Kimse nereye gittiğini anlayamadı.
Onu her tarafta bir hayli
aradılar, nihayet birisi, onu puştların kerhanesinde rastladı.
O edepsizler arasında gözü
yaşlı, dudağı kuru…
Perişan bir halde oturuyordu.
Adamın biri “Ey sırlara eren
ulu zat, burası, senin yerin değil…
Bu sırrı aç bize” dedi.
Şibli dedi ki: “Bunlar, eteği
bulaşık kişiler…
Erlerin yolunda bunlar, ne
erkek, ne karı!
Bende tıpkı onlar gibiyim ama
din yolunda.
Dinde ne karıyım, ne
erkekliğim var!
Mürüvvetsizlikte (Mertlikte, yiğitlikte) kaybolmuş
gitmişim…
Erkekliğimden utanıyorum.
Kim canını uyandırır,
Hakikatten haberdar olursa
sakalını yerlere döşer,
Yola döşenen sofra yaygısı
yapar!
Erler gibi alçalır, gönül
alçaklığını seçer…
Düşkünlere yücelikler saçar.
Fakat kendini bir karıncadan
bile ileri görürsen,
Kendini putçudan beter bir
hale sokmuş olursun.
Övgü ile yergi sende etkisi
bir olmazsa put yontup yapan bir putçuya dönersin.
* Tanrıya sevgi ile bağlı
hizmet eriysen putçu olma…
Tanrı’ya layık kulsan başka
şeye sevgi ile bağlanma, ateşe tapma!
Alelade halk yanında da,
ileri giden yanında da
Kulluk makamından daha üstün
bir makam olamaz.
Kulluk et…
Bundan ileri geçme, üstünlük
davalarına kalkışma…
Tanrı eri ol, yücelik arama!
Elbisenin içinde binlerce put
varken nasıl olur da,
Halka kendini sofi diye
gösterirsin?
A puşt, erlerin elbisesini
giyme…
Kendini bundan fazla sersem
etme!
***
MANTIK AL- TAYR 1
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M.E.B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI (
Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
***
Mürüvvet: İnsaniyet, mertlik,
yiğitlik, cömertlik, iyilikseverlik,
Puşt: Eşcinsel erkeklerin
cinsel zevklerine hizmet eden erkek çocuk,(Trans-seksüel)
*
Yaren,
Yüzüne yapılan övgü
ikiyüzlülerin yaptığıdır değer verme.
Arkandan yapılan övgüye de
sevinme, huyunu bozar.
Yüzüne yapılan yergiyi değerlendir
ama üzülme.
Arkandan yapılan yergiyi de
değerlendir ama kızma.
Yani, senin dengeni
değiştirmeyecek şekilde karşılamalısın.
Yani, kontrolünü ve doğru
yolunu başkasının sözüyle sevinç veya üzüntüyle kaybetme.
Senin yüzüne söylendiğinde
“Kim olsa öyle yapar” diye savuştur.
Genel tanımlar üzerinden
yapılan her ne söylenirse tamamı değersizdir.Değersiz say.
Yani, dengeli zihin yapını kontrol
altında tutmalısın.
Dalgalanmalar olsa bile
özgüvenle kontrolü kaybetmemelisin.
Enerjini boş yere harcamamalısın.
Övgü bir yere, yergi bir yana
seni savurmasına izin verme.Erler sınıfına alınmaz.
Ne öne ne arkaya doğru menfaatin
için eğilmek erkek fahişeliğiyle eşdeğerdir.
*
Kendini aşağıda görür ve
davranırsan, yüceliklere ulaşabilirsin.Mevlana hazretleri dağ olma, orada soğuk ve buz vardır.
Aşağıda deniz ol, yukarı
yağan her şey sana gelir diye misal verir.
Gönül alçaklığı; her varlığı senden değerli görmek ve hürmet ederek saygıyla davranmaktır.
Gönül alçaklığıyla yapılan derviş
hareketleri:
Verileni reddetmez, fakat
kimseden bir şey istemez.
Eline aldığı her şeyi, mesela
su içeceği vakit bardağı, eline aldığı kahve fincanını, yatacağı vakit ve
kalktığı zaman yastığını, elbisenin ve çamaşırların yakasını, şapkanın kenarını
öpmek,
Kullandığı ayakkabısını sevip
okşamak, yere atmamak.
Kullandığı her şeye saygı ve
sevgiyle iş yapar.
Hor kullanmak, israf etmek,
kötü muamele yapmaz, her şeyin canı olduğunu düşünür.
Böylece saygılı, sevgili bir
enerjiyle dolaşır ve bu enerjiyle dokunur, iş yapar.
*
Put yapmak tabiri, insanların
yaptığı bir şeye sevgi ile bağlanarak hizmet etmek anlamındadır.
Yani yaratan Tanrı’ya
sevgiyle bağlanıp hizmet etme yerine, insanların yaptığına tapmadır.
Bu gün için para, mal, mülk,
makam put haline getirilmeye çalışılıyor.
Aslına bakarsan bunları elde
etmekle güç elde edip hüküm sahibi olma arzulanmaktadır.
Bu güç sahibi oluşla oluşan
gücü herkes kontrol edemeyeceğinden sonları iyi olmaz.
Hatta kendini Tanrı’lık
yerine bile koymaya giden şirk davranışlarına sebep olur.
Şüphesiz ki bu para, mal,
mülk, yaşamımızı kolaylaştırır ama sevgiyle bağlanmak mahvettirir.
Bir makam için görev verirse
kaçma yap iyidir, sen istersen o da mahvına sebep olur.
Tanrı; kendisinden daha fazla başka bir şeyin sevilmesine izin vermez.
*
Yaren, ben şuyum, buyum deme.
Çünkü ne dersen o
söylediğinden imtihan edilirsin.
***
RAVLİ