13 Kasım 2012 Salı

KÜLHAN VE MANEVİ YOLCULUĞUN BASAMAKLARI

Bir gece Sultan Mahmut’un içi sıkıldı…
Kalkıp rint bir külhancıya konuk oldu.
(Rint: Kalender, dünya işlerine hoşgörü ile bakıp aldırış etmeyen)

Rint, ona güzelce küllerin üstüne oturttu.
Külhana da küçücük odun parçaları atıyordu.                             
(Külhan: altta kilim, hasır olmayan fakir evi)

Hemencecik padişaha bir kuru ekmek getirdi, sundu.
Padişah da o kuru ekmeği lezzetle yedi.

Kendi kendisine, eğer bu külhancı, bu gece benden özür dilerse kafasını kestiririm dedi.
(yaşamını ve yaşadığı yeri beğenmiyorsa, razı olmuyorsa, şikayetçi olursa)

Nihayet sabah oldu, padişah giderken külhancı dedi ki:
“Yerimi, yurdumu.

Yatağımı, konağımı, eyvanımı (sundurma) gördün işte.
Ben seni çağırmadan geldin, konuk oldun bana!

Bir daha gelmek istersen kalk, hemen gel…
Yola ayak bas, duman gibi tez yola düş, buyur!

Yok…
Bizden hoşlanmadıysan, bizi bir daha görmek istersen sağ, esen ol…
Beni de hoş gör,

Ben senden ne ileriyim, ne geri…
Kimim ben ki seninle eşit olayım?”

Cihan padişahı, onun bu sözlerinden hoşlandı…
Yedi kere daha ona konuk oldu.

Son günü külhancıya dedi ki:
“Hadi bakalım,
Artık âlem padişahından bir şey dile!”

 Külhancı bunu duyunca
“ Bu yoksul, ihtiyacını söylerse padişah, dileğini yerine getirecek mi?”dedi.

Padişah, “Evet…

İhtiyacını söyle bana.
Padişahlık et, bu külhanı bırak artık” deyince
(Daha iyi yerde yaşa)

Dedi ki:”Benim dileğim şu:
 
Padişah, arada bir böyle gelsin, bana konuk olsun!
Benim padişahlığım, ancak seni görmektir…

Başımdaki taç, ancak senin ayağının bastığı topraktır.
Padişahım, senin dostun çoktur…

Fakat bir külhancının sana dost olmasına imkân yok.

Külhancının, seninle külhanda oturması, sensiz padişahlık etmesinden, gül bahçelerinde seyri sefaya dalmasından iyidir.

Ben, bu külhanda devlete eriştim…
Artık buradan geçmem (gitmem) nankörlüktür.

Seninle burada buluştuktan sonra burasını iki âlem saltanatına bile nasıl olur da veririm?

Şu külhanımın, senin nurunda aydınlanması bana yeter…
Senden iyi ne var ki senden onu isteyeyim?

Eğer kıvranıp sızıldayan gönül, senden başkasını seçerse gebersin, canı çıksın!

Ben, ne padişahlık isterim, ne sultanlık…
Senden istediğim şey, ancak sensin.

Sen, yine padişah ol…
Padişahlığı bana verme;

Fakat arada bir gel, misafirim ol.”
**Beni yaksan, kül etsen yine senden başkasını istemem!

**Ben ancak seni bilirim…
Senden başka ne kâfirlikten haberim var, ne dindarlıktan…

Sen benden geçsen bile ben senden geçmem!
**Bütün âlemde dileğim sensin, o cihanda da!

                                   *
Sana onun aşkı gerektir…
İş budur.

Sevgilinin derdiyle dertlenmelisin…
İş bundan ibarettir!

Sana aşk mı lazım?
Yine ondan iste…

Eline bu etekten kesme!
(Ayrı yola gitme)

Eski aşk da yeni bir aşk ister…
Hazineler bile kanmaz, iki arpa kadar bile olsa yine para diler.

İnsanın gönlü, kendi suyundan, şüphe yok usanır…
Denizde nice katreler var ama bir katre (damla) daha ister!

                                ***
MANTIK AL- TAYR 2 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI ( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                                     ***
Yaren.

Allah’ın sevgili kulları çoktur ama o yine de yeni kendisine âşık olan sevgililer ister, bekler.

Sultan Mahmut ve külhancı üstünden çok kıymetli adeta açıkça yolu aydınlatan sırlar verilmiş.

Buradaki işaretleri (remz) iyi anlaman için Padişahı Tanrı, külhancıyı da yolda olan âşık olarak düşünürsen doğru anlarsın.

Külhancı:
Manevi yolculukta olan için kullanılır.
Fakir, garip, âşık, serseri, deli, divane, yoksul da denir.
Dört basamağı vardır.

1.   SEYRİ İLLALLAH (Tanrı yolculuğu)

2.   SEYRİ FİLLAH (Tanrı yolunda yolculuk)

3.   SEYRİ MAALLAH (Tanrı ile yolculuk)

4.   SEYRİ ANİLLAH (Tanrıya yönelen yolculuk)

(seyri sülük daha sonra geniş olarak daha sonra açıklanacak)
Yaren Tanrı’nın sana ne yaparsa mutlu olacağını anlatmaya çalışıyor.

Vereceklerini değil de kendisini istemenin uygun olduğunu, yüzünü göstermesi sana verdiği önemi gösterdiğini ve vereceği en büyük ödülün bu olduğunu anlatılıyor.

(Aşağı kişiler eline verileni ve elinden gidene sevinir ve üzülürler.)

                                         *
RAVLİ

 

Popüler Yayınlar