Arkadaşlar Mevlana’dan evvel
giderek hamamı yıkayıp buhurladılar (tütsü), bütün müşterileri çıkardılar,
tekrar dönüp Mevlana’yı karşılamaya gittiler.
Mevlana gelinceye kadar hamam
bütün cüzamlılar ve diğer hastalıklara tutulanlarla yine doldu.
Arkadaşlar onları inciterek
sudan uzaklaştırdılar.
(Bunu gören) Mevlana hiddetle
arkadaşlara bağırdı ve soyunarak suya girdi, bu hastaların yanına giderek
onların yıkandığı sudan kendisi de üzerine dökündü.
Orada hazır bulunanların
hepsi onun bu yüksek ahlakından ve herkese şamil olan kereminden şaşakaldılar.
Meğer ediplerin sultanı Emir
Bedreddin Yahya orada bulunuyordu.
Bu hak karşısında zevke
gelerek şu şiiri söyledi:
“Sen halk için Tanrı
tarafından nazil (indirilmiş) olmuş bir rahmet ayetisin (alameti, nişanı).
Senin hakkında nazil olmayan
hangi rahmet ve güzellik vardır.”
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B.
YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Mevlana
Hazretlerinin hastalıktan ve hastalıklı insanların yanına gitmekten
korkmadığını ve sakınmadığını öğrendik.
2.
Hastaların ve
hastalıklı olanların incitilmesine kızdığını öğrendik.
İşte böyle yaren,
Halktan kendini soyutlamadan,
durumun ve konumun itibariyle kendimizi yüksek görüp halktan bahanelerle
kopmamamız lazımdır.
Böyle davranış güçlü ve büyük
kişilerin davranışıdır.
*
RAVLİ