14 Kasım 2012 Çarşamba

MEVLANA VE ÇAĞRIYA HEMEN GİDİLMESİ

Bir gün Mevlana bilgiler saçtığı bir sırada buyurdu ki:

 

(Elinizle kendinizi tehlikeye atmayınız) (Bakara suresi 195) ayetindeki tehlikeyi yüksek bir yerden düşmek manasına alırlar.

 

Hâlbuki bu böyle değil, belki imamımız (ilimde ileri varmış, önder kişi) olmayan kimsenin sözünü dinlemekle nefsinizi tehlikeye atmayın demektir.

 

Mademki sözü vazıh (açık, meydanda, belli) dahi olsa mürşidin (kendini bağladığın) olmayan kimsenin sözünü dinlemek uygun değildir.

 

O halde batıl (boş, çürük) birtakım vesveselerle uğraşmak bundan daha ziyade rüsva (rezil, itibarsız, haysiyetsiz ) edip butlana duçar (boş ve çürüğe yakalanmış olur) eder.

                                              *

Bundan sonra yine buyurdular ki: Bir gün Mustafa (Selam onun üzerine olsun) ashabından birini çağırdı.

Bu zat namazda idi,

 

Namazını bitirdikten sonra kalkıp peygamberin yanına geldi.

Peygamber niçin geç geldin diye azarladı.

 

O “ Namaz kılıyordum” diye cevap verdi.

Peygamber “ ben seni çağırmadım mı?

Tanrının hayırlı erlerinin beklemeğe tahammülleri yoktur” buyurdu.

 

 

                                      ***

ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,

Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***

Bakara suresi, 195:

“ Allah yolunda harcayın.

Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.

Her türlü hareketlerinizde dürüst davranın.

Çünkü Allah dürüstleri sever”

 

 

Neler öğrendik.

1.   Başkasının sözü açık, meydanda, belli bile olsa kendi önderinin sözünü dinlememiz, öneri ve emirlerini yapmamız gerektiğini öğrendik.

2.   Başkalarının sözü hoş güzel olsa bile bağlı bulunduğumuzun önderin sözlerini daha değerli kılmamız gerektiğini öğrendik.

3.   Önder olan çağırdığı vakit namazdaysak selam verip namazdan çıkıp hızlı bir şekilde ulaşmalısın.

4.   Namazı kaza edebilme imkânımız olduğunu öğrendik.

 

ÖĞRENCİNİN ÖĞRETMENİNE KARŞI DAVRANIŞLARI

 

Ey aziz Edep ehli demişlerdir ki:

Öğrencinin öğretmenden faydalanmasının Adab ve erkânı on beştir.

1.   Öğretmenine selam verip ayakta durmak.

2.   Öğretmeninin izniyle oturmak.

3.   Namaz içinde imiş gibi edepli oturmak.

4.   Öğretmenin karşısında az konuşmak.

5.   Sorulmadıkça söylememek.

6.   Öğretmenden izin alarak sormak.

7.   Falan adam, seninkinin aksini söylemişti, deyip itirazda bulunmak.

8.   Sorularıyla öğretmenden daha bilgili olduğunu göstermek.

9.   Öğretmenin karşısında, başkasının kulağına gizli söz söylemek.

10.                  Başını öne eğip başkalarına iltifatta bulunmak.

11.                  Öğretmeninin sıkıldığını veya yorulduğunu görünce susmak.

12.                  Öğretmeni girip çıktıkça ayağa kalkmak.

13.                  Öğretmeni ayağa kalkınca soru sormayı bırakmak.

14.                  Öğretmeni yol yürürken ona bir şey sormamak, arkasından gitmemek.

15.                  Öğretmenin çocuklarına ve yakınlarına saygı göstermek.

 

İşte her öğrenci öğretmenine karşı belirttiğimiz bu esaslara göre hareket etmelidir ki kolayca ilim tahsil edebilsin.

 

(Marifetname. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz. Cilt 2 alıntı)

                                      *

RAVLİ

 

 

Popüler Yayınlar