“Enel-Hak ‘Ben Tanrı’yım’ sözünden başka bir şey yoktu.
Onun bu sözünü anlamayanlar,
ellerini ayaklarını kestiler.
Bedeninden bir hayli kan
aktı, sapsarı kesildi.O halde adam nasıl kızıl benizli kalabilir?
O yol güneşi (Tanrı’ya giden
yolu güneş gibi aydınlatan) derhal kollarının kesik yerlerini ay gibi olan
yüzüne sürmeye başladı.
Ben de şimdi yüzüme kızıllık sürüyorum ki
Kimseye sarı benizli olarak
görünmeyeyim...
Bu darağacında durdukça kızıl
benizli durayım.
Birisine sararmış görünürsem
beni korktu sanır.
Hâlbuki bir tek kılım bile
kıpırdamamakta…
Onun için burada bundan başka
bir kızıllık, işe yaramaz.
Kanlı adak, başını darağacına
verdi mi işte aslanlığı o zaman meydana çıkar.
Cihan, bana mim harfinin
halkası gibi görünmede, artık böyle bir makamda korku kalır mı?
Korkar mıyım hiç?
Birisi, temmuz sıcağında yedi
başlı ejderha ile düşüp kalkar, yer içerse,
Böyle oyunlara çok düşer…
Onun payına düşen en adi şey,
darağacıdır!”
***
MANTIK AL- TAYR 1
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
***
Yaren,Tanrı’ya giden yolu aydınlatan büyüklerimizdendir.
Öyle aşkla sevdi ki o yolda canını severek verdi.
Söylediği bu sözü geri alması ve yanlış söylediğini kabul etmesi için yıllarca hapiste yatırdılar ve eziyet ettiler.
Hallaç sözünden dönmedi.
O zaman söylenen anlaşılması
güç bir söz olduğundan parçalayarak öldürdüler.
Bir eli kesildiği zaman diğer
eliyle kesilen eldeki kanları yüzüne sürdü.
Burada bu hikâye
edilmektedir.
*
Hallaç-ı Mansur, tüm
sufilerin en fazla söz ettiği mutasavvıftır.(Tasavvufla uğraşan)Allah aşkının mükemmel bir timsalidir.
Enel-Hak sözü, vahdeti
vücudun (Varlığın tek oluşu), fena makamlarının (Aşk içindeki yolculuğun) veya
terki terkin (Nesi var nesi yok, her şeyini terk edip Allah’a yönelme)
izahından ibarettir.
Yani her şeyden vazgeçip
ölmeden önce ölünüz hadisi şerifini tam yerine getirenlerden biridir,
Mansur fenafillâh sırrını
(Allah’ın varlığı içinde yok olma) ifşa ettiği için darağacında öldürülmüştür.
***
RAVLİ