23 Kasım 2012 Cuma

TİRMİZİ VE 40 GÜN

Sultan Veled hazretleri (Mevlana’nın oğlu) buyurdu ki:

Seyyid Burhaneddin Tirmizi geçliğinin ilk çağında kırk gün büyük Mevlana’ya (Baha Veled Hazretleri) hizmet etmiş.

Velilik ve keşiflerden her ne elde edilmiş ise o kırk gün içinde edilmiştir.

                                      ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Yaren,

Şeyhine sevgi bağıyla bağlanıp hizmet edenler ödülünü alırlar.

Birkaç ömür sürse ve kişi bu yolda devamlı uğraşı içinde olsa kendi kendine çok az mesafe alır.

Ama, Şeyhine gönül bağı ile bağlamış hizmet eden kişi çok kısa sürede yeteneğine göre şeyhinden hediyesini alır.

Yaren, Allah nasip ettiği ve kolay kıldığı zaman seni yetiştirecek kişiye yönlendirir.

Sen uyanık olarak bu açılan kapıdan girmelisin ve sana verilenleri almalısın.
Tabii ki gönlün çer-çöple dolu ise bu iş olmaz.

Hazırlık yapmalısın.

Önce şeyhinin ışığı ile aydınlanacaksın, sonra şeyh seni Peygamberimize gönderip onun ışığını alacaksın, sonra da Allah kapısına varacaksın.

Sırlar kapısını açmak yetkisi Allah’a aittir.
Allah emir ve izin verirse şeyhin bu sırları kalbine indirir. 

                                  *
10 KURALI YERİNE GETİRMELİSİN

1.   Birinci esas TÖVBEDİR.

  Günah, kulu Allah’a karşı utandıran iki cihanın basamaklarına bakmaktır, onları isteyip dilemektir.

Günahların hepsinden sıyrılmak ve Allah’a sığınmaktır.
      Aşığa yakışan sevgiliden başkasına bakmamaktır.

Benliği bırakmak, varlığını ona feda etmektir.

Çünkü vücudun günahlarından sıyrılmak, bu hale gelmenin esas şartıdır.

2.   İkinci esas ZÜHD:

 Dünyanın süsünden, lezzetlerinden, mal, mülk, mevki ve zenginliğinden tamamen elini çekmektir.

Nitekim ölüm de bunlardan ayrılmaktır ve gerçek zühd iki cihanı da terk etmeye çalışmaktır (dünya ve ahireti).

Hz. Peygamberimiz dünya ahiret ehline, ahirette dünya ehline, her ikisi de ehlul-laha haramdır buyurmuştur.

3.   Üçüncü esas TEVEKKÜLDÜR:

 Cenab-ı Hakk’a dayanarak bütün sebeplerden tamamıyla çekilmektir.
        Nitekim ölüm haline de öyle gidilir.

4.   Dördüncü esas KANAATTİR:

Bu da nefsin şehvetlerinden (aşırı isteklerinden)ve hayvani gıdalardan vaz geçmektir.

Nitekim ölüm de bu sonuca varıştır.

Aşığa yakışan yiyecek, içecek, giyecek ve barınaktan kendisine yeteceği kadarıyla yetinmektir. İsraf etmemektir.

5.   Beşinci esas UZLETTİR:

 Yalnızlığa çekilmek suretiyle halkla iğlisini kesmektir.

Nitekim ölüm de insanlardan ayrılıp gitmektir.

Öğrenci kendisini terbiye eden Mürşid-i Kâmilin hizmetini görecek ve ölünün kendisini yıkayana teslim ettiği gibi, o da kendini öylece kendisini terbiye edene teslim olacaktır.

Ta ki kendisini, nurla yıkayıp bütün pisliklerden tertemiz kılsın.

Uzletin en faydalısı yalnızlığa çekilip bütün duyu organlarını çalışmaktan alıkoymaktır.

Çünkü ruhun tutulduğu her türlü afet ve bela, fitne ve fesad, bozgunluk, hep onlarla olmuştur.
Nefse kuvvet veren ve böylece ruhu istilaya fırsat veren onlardır.

İnsanı, yerin dibine batıran, dünya ile bağını kuran onlardır.

