24 Kasım 2012 Cumartesi

TANRI’YI BİLEN KİŞİNİN PEŞİNDEN KOŞ

Ahmet Hanbel, asırların ulusuydu;
Faziletlerini saymaya imkân yoktu.

(Fazilet: İnsanda iyilik etmeye ve fenalıktan çekinmeye olan devamlı ve değişmez yetenek, güzel özellik, insanın yaradılışındaki iyilik, iyi huy, erdem.)

Düşünceden, bilgiden arındı mı hemencecik Beşr-i Hafi’nin yanına giderdi.
Biri, onu Beşr-i Hafi’nin huzurunda gördü mü derhal kınamaya başlar, derdi ki:

Sen, bilgi sahibi bir imamsın; senden bilgili bir adam, gelmez artık.

O, ne derse desin, Ahmet bu sözlere kulak bile asmaz (değer vermez) Beşr-i’in tapısına baş açık, yalın ayak (sahip olduğu değerleri yok sayarak) koşardı.   

Derdi ki:
Evet, ben, hadis ve sünnette ödülü kaptım.

Bilgim, onun bilgisinden artık; ben, her şeyi ondan iyi biliyorum ama o Tanrı’yı benden iyi biliyor!

                                         *
A insafsız, a kendinden haberi olmayan, bir zamancağız sen de yolu gören gözü açıkların insafına bak!

                                        ***
MANTIK AL- TAYR 2 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI ( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                                        ***
Yaren,

Kimi söylenen sözün peşine düşer gider.
Kimi söyleyenin peşine düşer gider.

Kimi de sözün ilk kaynağına gider.

Sözün ilk kaynağına giden hem sözü hem de söyleyeni bulur, kişi ve zamanın kirletmesi olmadan tertemiz tanır.

Yolu doğru görenin kılavuz lığında hedefine gitmelisin.
Yolu doğru gören hemencecik aslına çabucak ulaşman için yolu gösterir.

Sözlerle fazla oyalanma.

Kalbini bağla, gözünü avına dik, sürüne-sürüne kendini belli etmeden yaklaş, sonrada hedefine atıl.

Avcı sensin av Tanrı’dır.
İşin aslına bakarsan avcı Tanrı’dır sen avsın.

Her akıl anlamasın diye bazı işler ters gözükür.
İnsaf, insanı her şeyden kurtaran bir padişahtır.

İnsaf sahibi olan, saçma sapan şeylerden kurtulur.
İnsaf ve merhamet sahibi olman, bütün ömrünü rükûda, secdede geçirmenden yeğdir!

İki âlemde de insaf ve mürüvvetten daha üstün bir erlik, bir cömertlik yoktur.

Şunu hatırda tut:
Apaçık insaf eden, insaf sahibi olan ikiyüzlü olamaz(riyakâr).

Erler insafı kimseden almadılar; fakat insaf, içlerinden geldi, bir haylisi kendiliklerinden insafa geldiler.

Tanrı vergisidir o!

İNSAF: Merhamete, vicdana veya mantığa dayanan ADALET tir.
El-insafü-nısf-üd-din: Dinin yarısı insaftır.

İnsaf-kar: Haksızlık etmeyen.

Mürüvvet: İnsaniyet, mertlik, yiğitlik, cömertlik, iyilikseverlik,

                  İnsani ve örfi yeteneklerdir.

ADALET:

Düzeltmek, ölçülü bir biçim vermektir.
İnsaflı ve doğru olmak, doğru davranmak,

Zulmetmemek,
Eşit olmak,

Eşit tutmak,
Her şeye hakkını vermek,

Düzeltmek,
Orta yolu takip etmek,

Her şeyi yerli yerinde yapmak,
İstikamet ve hakkaniyet,

Dini terim olarak adalet:
Aşırı gitmekte ve ortalamanın altında kalmayarak orta yolu takip etmek,

Hak yol üzere dosdoğru olmak,
Dinen haram kılınan şeyleri terk etmek,

Farzları yapmak,
İçi dışı özü, sözü fiil ve davranışları eşit olmak,

Haklıya hakkını,
Haksıza cezasını vermek,

Suç ve cezada eşit davranmak,
Şirk, küfür, nifak ve zulmü terk etmek, anlamlarına gelir.                                           
Adaletli kabul edilmek için:
Akıllı ve Müslüman olması,

Büyük günah işlememesi,
Küçük günahlarda ısrar etmemesi,

İnsani ve örfi meziyetlere aykırı söz ve davranışlardan kaçınması gerekir.

                                    ***
RAVLİ

Popüler Yayınlar