Eğer bundan önce şu dinlemenin, söylemeden ne
kadar yüce olduğunu bilseydim,
Hiç ömrümü sözle telef (boş
yere heder) eder miydim?
*
Söz iyilik bakımından altın
bile olsa o sözün söylenmemesi daha doğrudur, daha iyidir!
* Erlerin payına İŞ
düşmüştür, bizim payımız-sa SÖZ…
İşte asıl dert bu!
Sende de erler gibi din derdi
olsaydı söylediğim şeyi özüne yakın anlardın!
Gönlün, bilmeye ve tanımaya
ilgisiz ise ne söylersem söyleyeyim, sana masal gelir!
Sen refah ve bolluk içinde
uyuya dur da ben de sana tatlı-tatlı masallar, hikâyeler söyleyeyim.
Attar, sana güzel masallar
söyledi de senin de güzelce uykun geldiyse UYU.
Allah rahatlık versin!
Biz, çömleğe nice yağlar
döktük, domuzun boynuna nice inciler taktık.
(Boş kişileri doldurduk,
değersiz kişileri sözlerimizle değerli hale getirdik)
Nice defa bu sofrayı düzdük,
hazırladık da nice defalar bu sofradan aç kalktık.
(Mum gibi aydınlattık, başkaları
faydalandı ama biz eridik)
Nefse nice bir sözler
söyledik de tutmadı.
Nice ilaçlar verdik de derman
bulmadı.
Elimden hiçbir iş
gelmeyeceğini gördüm de kendimden el yudum, bir kenara çekildim!
** Beni Tanrı’nın külli
(Bütün) rahmeti, kuşatırsa ancak o rahmet, Tanrı civarına götürebilir.
Önce Tanrı cezbesi lazımdır.
( Cezbe: Ruhun hayret ve
sevince kapılarak sanki vücuttan ayrı bulunuyormuş gibi olması. Heyecana
gelmesi. Tanrı’nın kulu kendisine çekişi)
Yoksa bu iş, benim çalışmamla
düzelmeyecek!
Nefis, her an biraz daha
semirmede (sıkı-fıkı arkadaş olmada)…
İyi bir hale gelmeye,
iyileşmeye, düzelmeye hiç niyeti yok!
Hiç bu sözleri duymadı, hiç
iyi bir hale gelmedi, iyileşmedi, düzelmedi….
Sözlerimin hepsini işitti de
iyileşmedi gitti!
Ben yüzlerce zahmetle
ölmedikçe o, öğüt tutmayacak.
Yarabbi, sen koru!
***
MANTIK AL- TAYR 2
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
*****
Yaren,
Ya sus ya da güzel bir şeyler
söyle.
Benlikten kurtulmak o kadar
kolay değil.
Nefse söz geçirmek kolay
değil.
İhtiyacın dışındaki istekleri
her an kontrol edebiliyorsan nefsine söz geçirebilirsin.
İsteklerini kendi haline
bıraktıysan nefsin sana hükmeder, bu da yetmiyormuş gibi Şeytan da bu hazır
ortamdan faydalanarak seni yönlendirmeye çalışır.
Fena bir ortama izin
verdiysen, nefsin egemenlik kurduysa, Şeytan’da yol göstericin olduysa?
Doğru olanı yapamazsın, güzel
ve kaliteli doğru sözleri dinlemek bile istemezsin.
Yani kendine kendin at
gözlüğü takar dizginleri de nefsine bırakırsın sonra da ibadete koyulursun.
Ey yaren namazı doğru kılın,
namaza temiz yaklaşın hükmünü iyi anlamalısın.
Namaza hazırlanırken cem
olunuz önerisi yapılır.
Bu cem (topluluk) olmayı
şöyle anla:
Sende bulunan bütün
kuvvetleri bir araya getirerek ve yan yana saf oluşturarak komutuna uygun
olarak hareket etmelerini önceden sağlamalısın.
Sonra da Tanrı karşısında nasıl
davranılması gerektiğini sende bulunan ve sana verilen kuvvetlere duruş, eğilme
ve yere kapanarak Tanrı’ya tam teslimiyeti göstermelisin.
(Kuvvetler: Akıl, can, kalp,
gönül, nefis, vücut ve organlar)
Tanrı seni sevip yardım
ederse başarılı olursun.
Konuşacağına Tanrı sanatını
seyret ve anlamaya çalış.
Bu sanatı anlamayı kendine
dert edin ki hayrete ulaşasın.
Her şeyin, arasından kendini
çıkar da ne arada kal, ne ezil de kendini kurtar.
Sana arkadaş gibi yaşlaşan
nefsine sınır koy ki kontrolü ona kaptırma.
Her şeyi bilmek yetmez, İŞ
ERİ dediğimiz şey bildiğini yapmaktır.
Kime ne söylediysen,
uyardıysan, yine de kendi bildiğini yapıyor?
Öğüt almayana, öğüt
dinlemeyene söz masal, söyleyene de bu eşek oğlu eşeğe keşke söylemeseydim diye
duyduğu pişmanlıktır.
Yanlış yapan sensin,
başkasına kızma.
Öğüt dinlemeyene sus, öğüt
sözlerinin sana “Beni boşa harcama” diye sana söylediklerini duy.
Ey yaren sen kendine verdiğin
öğüt’ü tutmazken başkasına verdiğin öğütün tutulmasını nasıl beklersin ki!
Sus dediysek görev ve sorumluluk alanında olan doğru olanları söyleme anlamına gelmez.
Susmak; kayıtsız kalmak,
umursamaz olmak, tepkisiz davranmak anlamında düşünme.
Her şeyi dil ile anlatmak
gerekmez, vücut diliyle anlatırsın, davranış diliyle, düşünce diliyle
anlatabilirsin.
Bir şekilde doğruyu anlatmak
görev ve sorumluluğundur.
Görev ve sorumluğun
dışındakilere sus fakat izle.
*
RAVLİ