Yani hep bu beş duyu organının pencerelerinden içeriye sızan duyum ve idraklerle olmuştur.

Eğer alıkonursa o zaman, şehvet ve heveslerden ve dünya arzularından nefsin istekleri kalmaz ve bu gayret ve korumadan sonra temizleyici olan Allah zikriyle lüzumsuz meyiller (eğilimler), nefret, cehalet, gaflet ve bütün şehvetler silinip süpürülecek ve böylece gönül sıhhat ve afiyete kavuşacaktır.

6.    Altıncı esas ALLAH ZİKRİNE DEVAM ETMEK:

 Zikir esnasında dünyaya ait olan her şeyi unutup yalnız onu zihinde anmaktır.

Nitekim ölüm, bütün dünyayı unutmaktır.
      Lailaha illallah güzel sözü, manevi bir macun gibidir.

Allah’ın isminden verdiği kuvvetle can ve gönül ferahlık ve teselli bulur 

7.   Yedinci esas ALLAH’A TAM DÖNÜŞTÜR.

 Dünyayı ve onun varlığını çağıran her çağrıdan yani her türlü maddi arzu ve isteklerden sıyrılmaktır. 

Nitekim ölüm, o hale düşmektir.

Bundan sonra o aşığın Allah’tan başka ne isteği ne de sevgilisi kalır ve ondan başka bir maksat ve gayesi kalmadığı gibi, bir anda ondan gafil kalmaz.

8.   Sekizinci esas SABIRDIR:

O çalıma ve çabalama ile nefsi, sevdiklerinden alıkoymaktır.

Nitekim ölüm de o makama ermektir.

Bundan sonra âşık, nefsini alıştığı ve sevdiği şeylerden çeker ve bu halinde sabır ve sebat eder ta ki nefis, tertemiz olur, bütün şehvet arzuları susar ve ulu şeriatın yoluna konulur, kalbi arınır, ruhu parlar.

9.   Dokuzuncu esas MURAKABEDİR:

 Kendi gücünden ve kuvvetinden sıyrılmaktır.

Nitekim ölüm de o yokluğa gitmektir.

Bundan sonra âşık, Allah’ın ilhamlarını ( Allah tarafından insanın gönlüne bir şey doğdurmasını), ihsanlarını (bağışlarını), inamlarını (iyiliklerini) bekler ve dünya varlıklarından sıyrılarak, ilahi aşk ve sevgi denizine gömülür.

Ta ki, Allah’ın rahmetinden kendi nefsine öyle bir nur parlar ve yükselir ki, onunla bir anda bütün yaptıklarının karşılığını bulur ve otuz senelik devamlı tutulan oruçla denetime girmeyen kötü nefsin karanlıklarda yok olur.

10.                  Onuncu esas RIZADIR:

  Kul Allah’ın rızasına girer ve nefsinin rızasından ayrılır.

Nitekim ölüm de o makama ermektir.

Bundan sonra o âşık, Allah’ın ezeli hükümlerine teslim olur, onun ebedi tedbirine bütün işlerini havale eder ve kazasından itiraz ile kaderinden çekinmeyip rızasının yoluna girer.

Kim ki, karanlık özelliklerden ve nefsinin fena arzularından kendi iradesiyle ölür, muhakkak ki, Cenab-ı Hak, ona inayet (iyilikler, ihsanlar) nuruyla yeniden hayat verir.

Yani insanın özelliklerinden kendi istek ve kararlığıyla ölen kimseyi, Cenab-ı Hak, ilahi vasıflarıyla yeniden canlandırır.

Ona cemalinin nurlarından bir nur ihsan eder ki, o nurla halkın hallerini görüp zekâsıyla insanların sırlarını anlar.

Lakin nefsinin özellikleriyle dinç ve canlı olan kimse insanlık ağacının karanlığında kalır.

Ne marifet çiçeğiyle ilahi nura, ne de sevgilisine kavuşur.

 
       Yaren, kendinden geçersen Hak ile beraber olur ebedi hayatı bulursun.
       Bu sözler felsefi değildir.

Hakikatin ta kendisidir.

                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar