Şibli, bunu görüp sordu:
Bu ağlayış neden?
Adam dedi ki:
Şeyhim bir
sevgilim vardı, güzelliği canıma can katıyor, ömrümü artırıyordu.
Yasıyla gözüme âlem kara görünmede.
Şeyh dedi ki:
Mademki gönlün
bu yüzden perişan, bu yüzden kendinden geçmişsin…
Bu yas nedir ki, neden boyuna
yaslanıyor, ağlayıp duruyorsun?
Yeniden bir sevgili tut…
Fakat bu sefer ölmeyen bir
sevgiliye âşık ol da derdiyle böyle ağlayıp inleyerek ölmeyesin!
Nihayet ölüp giden dostun
dostluğu, insanın canını dertlere sokar.
Suret sevdasına kapılan o
suret yüzünden yüzlerce belalara uğrar.
O suret, elinden pek çabuk
çıkar…
Âşık da şaşırır kalır,
kanlara batar, mahvolur.
***
MANTIK AL- TAYR 1
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
***
Suret: Biçim, görünüş, kılık, tarz, yol, gidiş, çare.
Yaren, görünen ile gerçek çoğu zaman aynı olmaz.
Görünen güzelliğe kapılıp
kalman istenmiyor, ille de gerçek olana ulaşman senden isteniyor ve bekleniyor.
Yüzeysel bir bakışla inancını
oluşturman kabul edilmiyor, ille de iyi araştırıp manasını anlaman isteniyor.
Âşık olduğun yani gönlünü
başka bir yere veya kişiye vermen istenmiyor.
Gönlün sende kalması, temiz
tutman ve Tanrı’yı bekleyiş içinde olman isteniyor.
Peki, insan veya diğer
şeyleri sevmeyecek miyiz?
Evet, seveceğiz ama yaratanı
sevdikten sonra diğer bir değişle,
Yaratılanı severim yaratandan
ötürü diyerek.
(Yunus Emre)
Sevgi aşağıdan yukarı doğru
öğrenilir fakat yukarıdan aşağı doğru sevgi yolu oluşturulur.
*
RAVLİ