Orada bir deli divane gördü.
Adamcağız dertlere düşmüş,
başını öne eğmiş;
Sırtına adeta bir dağ
yüklemiş.
Padişahı görünce bağırdı:
“Geri dur.
Yoksa can evine yüzlerce
çavuş yollar, seni can evinden yaraların!
Sen padişah değilsin;
Himmetin (yardımın) pek
aşağı, pek bayağı!Sen Tanrı’nın nimetlerine nankörlük etmedesin!”
Sultan Mahmut dedi ki:
“Kâfir deme bana.Benimle bir söz konuş, fazla söyleme!”
Meczup:
“A hiçbir şeyden haberi
olmayan, kimden uzak düştüğünü, nasıl baş aşağı, altüst olduğunu bilseydin.
Başına kül ve toprak da
serpmez, daima ateşler saçardın” dedi.
***
MANTIK AL- TAYR 2
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
***
Yaren,
Tanrı seni kendinden
uzaklaştırmak veya isteğinde ne kadar samimisin diye sana makam ve imkân verir.
Verilenlerin haz ve zevkine
kapılır da Tanrı’yı unutursan kaybedenlerden olursun.
Gördüğün hazinelere aldanma,
daha ne hazineler var bir bilebilsen.
Tanrı kendini isteyenleri
sever.
Sen Tanrı imkânlarına dalarak
kaybedenlerden olma.
Hazine deyip oyalandığın
ancak çocukların oyuncağından başka bir şey değildir.
*
RAVLİ