12 Kasım 2012 Pazartesi

KARANLIKTA KALMAK

Temiz dinli bir er dedi ki:
İlk yola girenin, karanlıkta kalması, hiçbir şey görmemesi daha iyidir.

Bu suretle tamamen ihsan ve lütuf denizine dalıp yok olur, varlığa hiç bağlantın kalmaz.

Çünkü gözüne bir şey görünürse aldanır, varlığa düşer, o an kâfir olur.

Sendeki haset (kıskançlık, çekememezlik) ve kızgınlığı sen görmezsin ama erlerin gözü görür.

Sende ejderhalarla dolu bir külhan var;
Sense gafletle onları salmış koy vermişsin!
(İsteklerle ateşlenip kızgın hale gelen kötü huyların)

Gece gündüz o ejderhaları beslemeye koyulmuş, onlara yiyecek yemek, yatacak yer hazırlamaya dalmışsın!
(İsteklerini gerçekleştirmek için uğraşıyorsun)

** Aslın toprakla kandan meydana gelmiştir;
Şaşılacak şey şu ki ikisi de hem pistir, hem haram!

Fakat onlar, asana (alan yaratan görünmez güç) pek yakın olduğundan hem pis görünmede, hem ehemmiyetsiz!
(Allah’a dayanmıyorsun da dünya malına dayanıyorsun )

Gönülden uzak, duyguya yakın olan her şey şüphe yok ki hem haramdır, hem pis!

Mademki içinde böyle bir pis şey olduğuna görüyorsun;
Neden böyle gafletlere dalmış, oturup duruyorsun?

                                         ***
MANTIK AL- TAYR 2 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI ( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                                            ***
Yaren,
Karanlıklarda kalma: Hiçbir şeyi görmemek demektir.
Baş gözüyle aklın bir şey görecek şey bulamazsa, görünmeyen âlemden (Gayb) âleminden bir şeyler görmeye çabalar.

Karanlıklarda nasıl kalırsın: Eşin, çocukların, malın, mülkün, paran, makamın varsa ve bunlarla ilgilenmeni bırakarak.

Yani seni uğraştıran, kendini çekip bağlayan, seni kendi haline bırakmayan durumlardan kurtulmaktır.

Bu sorumluluklarını yerine getirmeyeceğin şekilde anlama.

Pir yaşına yani 40 yaşına gelince çok şeyi zaten halletmiş yoluna koymuş duruma gelmişsin demektir.

Bildiklerini değersizleştir ve kendine bir şey bilmiyorum, yeni ve doğru bilgi edinmek istiyorum diye kendi kendini telkin ederek zihnini bu yolculuğa hazırla.

Sahip ve sorumlu olduklarınla ilgini azalttıkça karanlıkları görmek için kendini karanlıkların içine atacak duruma hazırlanırsın.

Yaren, merak etme, her şey senin ilginle oluyor sanma, herkes ancak kendine bakar.

Bil ki sen sorumluluk duydukça her yükü senin sırtına yüklerler.
Karanlık âleme geçiş nasıl olur?

Yaren sakin bir ortamda, rahat bir durumda gözlerini kapattığın zaman karşında çerçevesiz bir siyah tablo çıkar, bu tabloya bakarken helezoni bir yol çıkar ve sen bu yolun içinde uçmaya başlarsın.

Sonra sana çok güzel tablolar gösterilir, bu resim güzel unutmayayım dediğin an yeni ve daha güzel bir tablo kendini gösterir ve bu defalarca tekrar edilir, hepsinin şeklini birbirine karıştırır ifade edemezsin.

Bu gördüklerin hayal dünyasının ürünü değildir.
Gerçek olarak daha güzellikler olduğunu sana tanıtmak ve seni davet etmektir.

Var olan ama senin sadece adını duyduğun bir âlemle tanışıyorsun ki tabii olarak hayret edeceksin.

Karanlıklarda devamlı istesen de kalamazsın, gösterilecekler gösterilir, tereddüt ettiklerini görürsün, öğreneceklerini öğrenir yani ihsan ve lütuf denizine dalmış olursun sonra gene eski haline döndürülerek bırakılırsın.

Korkma, cesur ol, zarar görmezsin.

Bu durum artık yokluk âlemindesin ve varlık âleminden bağlantın kalmadığı durumdur.

Burada gördüklerinden aklın çok az bir bölümünü anlayabilir, başkasına anlatamazsın.

Ama birçok değerli ve güzel şeyler gördüğünün farkındasındır.

Cuma namazını kılarken gözlerini kapatırsan nasıl renkli bir nur içinde olduğunu kendin görürsün.

Bu bakış ve görüş tanıman ve anlaman içindir, geçicidir.
Sonra ne renk ne şekil kalır da, gider gelirsin de kendinin bile haberi olmaz.

Sen birine öyle bir şey söylersin ki bunu ben bir yerden öğrenmedim ama çok doğru ve güzel dedim diye kendi kendine hayretler içinde kalırsın.

İnanan yararlı hale gelir, uygulayan faydasını görür.

                                          *
İnsan kendi için haklıyım, doğruyum, iyi yapıyorum, iyilik yolundayım der ve sanır.

Oysaki ya dışarıdan bir doğru sözlü bilen biri ona ne olduğunu söylerse veya

Kişi kendisinden çıkıp kendini eleştirebilecek bilgi ve donanıma sahip olmalı ki kendi kendini tarafsız eleştirebilsin er gözü dediğimiz bu gözdür.

Toplumun senin önünde oluşturduğu, değer verdiği yapay kişiliğini değersizleştirmek, yok etmek ve böylece özünde var olan kişiliği ortaya çıkartırsan özeleştiri yapabilirsin.

Öz kişiliğine ulaşamazsan kendi kendine söylediklerine kendin inanmayacağından inandırıcı, doyurucu, tatmin edici bir durum yaratmayacağından özgüvene sahip sakin bir kişi olamazsın.

                                            *
Yaren herkeste olan kıskançlık, çekememezlik, kızgınlık sende de var, bende de var.

Önemli olan farkında olmak ve zarar vermeyecek şekilde kontrol altında tutmaktır.

                                           *
Doğruyu, gerçeği gördün ise hemen gereklerini yapmalısın.
Gördükten sonra bir şey yapmıyorsan, biliyor ama önemini anlamamış oluyorsun.

Bildiğin doğruyu yapmıyorsan ya korkaksın ya da kitap yüklenmiş gezen konuşan eşeksin.

                                          ***
RAVLİ

Popüler Yayınlar