Bir gün Seyyid hazretlerinden
mübarek elbiselerinin yıkanması için ricada bulundular.
Fakat bu katiyen mümkün
olmadı.
On iki yıla yakındı da
elbiseleri yıkanmamıştı.
Buyurdu ki, “ Tekrar
kirlenirse ne yaparım?”
Bunun üzerine onlar” Tekrar
yıkarlar” diye cevap verdi.
Seyyid cevap verdi” O halde
biz dünyaya çamaşır yıkamak için mi gelmişiz?
Bir daha böyle teklifte
bulunma ve beni de rahatsız etme.
Bundan başka ruhu yıkamak
çamaşırı yıkamaktan daha iyidir.” Dedi.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Yaren,Erenler bize bir konuda bilmemiz ve önemsememiz için on iki yıl sıkıntı çekerler ve birisinin bu soruyu sorup bu cevabı verene kadar beklerler.
Seyyid hazretlerinin pis ve
kokan bir vaziyette gezdiğini asla düşünme.
Çünkü devamlı namaz kılan ve
oruç tutan biridir.
Seyyid hazretlerine söyleyiş
biçimi rica dahi olsa o mübarek kendini ruhsal temizliğe adamış ve kendini
Tanrı huzuruna varmak konusunda sıkıntılara katlanmıştır.
Bundan şunu iyi anlamalıyız
ey yaren!
Kendine doğru kişi ve doğru
yol bularak zihnini temizleyip yeniden düzenlemelisin.
Kendi gerçeğin sandığın aslında
toplumun senden hizmet almak yerine seni istediği gibi kullanmak için
köleleştirdiği zihnini bir daha düşün.
Zihinlerimizi kendi haline
bırakırsak bir zaman sonra çöp yığını haline gelir ki seni kirletir.
RUH TEMİZLİĞİ
Temiz bedene temiz ruh, temiz
ruha temiz söz uygundur.
Temizlik komple yapılmalıdır.
Pis bir yere temiz ne korsan,
üstüne ne örtersen kısa bir zaman sonra o da pis duruma düşer.
SEVGİ kirletilmesi en zor
olandır.
AŞK kirletilemez.
*
Sosyal bir yaşam içinde
yaşamaya mecbur olan insan istemese de ruhu kirlenir.O halde nelerin bizi kirlettiğinin farkında olarak dikkatli olmalıyız.
Nefsimizin hoşuna gidenleri
kolayca kabul ettiğimizden ruh kirliliği çok çabuk olur, temizlenmesi çok zor
olur.
Tanrı’nın yasakladığı her şey
seni kirlettiğini kesinlikle bilmelisin, önemsemelisin, titizlikle yaşamının en
büyük kısmını buna ayırmalısın.
*
Anlama, bilme ve akılda tutma
olan zihnin en büyük ayırım yapan ve seçme imkânı sağlayabilecek yerindir.
Temizlik için öncelikle
zihnimizi düzenlemeliyiz.
*
ZİHİN
Anlama, bilme, hatırda tutma
yani düşüncedir.
Düşünmek vücuttan farklı bir
bölümdür.Hayvanlar ve kompüterler düşünemez.
Dil ile sıkıca bağımlı olarak gelişen ve değişen düşünce ürünüdür.
İnsanların toplumsal üretici
etkinliklerini sürecinde gelişen bir üründür.
Duygularla algılanır, sonra
da insanda kavramlar, yargılar ve kuramlar biçiminde kimyası oluşur.
Düşünceyi geliştirmek için
toplumu geliştirmek gerekir.
Doğru düşünmek için kavramlar
çözülmelidir, açıklanmalıdır ve ne anlama geldiğini muhataplarının bilmesi
gerekir.
Birinci anlamda ansal imge
gelir (ilk gördüğündeki anladığın).
İkinci anlamda kavram gelir
ya da düşünce deyimleri kullanırız ve ayırt ederiz.
Dil düşünmeyi belirler.
Düşünce kalıpları:
Karar verme,
Sonuç çıkarma,
Nedensellik bağı kurma,
Problemi çözme sağlar.
Doğru düşünceye ulaşmak için
doğadaki nesneleri ifade ettikleri şekilde bilmekle olur.
Doğru kaynak olarak sistemli
bilgi veren tercih edilmelidir.
Kişinin ve kitabın doğru
olduğu onaylanmış olmalıdır.
Sistemli olmayan kaynaklar
sahip olduğun düşünceyi destekleyerek pekiştirir ki yeni bir şey öğrenemezsin.
Eylem gerçekleştirmeden önce
düşünmelisin.
Bu düşünceye anılarını,
bilgilerini, alışkanlıklarını, eskiden depoladığın bu verileri çağrışım yaparak
hatırlamalısın ve sonra karar verip uygulamalısın.
Bedenin düşüncelerinin
emrindedir.
Bedenin deridir kabuktur,
düşünce iş ve özdür.
Bedenin binek, düşüncen ise
süvaridir.
Süvari bineğini nereye
sürerse çaresiz binek o yana gider.
İletişimin olmadığı yerde
düşünce yoktur, düşünceyi geliştirmek yoktur.
Dil kullanımı ile düşünceyi
ve bilinç biçimini ifade ederken, aynı zamanda düşünmeyi ve bilinci etkiler ve
biçimlendirir.
Gerçeği algılamamız
düşüncemiz tarafından belirlenir.
Düşüncelerimiz de dil
tarafından etkilenir.
*
RAVLİ