12 Kasım 2012 Pazartesi

KARANLIK VE GÜNEŞ

Birisi, Yarasaya:
“Ey zayıf kuşcağız, yüce güneşten haberin bile yok, böylece kalakalmışsın!

Bütün günün kara geceye dönmüş; ışıktan gözün kamaşmış.

Karanlık gecede bir hayli dönüp dolaşmış, bir iplik kadar aydınlık bile görmemişsin!

Güneşle bilişsen, buluşsan, ziyasından (ışıktan, aydınlıktan) bu kadar kaçmazdın.

Niceye bir delikleri, kovukları yurt edineceksin?
Parlayıp duran güneşe baksana!

Bak da ateş gibi güneşi gör, zerre gibi onunla halvetlerde otur” dedi.

Yarasa dedi ki:
“A bihaber (habersiz), benim güneşle, ayla ne işim var?
Sonunda kararacak güneşe, ışığına aldanarak bakarlar.

Sapsarı benizli…
Sırtında yas elbisesi.

Dönüp dolaşarak sersem, perişan bir hale düşmüş.
Başkalarından daha susuzdur o.

Şafaklarda kanlar içinde, kanlara bulanmada.
Böyle bir güneşe bakmazsan ne çıkar ki?

Çünkü olmazsa olmalısın; bir başka güneş var!

Himmet kuşu (Çalışma sonunda seni hedefine uçarak vardıran), bilhassa uyku zamanı tuzakta bir taneden ibaret görür!

Ey er, sen de uyuma, bir gece uyanık kal da gece doğan güneşi apaçık gör!
Ey gafil adam, benim günüm gecedir.

Tanrı’dan inen nimet ve ihsan güneşi gece doğar.
Geceleyin o güneş doğdu mu âlem halkına uykuya daldırır.

Güneş o nuru, o ışığı görünce uyanır, yüzünü utanç örtüsüyle örter.

Fakat ancak benim gibi mahrem (bilinmemesi icap eden) olan kişinin güneşi, matem gecesinden doğar.

Geceleyin doğan böyle bir güneşi, sen körlüğünden görmüyorsun.
Hâlbuki ben bütün gece sabaha kadar uyumam.

Bu güneş yüzünden yanar yakılırım.

Mecaz güneşi (gerçeğin zıddının görünür olması ) yüzünü gösterdi mi biz, yine karanlıklarda yuva kurar, karanlıklara çekiliriz.

Tanrı güneşi gece doğar.
Sen, ey yola gevşek-gevşek giren adam, öyle bir güneş gördün mü?

Doğanlar gibi bir himmet elde edersen ( kendi çalışıp çabalanmakla elde edersen) padişahın eli, konağın olur.

(doğan kuşu kendi avladığını avı yer veya sahibinin elinden yer. Hiçbir zaman başkasının leşini yemez)

Himmete (Çalışıp, emek verip elde eden) sahip olan, mert olur…
Güneşe benzer; yücelerde küçük görünür.

Mücevher gibi himmetin yüce olursa işte o zaman altın üstüne konur, orada yer bulursun!

Her şey için yoldan kalırsan padişahın elinden nasıl olur da kadehi alır, içersin?

Kim bu yola himmetle girerse kulluk, dilencilik bile etse padişah kesilir!                                                     
                                    ***
MANTIK AL- TAYR 2 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI ( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                                        ***
Yaren,
Güneş, hayatın devamı için ısı ve ışık veren görmeyi sağlayan kuvvet.
Görünmeyen âlem, gece veya karanlık olarak ifade edilir.

Çünkü herkesin görmesine imkân verilmemiştir.
Yarasa, görünmeyen âlemde yaşayan anlamında işaret edilmiştir.

Her şey görünmeyen âlemden bu âleme gelerek vücut bulur.

Görünmeyen âlemden gelen nur görünür âlemde Beyza olur, yani etki gücü yüksek ışık haline gelir.

Görünen âlemin değerleri, kuvvetleri, yararları, zararları gibi etkileyen çok unsuru vardır ve bunları faydalı olarak kullanman için farkında olman, bilmen, kontrol etmen gerekir.

Bu dünyadaki atlatıcı şeyleri de anlaman gerekiyor.

Bu hikâyede bize görünmeyen âleme tanıma ve ulaşmak için öneriler bulunmakta.

Görünmeyen bir güneşin olduğunu anla.
Gece uyumazsan bu güneşi görebilirsin.

(Tanrı’nın yaratıcı nurunun kendini göstermesi, vücut bulması işaret ediliyor)

Tanrıdan inen nimet ve ihsanın görünmeyen âlemde hazırlanışını görmelisin.

Halkın bunu görmesine izin yoktur.
Bunları görebilmek için:

İyi bir şey yapmaya, sır ve hakikatlere yönelip çalışmalıdır.
Bu çalışmayı yapmazsan sadece hikâyeleri öğrenir, işaret ettiği gitmen gereken yolu anlamaz ve göremezsin.

Mesneviyi okumadan önce alt yapı oluşturmak gerekir.
Çalışma yapmazsan zan etmeden öteye gitmez gerçekliğe ulaşamazsın.

Bir insan neye çalışırsa Cenabı Hak ona o şeyi verir.
Çalışmayan bir şeye sahip olamaz.

Çünkü bu âlem çalışmak yeridir.
Cenabı Hak bu imtihan âleminde kullarının istediklerini verir.

Düşüncelerinde serbestiyet verir.
Tanrı sorularına doğru cevap verdikçe cevap miktarınca ulvi sınıflara terfi edersin.

Tanrı sorunca:
Sana verdiğimiz akıl ve diğer kuvvetleri nereye sarf ettin?

Dünyada nereye kuvvet sarf ettiysen onu sana vermedik mi?
Peki, neden sen bizden gönlünü çevirdin?

Sorusuna nasıl cevap vereceksin!

O halde yaren dünyadaki çalışmanı sadece para kazanmak dışında çalışmalar yapman gerektiğinin farkına var ve yeniden kendine çalışma programı hazırla.

Tanrı yolundaki çalışmaların elbette karşılıksız kalmaz.
Ciddiye almadığın hiçbir şey senin kullanımın içine girmez.

Bu yol başkasına anlatmak için, başkasından saygı görmek için değildir.
Kendinin olgunlaşması içindir.

Yaren, bu anlatılanlar öbür âlemin bir kokusudur.
Bu kokuyu alabiliyorsan o koku gelen bahçeyi arar bulursun.

Sadece tanıtım tapılmasına izin var.

Sırları kendi kararlığınla ve yolda isteğinin devamı ve nasıl kullanacağın iyice hazırlandıktan sonra Tanrı’dan izin çıktıktan sonra birden anlar ve kavuşursun.

Şimdi yarım yamalak anlarsın, eski bilgilerinle doğrulamaya çalışırsın, nefsi istekler bir taraftan seni bu çalışmadan uzaklaştırabilir.

Yaren yola devam et, hemen ve kolaylıkla elde edilen şeyle uğraşmıyorsun.
Yoldan ayrılmayan er geç varır.

Allah, İnşallah nasip ve kolaylık verir.

 Âmin

                                      ***
RAVLİ

 

 




 


 

                 



 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Popüler Yayınlar