“Padişahlığı sana verdim;
asker senin emrine tabi olsun.
Padişahlık sür, bu ülke
senindir.
Senin Padişahlık etmeni
istiyorum; Ayın da kulağına küpe tak, balığın da.
Her şey, sana kul köle
olsun.” Dedi.
Halktan ve askerden kim
duyduysa yerindi, herkesin hasetten gözü karardı.
Herkes hiçbir padişah, âlemde
bir köleye bu derece riayette bulunmamıştır demeye başladı.
Fakat akıllı Eyaz, Padişahın
bu işinden dolayı zari-zari ağlamaya koyuldu.
Bu hali görenler “ Deli misin
yahu?
Aklın başında mı değil,
erdiğin devleti anlamıyor musun?
A köle, Padişahlığa kondun.Neden böyle ağlıyorsun ki?
Otur, neşelen, rahat et” Dediler.
Eyaz onlara şu sözleri
söyledi:
Siz doğru yoldan o kadar
uzaktasınız ki!
Siz bilmiyorsunuz;
Âlem Padişahı, beni
kendisinden uzaklaştırıyor.
Kendisiyle meşgul olmayayım
diye beni orduyla, ülkeyle oyalıyor!
Bütün dünya saltanatını bana
verse, bütün dünya hükmüme girse ben, yine bir an bile onun huzurundan
ayrılmam.
Ne derse yaparım da ondan bir
nefes bile ayrılmam yalnız!
Ben onun saltanatını,
ülkesini ne yapayım?
Bana saltanat, onun yüzünü
görmektir ve bu bana yeter!”
*
Sende Tanrı’yı istiyorsun,
Hakkı tanıyorsan kulluk (sevgiyle bağlanmayı) etmeyi Eyaz’dan öğren!
Ey gece gündüz işsiz güçsüz
bir halde kala kalan, ey daha ilk adım attığı yerde pinekleyen.
Ey saçma sapan sözlere dalan!
Her gece, senin için Tanrı
katından melekler inmede.
Sense edepsiz bir adam gibi
durduğun yerde kala kalmışsın;
Ne gündüz bir adım
atmaktasın, ne gece!
Melekler seni karşılamak için
geliyorlar da sen onlardan çekiniyor, gerisin geriye gidiyorsun!
Yazıklar olsun;
Sen bu işin eri değilsin.
Bu derdi kime söylemeli
bilmem ki?
Yolda cennetle cehennem
varken canın, bu işten nasıl haberdar olabilir ki?
Fakat bu ikisinden de çıktın,
kurtuldun mu bu devletin sabahı gece içinden parlar, doğuverir!
Cennet bahçesi, bu erlerin
malı, mülkü değildir.
Çünkü İlliyyin (Cennetin ve
gökyüzünün en yüksek tabakası), aklı başında olan kişilerin makamıdır.
Sen de erler gibi bunu buna
ver, onu ona;
Geç, buna ne gönül ver, ne de
bil, anla!
İkisinden de geçtin mi er
olursun;
Kadın bile olsan er
sayılırsın!
***
MANTIK AL- TAYR 2
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
*****
Yaren,
Değerli ve kıymetli olan
Tanrı ile birlikte olmaktır.
Diğer alacağın iş ve roller
tiyatro oyunu gibidir.
Akıllı olan bunu anlar,
kavrar, gerçeğine varır ve ister.
Sahnede ister kral rolünü
oyna, ister işçi rolünü oyna ecel ile rolün biter.
Akıllı ol da gerçeği ecel
gelmeden gör de nerede yer edeceğini şimdiden amaç edin.
Sana bunca anlatım niye ki!
Gaflet uykusundan uyan da
açıkça anlatılan gerçeği gör.
Dünya bir sahne sende bir
oyuncusun.
Sahnede halktan alkış alma
yerine bu oyunu yazanın yanında ol.
İnşallah anlamışsındır.
Bazen çok açık görünen
görünmez hükmüne girdiğinden bunları kanıksayıp önemsizleştirmezsin.
***
RAVLİ