11 Kasım 2012 Pazar

İÇ BEŞ İÇ DUYU

İÇ BEŞ İÇ DUYU

İçteki beş duyuyu kullanamaya başlarsan görünen âlemden görünmeyen âleme doğru yol alırsın.
(1.Hissi müşterek (Sağduyu (Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği), önsezi (Hiçbir belirti yokken bir şeyin olacağını sezme, içe doğma), duygululuk (Uyarıları almadaki incelik), duyarlık (Zayıf bir etkiye karşı, tepki gösterebilme yeteneği), sezgi gücü (Gerçeğin deneye veya akla vurulmadan doğrudan doğruya kavranma kuvveti)
 
(2.Hayal (Tasarlayıp kafanda canlandırma)(Doyuralamayan istekleri uyanık durumda düşte canlandırma)
 
(3.Vehim   (Korku, şüphe, tereddüt)(Yanlış ve yersiz düşünce, bir konuyla ilgili kötü ihtimalleri akla getirip tasalanma, olmayacak bir şeyin olacağını sanma)
 
(4.Hafıza (Hissedile, bilinen, görünen, işitilen, duyulan, okunan sözleri aklında saklama özelliği)
 
(5.Yetki) (Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet)
 
Değişik şekillerin kuvvetli parçaları bir araya getirilerek yeni bir şekil meydana geldiğini görürsün.
Mısırdaki Tanrılar gibi.
Vücudu insan başı çakal olandır.
Ayakları gövdesi at ve insan birleştirilen insan gibi.
Hiç dünyada görmediğin mahlûklar hayalinde görürsün.
 
Yani yaren zihninde bir takım hayal ve rüya görür ve inanır yemin ederek gerçek gibi anlatır.
 
Yalnızken renkli bulutun verdiği gibi şekiller görür değer verir ve anlamlaştırılmaya çalışılır.
 
İşte buraya kadar duygu dünyasından his dünyasına girmiş olduğun durumdur.
 
                                     *
His dünyasında olanlar hayaliyle aklıyla oluşturduklarını güçlü birleşimlerini Tanrı sanıp tapınırlar.
Buna put tapınması diyoruz.
Yani içteki beş duyunun oluşumlarını dış beş duyu ile görselleştirip başkalarını da inandırma boyutuna anlam yükleyerek sunulur.
His dünyasından gayb âlemine bakmaya çalıştığın zaman hayalinde gördüğün şekiller perde arkasından olduğundan ancak sen sanılarınla yorumlama yapabilirsin.
 
                                     *
His dünyasının sonuna varıp da, bunlar benim hayal ve akıl oyunum, bu oyunla Tanrıyı ben yaratmış gibi olacağım, bu hakikati olduğu gösteren bir bakış, inanış olmadığından bu oyunun ilerisine geçmem, gerçek Tanrıyı bulmam gerekir diye yola devam edenlerin ilahi âlemin kapısına gelebileceğini, bu kapının açılmasını beklemeleri gerekir.
 
Eğer Tanrı kapıyı açıp gir kulum derse, perdeleri açarsa o zaman hayret edeceğin yaratılmışları görebilirsin.
Tanrı perdeleri temiz kişiye ve yanlış işlerde kullanmayacağına emin olduğu kullarına açtığını biliyoruz.
 
Mümin kişi his dünyasında bilinmeyen âlemlerle tanıştırılır, peygamberlerle, meleklerle, mümin cinlerle, velilerle, evliyalarla tanışır konuşur.
 
Ancak olgunluğa tam ulaşmadığı için uyanınca veya kendine gelince gördüklerini unutur.
 
Uyanışında hoş bir uyanıklık olur, ibadetin daha zevkli olur, ara sıra kalbine sözcü melek Tanrı’dan söz ve selam getirir.
 
Bilmece şeklinde kısa rüyalar görürsün.
Böylece imanın olgun duruma gelir.
Namaz kılarken gözlerin kapalı iken bakmaya devam edenlerin nur bulutların hareketlerini görür.
                                   *
Bize önerilen gördüğün renklere, şekillere, cinlere önem verip yolundan kalmamandır.
Bu duygu ve his dünyanda olan gelişmelerle daha net ve anlamlı görüp yaşayacakların var.
 
