” Ey aşkta işler beceren, şöhretler kazanan,
Hiç kimseden bir nükte
duymadın mı ki ne kimseye söylüyor,
Ne de bir şey görüp
gösteriyorsun!
Kendinden doğup parlayan bir
şey söylesen ne olur?
İştiyaktan (Özlemden) ölüm
haline geldim.” Dedi.
Rabia dedi ki:
“ Ey devrin ulusu, birkaç
kere iplik eğirmiştim.
Çarşıya götürüp sattım,
memnun oldum…
Elime iki gümüş dirhem girdi.
Fakat her ikisini de bir
elimle almadım…
Birini bir elime aldım,
öbürünü öbür elimle!
Gümüş çift olursa yolumu
keser, elimden atamam diye korktum.”
Dünyaya kapılan adam, canını
da kanlara bular, gönlünü de…
Yoluna da yüz binlerce ve
çeşit-çeşit tuzaklar kurmuş olur!
Adamın eline bir arpacık
haram para düşse sonunda kendisi elbette ölecek ya…
Öldü mü mirasçısına o haram
para, helal olur…
Fakat kendisi, vebal altında
kalır gider!
(Vebal: Şiddet, ağırlık,
azap, günah)
*
Ey paraya karşılık simurgu
bile satan…Ey gönlünde para sevdasını mum gibi yakan, onunla aydınlanan!
Bu yola kıl bile sığmaz.
Bu yolda hiç kimse hazineye,
paraya pula sahip olamaz!
Sen karıncaya benzersin;
Yola ayak bastın mı bir kıl
yüzünden seni yakalarlar..
Yol alamazsın!
Bir kıl ucu kadar suç
yüzünden bile insanın başına bu kadar iş gelirse
Artık buraya gelmek, kimsenin
haddi değildir.
***
MANTIK AL- TAYR 1
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
***
Yaren,Tanrı’ya ulaşmak için ilk önce kendine ulaşmalısın.
Şimdi ben dediğin insanların sende görmek istedikleri gibi olmana diyorsun.
Esas ben senin içindedir ve
yaradılış olarak saf ve temizdir.
Sonradan sana iletilenlerle
ve gıdanla kimyan değişti de şimdi bu benliğe sahip çıkıyorsun.
Toplumun üzerinde oluşturduğu senin önündeki benliği atmanı, yeniden öz benliğine dönerek yaradılıştan olan benliğe gitmen isteniyor.
Bu içine âlemine gidişte iki
rakamı yoktur.
Her şeyi iyi düşünürsen
birdir.
Aklınla sana sunulan her
veriyi daima bir noktaya, bir alana getirerek düşünmeni geliştirmelisin.
Düşünmeyi geliştiremeyenler ulaşmakta
çok zorluk çekerler.
Her şeyi zıt uçlara götür
orta noktasını bul.(Örnek: Milimetre ve kilometre, ortak noktası uzunluk birimi yani ölçü)
Bu orta noktaya uyan diğer
şeyleri kat.
(Diğer ölçüleri kat)
Önceleri zihnin yorulur fakat
sonra aklın kendiliğinden yapar duruma gelir.
(Yaşamın ölçüler üzerinden
olduğunu anlar ve ölçülü yaşamağa başlarsın)(Yani hayatın sırrının bir parçasını öğrenmiş ve yaşamına katmış olursun)
(Anlamadan dille söylediğin ölçü kelimesine doğru anlam yüklenmemiş olur ki bir işine yaramadan söyler durursun.)
Göreceksin ki zamanla bu
davranış otomatik olacaktır
Daha yalın bir anlatımla
tümden geliş, tüme varış denir.
Her şey bütünün bir parçası
olduğuna göre, tanıştığın bir şey o bütüne aittir.
Ait olan o bütünü ulaşıp
tanıdıktan sonra diğer parçaları kolaylıkla yerli yerine korsun.
*
Para, mal ve mevkie seni
soğutmak için hikâyeler içinde sayısız mesaj verildi.
Bunlar seni yolundan
alıkoyacağı için önemsemelisin.
Çevrendeki yaşantı seni
özendirmesin.
Hastalığa giden bu yoldan
korunmak için uyarılardır.
Biri iki yaparsan, ikiyi üç
yapmaya çalışır ve aziz ömrünü buna harcarsın.
Tanrı’nın sana verdiklerine
şükrederek YETER sınırını koymalısın.
*
Benim, ben kazandım, gibi
memelilerde olan alan sahipliğine fazla kendini kaptırma.
Benim dediklerin ölümle yok
olacak gerçeğini iyi anlamalısın.
*
Tanrı sana ihsanından
verdiklerini iyi takdir etmelisin.Ben hak ettim gibi bir düşünce seni yoldan ala kor.
*
Fakirin elinde bir şey yoktur
ki onun elinde olanları almak için kimse uğraşmaz.
Sahtekârlar çevreni sarmaz.
İki yüzle alçak kişiler
yanına yanaşmaz.Rahat yaşarsın.
*
Zengin olduğun zaman çevreni
sararlar her biri bir kılını yakalayarak seni hareketsiz bırakırlar.
Tüm yaşamın zenginliğini
korumak için geçer gider.
*
Yaren, nefsinin duymak
istediklerini biliyorum ama söylemek yasaklanmıştır.
Sana şirin gözükmek isterim
ama yasaklanmıştır.
Gerçeği, yalnız gerçeği zaten
sen biliyorsun.
Bu yazılarla sana hatırlatıp
bu konumda iken tekrar ve bir daha düşünmeni istiyoruz.
Şüphesiz yeni
değerlendirmeler faydalı olur.
*
İşin gerçeği şu ki
kazanımlarımızı kendi malımız gibi sunarsan en büyük yalanı söyleriz ve en
büyük şekilde kendimiz kendimizi kandırırız.
Bu dünyada emanetçiyiz.
*
RAVLİ