Bir gece rüyasında Sultan Mahmut’u gördü.
Dedi ki.
“ Ey zamanı iyilikle geçen
padişah, ebediyet yurdunda halin nasıl?
Sultan Mahmut dedi ki:
“ Bırak, yüreğimin kanını
dökme, sus, burası padişahlık yeri değil, kalk oradan!
Padişahlığım, bir sanıdan
ibaretti, yanlış bir şeydi zaten.
Bir avuç kokmuş toprağa
padişahlık mı yaraşır?
Âlemin padişahı Tanrı’dır;
padişahlık ona layıktır.
Kendi acizliğimi,
şaşkınlığımı görünce padişahlığımdan utanıyorum.
Sen de beni çağıracaksın, a
aklı dağınık diye çağır; padişah diye çağırma.
Padişah odur, onun huzurunda bana
padişah deme!
Saltanat onundur,
Keşki ben, yerlerde
sürünseydim.
Keşki dünyada bir yoksul
olsaydım…
Keşki makamlara erişeceğime
yüzlerce kuyuya düşseydim.
Keşki padişah olacağıma bir
süprüntücü olaydım.
Tekrar dünyaya gelme imkânı
bulsam padişahlık yapmak şöyle dursun, hamam külhanını yakar, külhancı Mahmut
diye anılırdım!
Şimdi hiçbir şeyim yok…
Kurtulma imkânımda
bulunmuyor…
Öyle olduğu halde;
YAPTIĞIM ŞEYLERİ BİRBİR
SORUYORLAR, HESAP EDİYORLAR!
O Hüma (talih) kuşunun kolu
kanadı kurusun…
O, bana gölge saldı da
padişah oldum!
***
MANTIK AL- TAYR 1
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M.E.B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI (
Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
***
Yaren,
Dünya padişahlığı, mevki,
makam elde etmek için uğraşma.
Yaptığın her şeyden hesap
sorulacaksın.
Yorma, zorlama kendini meşhur
olacağım diye.
Seni gurura yönlendirecek bu
isteklerden sıyrıl.
Ama sana bu konuda düşen bir
hizmet verilirse canla, başla çalışmalısın.
Çünkü Tanrı yardımı seninle
birlikte olacaktır.
Asla bu görevden kaçma, çünkü
kötü birisine imkân vermemelisin.
***
RAVLİ