bunun
KIYMETİNİ bilmiyor gibisin. SEN DURUMU
ÖNYARGILARINLA
ELEŞTİRİYORSUN.
Sana sözünü bir kez daha hatırlatırım”
“ Anlıyorum ki sözüm olmasaydı, ben de burada olamazdım ve sözüm beni yenilgiye uğratıp duruyor” demiş adam.
“Lütfen, beni bir kez daha
bağışla; anlıyorum ki VARSAYIMLARI YIKMAK ZOR. Seni bir kez daha sorgularsam,
beni kov, lütfen”
Yollarına devam etmişler.
Büyük ve görkemli bir şehre
gelmişler, oradaki halktan biraz yemek istemişler.
Ama onlara hiç kimse bir şey
vermemiş.
Burada yardım denen bir şey
yokmuş ve sahipliğinin kutsal kuralları unutulmuş.
Aksine, üzerlerine köpekleri
salmışlar.
Şehrin dışına çıktıklarında,
aç yorgun ve susuzmuşlar.
Bilge adam,
“ Dur biraz, şu yıkık duvarı
onarmalıyız” demiş.Saatlerce çalışmışlar.
Çamur, saman ve suyu
birbirine karıştırıp duvarı onarmışlar.
Arayış içindeki adam öyle
yorulmuş ki şöyle demiş:
“ Bunun karşılığında bize bir
şey vermeyecekler.
İki kere iyiliğe kötülükle
karşılık verdik.
Şimdi kötülüğe iyilikle yanıt
veriyoruz.
Ben sabrımın sonuna geldi,
daha fazla devam edemeyeceğim”
“ Artık korkmana gerek yok”
demiş bilge adam “hatırlarsan, beni bir daha
SORGULARSAN, kovmamı söylemiştin.
Burada yollarımız ayrılıyor,
çünkü benim yapacak çok işim var.
Ama gitmeden önce, sana bazı
yaptıklarımın ne anlama geldiğini açıklayayım, belki bir gün yine
BÖYLE BİR YOLCULUĞA
ÇIKABİLECEK ALGIYA erişirsin.”
Benim zarar verdiğim sandal
hasarlı olduğu için savaşa gitmek için sandal toplayıp hazırlanan zorba kralın
elinden kurtulmuş oldu.
Bileğini burktuğum çocuk,
artık zorba bir insana dönüşemeyecek, hatta krallığın başına bile geçemeyecek,
çünkü yasalara göre, sadece fiziksel olarak bütün olan bir adam, krallığı
yönetebilir.
Bu nefret dolu şehirde, iki
küçük yetim var.
Onlar büyüdükleri zaman,
duvar yine çatırdayacak ve içine sakladıklarım ortaya çıkacak, bu onların
miraslarıdır.
Onlar, onu değerlendirerek güçlü
olacak ve bu şehri, yeni kaderine doğru götürecekler.
“Şimdi gidebilirsin.
Kovuldun.”
***
MEVLANA VE GİZEMLİ SUFİ BİLGELİK HİKÂYELERİ. IDRIES SHAH. ÇEV. MERVE DUYGUN. 2009
BUTİK YAYINCILIK VE KİŞİSEL GELİŞİM HİZ. TİC. LTD. ŞTİ.YAYINI
(Bu kitabı temin ederek evinde bulundurmanı önemle tavsiye ederim)
***
Yaren,
Kur’ anda Musa ve Hızır öyküsü olarak
anlatılmıştır.
Kur’an da anlatılan
Olayı daha iyi anlamamızı
sağlayan öyküdür.
*
İzleyerek öğrenen kişi,
izleyeceği doğru kişiyi bulduktan sonra; hemen kısa vadeli sonuçlara bakarak
önyargısı ile karar vermesi yanlıştır.
Hemen neden karar veriyorsun
ki, bekle bakalım işin sonu ne?
İşi yapan, sürükleyen
anlatsın. Onun bilgi ve seçenekleri ne?
İyi gözlemleyerek faydalanmalıyız.
Bizim gördüğümüz gerçeğin bir
parçası, gerçeğin tümünü görene kadar yargı oluşturmamalıyız.
Peki, neden herkesi sorgular bakışla
bakıyorsun ve bu yönlü konuşuyorsun.
Öğrenci isen öğrenme boyutunda, anlama ve kavrama dikkatinde, faydalanma niyetinde kendini yapılandırmıyorsun?
Kendi kendine devamlı öğrenci
olduğunu telkin etmek doğru olur.
Şimdi öğretilenler
NEDEN-SONUÇ ilişkisi üzerinden.
Yaren sen buna YARARLIĞI da
eklemelisin.
Yararlılığı işin içine
katarsan; sabır işin içine kendiliğinden katılır. Sabır işin içine katılınca
olay iyi anlaşılıncaya kadar sıkıntı olmadan beklenir, gözlemlenir, doğru
yargıya varılır.
Diğer bir dikkatinizi
çekeceğim perdelerdir.
Kişi kendine ne kadar düşüncesizliğinden, dikkatsizliğinden, bilgisizliğinden perdeler oluşturursa anlayışlılık, çabuk seziş, özü kavramak olamaz.
Tüm bu çalışmalar her şeyin
göründüğü gibi veya senin düşündüğün gibi olmadığını anlaman içindir.
Gerçek bir bütündür.
Gerçeği
gönlün kabul eder ve sakinleşir.
Gerçeğe tam ulaşılmadan
etiketlendirme yaparsan kafan karışır, fikirlerin bulanıklaşır.
Gerçeğin tamamını bir
parçasından da anlayabilirsin ama bunun için biraz daha çalışmamız lazım.
Allah, İnşallah
perdelerimizin kalkmasına izin verir kolaylık sağlarsa daha hızlı yol alırız.
Aslında kaderin yazgısını
doğru okumaya, önceden okumaya çalışıyoruz.
Bu yazgıyı daha önce okuyabilenlere de bilge diyoruz, derviş diyoruz, ermiş diyoruz, evliya diyoruz, veli diyoruz.
(hepsinin farklı yetenekleri ve Allah’tan izinleri vardır)
Allah işinizi rast getirsin.
Allah, hepimize hazinesinden
yardım etsin.
Âmin.
*
RAVLİ