23 Kasım 2012 Cuma

TİRMİZİ VE ELBİSE VE ZİHİN

Sahip İsfahani’den nakledilir ki:

Bir gün Seyyid hazretlerinden mübarek elbiselerinin yıkanması için ricada bulundular.

Fakat bu katiyen mümkün olmadı.
On iki yıla yakındı da elbiseleri yıkanmamıştı.

Buyurdu ki, “ Tekrar kirlenirse ne yaparım?”
Bunun üzerine onlar” Tekrar yıkarlar” diye cevap verdi.

Seyyid cevap verdi” O halde biz dünyaya çamaşır yıkamak için mi gelmişiz?
Bir daha böyle teklifte bulunma ve beni de rahatsız etme.

Bundan başka ruhu yıkamak çamaşırı yıkamaktan daha iyidir.” Dedi.

                                      ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Yaren,
Erenler bize bir konuda bilmemiz ve önemsememiz için on iki yıl sıkıntı çekerler ve birisinin bu soruyu sorup bu cevabı verene kadar beklerler.

Seyyid hazretlerinin pis ve kokan bir vaziyette gezdiğini asla düşünme.
Çünkü devamlı namaz kılan ve oruç tutan biridir.

Seyyid hazretlerine söyleyiş biçimi rica dahi olsa o mübarek kendini ruhsal temizliğe adamış ve kendini Tanrı huzuruna varmak konusunda sıkıntılara katlanmıştır.

Bundan şunu iyi anlamalıyız ey yaren!
Kendine doğru kişi ve doğru yol bularak zihnini temizleyip yeniden düzenlemelisin.

Kendi gerçeğin sandığın aslında toplumun senden hizmet almak yerine seni istediği gibi kullanmak için köleleştirdiği zihnini bir daha düşün.

Zihinlerimizi kendi haline bırakırsak bir zaman sonra çöp yığını haline gelir ki seni kirletir.  

                                 RUH TEMİZLİĞİ

Temiz bedene temiz ruh, temiz ruha temiz söz uygundur.
Temizlik komple yapılmalıdır.

Pis bir yere temiz ne korsan, üstüne ne örtersen kısa bir zaman sonra o da pis duruma düşer.

SEVGİ kirletilmesi en zor olandır.
AŞK kirletilemez.

                                        *
Sosyal bir yaşam içinde yaşamaya mecbur olan insan istemese de ruhu kirlenir.
O halde nelerin bizi kirlettiğinin farkında olarak dikkatli olmalıyız.

Nefsimizin hoşuna gidenleri kolayca kabul ettiğimizden ruh kirliliği çok çabuk olur, temizlenmesi çok zor olur.

Tanrı’nın yasakladığı her şey seni kirlettiğini kesinlikle bilmelisin, önemsemelisin, titizlikle yaşamının en büyük kısmını buna ayırmalısın.

                                        *
Anlama, bilme ve akılda tutma olan zihnin en büyük ayırım yapan ve seçme imkânı sağlayabilecek yerindir.

Temizlik için öncelikle zihnimizi düzenlemeliyiz.
                                        *

ZİHİN

Anlama, bilme, hatırda tutma yani düşüncedir.
Düşünmek vücuttan farklı bir bölümdür.

Hayvanlar ve kompüterler düşünemez.
Dil ile sıkıca bağımlı olarak gelişen ve değişen düşünce ürünüdür.

İnsanların toplumsal üretici etkinliklerini sürecinde gelişen bir üründür.

Duygularla algılanır, sonra da insanda kavramlar, yargılar ve kuramlar biçiminde kimyası oluşur.

Düşünceyi geliştirmek için toplumu geliştirmek gerekir.

Doğru düşünmek için kavramlar çözülmelidir, açıklanmalıdır ve ne anlama geldiğini muhataplarının bilmesi gerekir.

Birinci anlamda ansal imge gelir (ilk gördüğündeki anladığın).
İkinci anlamda kavram gelir ya da düşünce deyimleri kullanırız ve ayırt ederiz.

Dil düşünmeyi belirler.
Düşünce kalıpları:

Karar verme,
Sonuç çıkarma,

Nedensellik bağı kurma,
Problemi çözme sağlar.

Doğru düşünceye ulaşmak için doğadaki nesneleri ifade ettikleri şekilde bilmekle olur.

Doğru kaynak olarak sistemli bilgi veren tercih edilmelidir.
Kişinin ve kitabın doğru olduğu onaylanmış olmalıdır.

Sistemli olmayan kaynaklar sahip olduğun düşünceyi destekleyerek pekiştirir ki yeni bir şey öğrenemezsin.

Eylem gerçekleştirmeden önce düşünmelisin.
Bu düşünceye anılarını, bilgilerini, alışkanlıklarını, eskiden depoladığın bu verileri çağrışım yaparak hatırlamalısın ve sonra karar verip uygulamalısın.

Bedenin düşüncelerinin emrindedir.
Bedenin deridir kabuktur, düşünce iş ve özdür.

Bedenin binek, düşüncen ise süvaridir.
Süvari bineğini nereye sürerse çaresiz binek o yana gider.

İletişimin olmadığı yerde düşünce yoktur, düşünceyi geliştirmek yoktur.

Dil kullanımı ile düşünceyi ve bilinç biçimini ifade ederken, aynı zamanda düşünmeyi ve bilinci etkiler ve biçimlendirir.

Gerçeği algılamamız düşüncemiz tarafından belirlenir.
Düşüncelerimiz de dil tarafından etkilenir.

                                   *

RAVLİ

Popüler Yayınlar