26 Kasım 2012 Pazartesi

SAKAL

Tanrı Kelimi (Tanrıyla konuşan) Musa’nın zamanında gece gündüz daima ibadette bulunan birisi vardı.

Bu kadar ibadette bulunduğu halde zerre kadar gönülde bir zevk, bir açıklık hâsıl olmaz,

Gönül güneşinin parlaklığını bir türlü bulamazdı.

O iyi adamın pek büyük bir sakalı vardı.
Arada bir sakalını tarardı.

Bir gün uzaktan Musa’yı gördü.
Yanına varıp dedi ki:

Ey Tur dağı tecellisine sahip olan.
Tanrı, hakkı için bir sor Tanrı’dan;
Neden benim ne zevkim var, ne halim?

Kelim, Tur’a gelince, Tanrı’dan bunu da sordu.
Tanrı, dur, dedi;

O, bizim vuslat (birlikte olmak) incimizi elde edemedi,
Yok, yoksul bir halde kaldı;
Daima sakalıyla meşgul olup durdu.

Musa bunu söyleyince adamcağız, hem sakalını yolar hem ağlardı.

Cebrail derhal gelip Musa’ya dedi ki:

Şimdi de yine sakalıyla meşgul!

                                              *
Sakalını süsler, bezerse teşvişlere (karışıklığa) düşer;
Yolmaya kalkışırsa yine sakalıyla meşgul oluyor demektir.

Onsuz bir nefes bile almak hatadır.(Allah’tan)
Ondan geri kaldıktan sonra ister sola sap geri kal, ister sağ!

Ey daha sakalından vazgeçmeyen ve kanlarla dolu denize dalıp gark olan,
Önce sakalından geçersen bu denizi aşma hususundaki niyetin doğrulur, doğru olur.

Yoksa bu sakalla denize dalarsan sakalını bile terk edemezsin sen!

                                     ***
MANTIK AL- TAYR 2 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri.
M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                                      ***
Yaren,

Burada sakal simgesi şudur:
Bir mesaj verme aracı olarak kullanılmasıdır.

Tanrıya ben ne kadar bağlıyım, ne kadar çok ibadet ediyorum, ey halk benim bu halimi görün de bana saygı gösterin ve hürmette bulunun isteğin belirtilmesidir.

Halkın beğenisini kazanmak için Tanrı üzerinden beğenilmek istiyor.
Sonra da Tanrının kendisini beğenmesini istiyor.

Bu durum “Allah niyetlerinize bakar” hükmünü ne güzel anlatıyor.
Yani amacın halk beğenisi, aracın Tanrı ve ibadet oluyor.

Yani kendi amacın Tanrı’ya ulaşmak, içinde yok olmak diye ağzıyla söylemesine rağmen aklı karışık olduğundan amaçla aracı birbirine karıştırıyor.

                                       *
Yaptığının yanlış olduğunu anladıysan zıddını yapmak doğru yapmak anlamına gelir mi?

Tabii ki hayır,
Önemli olan yanlışı ortadan kaldırmaktır.

Pişman olmuş davranışlar diğer bir yanlışa yol almana sebep olur.

                                        *
Söylenen bir şeyi iyi anla, anlamadıysan iyice anlayana kadar sor.
Kendi bilgi ve değer yargılarına göre hareket etme.

Durumu anlayabilen biri olsaydı, o kişi zaten baştan bu hataya düşmezdi.
Sormak ayıp değildir, bilmemek ayıptır.

Yanlış yaptığının zarar sonucuna katlanmak zorunda kalırsın.                                       

                                          *
Tanrı seni istiyor, sen de Tanrı’yı iste.
Araya ne benliğini, ne isteklerini, ne imajını, ne başka insanları sokma.

Tanrı seni olduğun gibi istiyor.
Çünkü yaratan o.

Tanrı ile kendi arana başka beğeniler sokma.
Dua ederken bile şunu, şunu ver deme, çünkü bu beğenilerin oluyor.

Tanrı’dan kendisini iste.

                                           *
Doğru yolu bulamamış biri her ne yaparsa yapsın, nereye giderse gitsin, ne derse desin yanlışları oraya götürür.

                                            *
Kafa karışıklığına son vermek için isteklerini iyice azalt,
Başkalarıyla işlerini en aza indir.

Kimin ne yaptığı, kim kime ne dediği, kim kimi beğeniyor önemli değil.
Sen ve Tanrı ilişkisini iyi kur ve araya başkasını sokma.

Peygamberimizin hadisleri, eren evliyaların sözleri sana bu düzeni ve yolu çok açık bir biçimde zaten gösteriyor.

Başka maksatlı çelişki yaratanları, özünü anlamadığı halde sözünü edenlerin anlatımlarına önem verip şaşırma, kafanı karıştırma.

Yaşamında her şeyle şüphesiz ilgilenecek ve uğraşacaksın ama neye önem ne kadar vereceğini, neyi ne kadar seveceğini, neyle ne kadar uğraşacağını iyice oturup da düşün.

                                            *
Büyük bir şey istiyorsan küçük bağlarından ve yanlışlardan kurtulman gerekir.

                                           ***

RAVLİ

Popüler Yayınlar