Çok defa Seyyid, Şeyhi olan
Baha Veled hazretlerinin Tanrı’sal bilgilerini dinlerken şeyhinin bu sırları
keşfettiğini görmekten o derece hararetlenirdi ki, iki ayağını mangalın ateşine
sokar ve elleriyle de ateş korlarını söndürürdü.
Nihayet Şeyh Baha Veled
hazretleri:
“Seyyid’i meclisten dışarı
atın da huzurumuz bozulmasın” diye Seyyid’e doğru bağırırdı.
Şeyhin narası Seyyid’in
kulağına ulaşınca derhal susardı.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
ATEŞ BAZ-I VELİ
Esas ismi Şemseddin Yusuf,
babasının adı ise İzzeddindir.
Hz. Mevlana zamanında yaşamıştır
ve dergâhta post sahibidir.
Baha Veled hazretleriyle
birlikte Konya’ya geldiği bilinir.
Mevlevi tekkelerinde
dervişlerin terbiyesine mahsus olan mutfakta bulunan beyaz post’a Ateş-i Baz-ı makamı denir.
En bilinen hikâyesini arz
ediyorum:
Mevlana hazretlerinin
misafirleri gelir.
Misafirlere yemek
hazırlanırken odun biter.
Bunun üzerine velimiz “Allah”
diye nara atar, mübarek iki ayağını kazanın altına ateşlerin içine sokar.
Bir müddet sonra nefsine
döner, sol ayak başparmağında yanma hissederek ayağını çeker.
Yemek pişmiştir.
Misafirlere ikram edilir.
Mevlana Hazretleri bu
yemekten bir kaşık alınca
“Ateşi bazı gene yapacağını
yapmışsın, bu yemek odun ateşinde pişmemiş, aşk ateşinde pişmiş” der ve bu
olaydan haberdar olur.
Dervişler Şeyhinin karşısında
elleri bağlı dururken ayakları da;
Sağ ayağın başparmağı sol
ayağın başparmağı üstüne konarak durulur.
Yani nefsine dönmenin ayıp
olduğunu ve ayıbın örtülmesi gerektiğini hatırlar.
Türbesi Konya meram yolu
üzerinde eski SSK hastanesinin arkasındadır.
Ruhaniyeti çok tesirlidir.
*
SOFRA GÜLBANGI
Ma sofiyan-ı rahiym, ma tablehar-ı rahiym.
Payendadar ya Rab! İn kesara ve henra.
Velhamdülillahi Rabbil
alemiyn.
El Fatiha,
(Herkes Fatiha okur)
Fatiha’dan sonra parmaklar
birleştirilerek sofra üzerine konur ve devam edilir.
Nan-ı merdan, ni’met-i
Yezdan, berakat-ı Halil ül rahman.
Elhamdü lillah, elhamdü
lillah, elhamdü lillah, eşşükrü lillah.
Somat sahibinin niyazı makbul
ola.
Cümle geçmişlerinin ervah-ı mukaddesleri
handan ü şadan ola.
Lokmalar nur u iman ola.
Muratlarımız hâsıl ola.
Kulub-i aşikaan küşade ola.
Demler sefalar ziyade ola.
Dem-i Hazret-i Mevlana
Sırr-ı Cenab-ı Şems-i Tebrizi
Kerem-i Hazret-i imam-ı Ali.
Sırr-ı Ateş-baz-ı Veli.
Ve şefaat-ı
Muhammed’ininnebiyyil ummiyy, rahmeten lil’alemiyn.
Hu diyelim, hu.
Sofrada bulunanlar nefesinin
sonuna kadar hu diyerek sofraya doğru eğilirler.
*
SOFRA GÜLBANG (izahlı)
1) Ma sofiyan-ı rahiym, ma
tablehar-ı rahiym. Payendadar ya Rab! İn kesara ve henra.
2) Salli ve sellim ve barik
ala eşraf-i ve esad-i nur-i cemiy’ıl enbiya-i vel mürselin.
Velhamdülillahi Rabbil
alemiyn.
(Allah’ım, rahmetin,
selametin ve bereketin, bütün peygamberlerin ruhu, en mesudu, en şereflisi
Muhammed’in üzerine olsun)
El Fatiha,
(Herkes Fatiha okur)
Fatiha’dan sonra parmaklar
birleştirilerek sofra üzerine konur ve devam edilir.
3) Nan-ı merdan, ni’met-i
Yezdan, berakat-ı Halil ül rahman.
(Erenlerin ekmeğine ‘erenlere
verilen rızka’, Halil İbrahim bereketine hamd ü şükürler olsun)
(Hamd Allah’ındır, hamd
Allah’ındır, hamd Allah’ındır, şükür Allah’ındır.)
(Hakk Teâlâ soframıza
bereketini ihsan etsin)
(Yenilip içilenin yerine daha
zengin sofra gelsin)
7) Somat sahibinin niyazı
makbul ola.
(Sofra sahibinin ikramı Allah
katında makbul olsun)
8) Cümle geçmişlerinin ervah-ı
mukaddesleri handan ü şadan ola.
(Bilimum geçmişlerinin
mukaddes ruhları mutlu ve sevinçli olsun)
9) Lokmalar nur u iman ola.
(Yediklerimiz nur olsun, iman
olsun.)
10) Muratlarımız hâsıl ola.
(Dileklerimiz kabul edilsin)
12) Demler sefalar ziyade
ola.
(feyz dolu zamanlar, gönül
arılığı, saflığı artsın.)
13) Dem-i Hazret-i Mevlana
(Hazreti Mevlana’nın feyzler
bahşeden nefesinin)
(Cenab-ı Şems-i Tebrizi’nin
ilahi sırlarının)
15) Kerem-i Hazret-i imam-ı
Ali.
(Hazreti İmam-ı Ali’nin cömertliğinin,
bağışının)
16) Sırr-ı Ateş-baz-ı Veli.
17) Ve şefaat-ı
Muhammed’ininnebiyyil ummiyy, rahmeten lil’alemiyn.
(Ve âlemlere rahmet olarak
gönderilen, ümmi bir peygamber olan Hazreti Muhammed’in şefaatinin üzerimizde
olması dileğiyle)
18) Hu diyelim, hu.
(O diyelim O) (Allah diyelim
Allah)
*
Yaren,
Allah’ın veli kullarının
ateşe hükmettiklerine ait değişik hikâyeleri daha ileride yeniden okuyacağız.
Bu sırra sahip olanların Hz.
İbrahim’in ateşe atıldığında neden yanmadığını anlayacağız.
Bu ateşle oynamak Ledün
ilminden Allah’ın verdiği hediyedir.
*
RAVLİ