Tam yedi gün onların halinden hayrette kaldı, ikinci hafta, şaşkın ve kendinden geçmiş bir halde arkalarına düştü.
Ona dediler ki:
Ne peşinden koşarsın? Hep ona bağlanmışsın?
İçlerinden biri onun için
yiyecek bir şey getirmelerini söyledi; hemen bir hüner gösterdi, çabucak yemek
geldi.
Ebu Said sonra padişahın
huzuruna kabul olundu.
Ona dedi ki:
Bir yer hazırlayın bu
topluluğun yemek pişirmek cihetinden bir zorluğu yoktur. Hazır buldukları ile ihtiyaçlarını giderirler.
Tekke, lokma derdinden uzak
olmayan tekke adamları için değil, ancak, böyle bir topluluk için açılmalıdır.
Katır, deveye dedi ki: Nasıl oluyor da sen pek az önde gidiyorsun, ben ise çok kere kervanın başındayım.
Katır, deveye dedi ki: Nasıl oluyor da sen pek az önde gidiyorsun, ben ise çok kere kervanın başındayım.
Deve cevap verdi:
Birinci sebep şu ki, ben yüce himmetliyim (Yüce işler için gayretle, emek vererek
çalışan biriyim), başım havadadır.
Yüksek bir başım, aydın bir gözüm vardır.
Yokuşun başından bakınca
sonuna kadar görebilirim.
Anlarım, neresi düzlük, neresi yarı düzlük, neresi bozuk
yoldur.
***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
***
Neler öğrendik:
1.
Yemek içmek, mal
ve para toplamak derdinde olmayan bir topluluğun arkasına düşmek onların bizi
kabul etmesini beklemenin doğru olacağını öğrendik.
2.
Tanrı’dan gelen
nimetleri bekleyen olmamız gerektiğini öğrendik.
3.
Halktan Dini
kullanarak insan ve para toplayan topluluğun arkasından gitmenin yanlış
olduğunu öğrendik.
4.
Önderliğin,
liderliğin önde gitmekle olunamayacağını öğrendik.
5.
Önderin, liderin başı
yukarıda olması için Yüce işler için gayretle, emek
vererek çalışan biri olması gerektiğini öğrendik.
6.
Önderin, liderin
yüksek bir başı olması için gizlenenleri bile görebilecek ve açığa
çıkarabilecek aydın bir göze sahip olması
gerektiğini öğrendik.
7.
Önderin, liderin
yüksek bir anlayışa sahip olması için işin başından sonuna kadar nasıl problemlerle
karşılaşılacağını görebilme yeteneğine sahip olması gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Tanrı yolunda olan toplulukta
para, mal, makam, meşhur olma istekleri yoktur.
Adı ne olursa olsun dünyalık
getiriler ön planda olup gizleyen, Tanrı adı anılarak bu amaçlarına perde
yapanlar çölün ortasında yapayalnız kalacaklardır.
Tanrı adını ve ilmini para için kullananlar; Tanrı adını ve ilminin değerini bilmeyen kişiler olup, amaç yapması gerekeni araç yapma yanlışına düşmüşlerdir.
Tanrı adını ve ilmini para için kullananlar; Tanrı adını ve ilminin değerini bilmeyen kişiler olup, amaç yapması gerekeni araç yapma yanlışına düşmüşlerdir.
Önderimizi, liderimizi,
kılavuzumuzu doğru seçmemiz gerekmektedir.
Seçmezsek yanlış yola bizi doğru
diye inandırarak bilinmeyen ve tenha bir yere götürüp bizi uyutarak elimizdeki
avucumuzda her ne varsa alıp terk ederler.
Kendini önder diye takdim
edenlerin önce kendilerini şişirip büyütecek, efsaneler üretecek kazançtan pay
alacak kişileri seçerler.
Tanrı’ya ulaşmayı
isteyenleri, cennet isteyenleri, cehennemin azabından kurtulmak isteyenleri
bulurlar ve onlara seni en rahat amacına ulaştıracak bu kişi diye önder
durumunda olanı takdim ederler.
Seni inancından yakalarlar.
Çünkü inanç sorgulanmayan
doğru kabul edilen olduğundan savunma mekanizman ve aklın direnmez, araştırma
yapmadan kabul edersin.
Hilekârlar bende aynı inanca
sahibim diye seni kolayca avlarlar.
Önder diye takdim edilen kişiyi göklere çıkartırlar, küçük yaptığı iyi işleri büyültürler, bizim için acı ve ıstırap çektiğini anlatarak fedakârlığını anlatırlar ve bizi inandırırlar.
Sonra sana yakınlaşarak malın
mülkün paran ne varsa hepsini tespit edip kendi elinle ve rızanla verecek
şekilde oyunlarına başlarlar.
Ey yaren,
İster adı tarikat olsun,
ister adı cemiyet olsun, ister adı örgüt olsun adı ne olursa yaptıkları işlere
kendin gör.Onların sana gösterdiklerine şüpheyle bak ve hakikatini ara.
Bu işte dünyalık çıkarlar
varsa bu Tanrı yolu, doğru yol değildir.
Ancak Tanrı’nın ve peygamberinin
adı kullanılarak seni tuzağa düşürmek için hazırlanmış oyunlardır.
Yaren, Şems Hazretleri bu
konuya dikkat etmemizi ister.
Mevlana Hazretleri
Mesnevisinde hikâye ederek her aklın anlayabileceği şekilde anlatır ve bizi
uyarır.
Buna açıkça anlatıma rağmen
anlamadıysan, inanmadıysan bizim topluluğumuza kabul edilmezsin.
Tanrı erlerinin topluluğunda
ne cebindeki parana, evindeki tapuna, ne giydiğin elbiseye bakılmaz ve
önemsenmez.
Senin canına bakılır.
*
RAVLİ