“Yarabbi, lütfet de bana bir kapı aç”
Demekteydi.
Tesadüfen Rabia da orada
oturuyordu.
Dedi ki:
“ Ey gafil (dikkatsiz), bu
kapı ne vakit kapalıydı ki?”
***
MANTIK AL- TAYR 2
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
***
Yaren,
Tanrı kapısı daima açıktır.
Sana kalp gözüyle, can
gözüyle, gönül gözüyle bak diye söylemeleri yüce kapıları görmeni sağlamak
içindir.
Can gözünü, kalp gözünü,
gönül gözünü nasıl açıyım, nasıl bakayım diye soruyor musun?
İşte cevap:
Korkmadan, zahmetlere
katlanarak, belalara göğüs gererek, seni bağlayan mal atarak mülkten arınman
gerek.
Elinde bir şey kalmayınca
gönlünü de tüm isteklerden temizlemen lazım.
Hür olmayı elde ettikten
sonra Tanrı tapısından gelen nurun parladığını görürsün.
O nur gönlüne parlayınca
gönlündeki Tanrı’ya ulaşma isteği artar.
Tanrı’ya özlemin artar.
Tüm iç algıların bu istekle
en yüksek seviyede arayışa geçtiği zaman can, kalp, gönül gözün görmeye başlar.
Diğer bir anlatımla görmek
için göz lazım olduğu kadar ışık da lazımdır.
Tanrı nuru ile yolunu
aydınlattığı zaman görür duruma gelirsin.
İsteğinde noksanlık olmamalı.
İsteğinde bir an bile azalma
olmamalı.
Ümidinden vazgeçme.
Seni dertler, bekleyiş
sıkıntısı, istekten vazgeçirmesin.
Bulduğun zaman da ayrılma ki;
Daha bilmediğin hazinelerden
uzaklaşma.
***
RAVLİ