Takılıp kalma, oyalanma, yola devam etmelisin.
Kimi cinlerle oynaşıp yoldan geri kalırlar.
Tanrı kapısına daha çok yol var.  
 
                                  ***
Temiz çocukların hiçbir şey görmediğini sandığımız durumlarda melekleri görüp onlarla oynaşarak güler.
Büyük ruh verilen çocuklar bu ruhu taşıyamadıkları için taşkınlıklar yaparlar.
 
Bu aynı zamanda zekâsının büyüklüğünü de gösterir.
 
Ne yazık ki böyle çocuklar yaramazlık yapıyor diye baskı yaparlar Tanrı’nın verdiği bu gücü işe yaramaz hale getiriler.  
                                  *
 
RAVLİ
ırsın.
(1.Hissi müşterek (Sağduyu, önsezi, duygululuk, duyarlık, sezgi gücü)
(2.Hayal (Tasarlayıp kafanda canlandırma)
(3.Vehim (Korku, şüphe, tereddüt)
(4.Hafıza (Hissedile, bilinen, görünen, işitilen, duyulan, okunan sözleri aklında saklama özelliği)
(5.Yetki (kullanma yetkisi)
Bu yol alışta namaz kılarken çok parlak renkli küme olarak ışıkların hareket ettiğini görürsün.
Bu nur hareketleridir.
Değişik şekillerin parçaları bir araya yeni bir şekil meydana geldiğini görürsün.
Mısırdaki Tanrılar gibi.
Vücudu insandır başı çakaldır.
At ve insan birleştirilen insan gibi.
Hiç dünyada görmediğin mahlûklar görürsün.
Parlak kanatlı kadınlar görürsün.
Yani yaren zihninde bir takım hayal ve rüya görür ve inanır yemin ederek gerçek gibi anlatır.
Yalnızken renkli şekiller görür değer verilir ve anlamlaştırılmaya çalışılır.

İşte buraya kadar duygu dünyasından his dünyasına girmiş olduğun durumdur.
                                     *
His dünyasında kalanlar Tanrı’yı gördüm diye inanırlar ve buna benzer şekiller yaparak tapınırlar.
Buna put diyoruz.
Yani içteki beş duyunun oluşumlarını anlamlaştırılmış oluyor.
His dünyasından gayb âlemine bakmaya başladığın zaman gördüğün şekiller perde arkasından olduğundan ancak sen sanılarınla yorumlama yapabilirsin.
                                     *
His dünyasının sonuna varıp da,
Eğer Tanrı perdeleri açarsa o zaman hayret edeceğin yaratılmışları görebilirsin.
Tanrı perdeleri temiz kişiye ve yanlış işlerde kullanmayacağına emin olduğu kullarına açtığını biliyoruz.
Mümin kişi his dünyasında bilinmeyen âlemlerle tanıştırılır, peygamberlerle, meleklerle, mümin cinlerle, velilerle, evliyalarla tanışır konuşur.
Ancak olgunluğa tam ulaşmadığı için uyanınca veya kendine gelince gördüklerini unutursun.
Uyanışında hoş bir uyanıklık olur, ibadetin daha zevkli olur, ara sıra kalbine sözcü melek Tanrı’dan söz ve selam getirir.
Bilmece şeklinde kısa rüyalar görürsün.
Böylece imanın olgun duruma gelir.
                                   *
Bize önerilen gördüğün renklere, şekillere, cinlere önem verip yolundan kalmamandır.
Bu duygu ve his dünyanda olan gelişmelerle daha net ve anlamlı görüp yaşayacakların var.
Takılıp kalma, oyalanma, yola devam etmelisin.
Kimi cinlerle oynaşıp yoldan geri kalırlar.

Tanrı kapısına daha çok yol var.  

                                  ***
Temiz çocukların hiçbir şey görmediğini sandığımız durumlarda melekleri görüp onlarla oynaşarak güler.
Büyük ruh verilen çocuklar bu ruhu taşıyamadıkları için taşkınlıklar yaparlar.
Bu aynı zamanda zekâsının büyüklüğünü de gösterir.
Ne yazık ki böyle çocuklar yaramazlık yapıyor diye baskı yaparlar Tanrı’nın verdiği bu gücü işe yaramaz hale getiriler.  

                                  *
RAVLİ


 

 

Popüler Yayınlar