Kişi ayrımı yapmadan,
beklenti oluşturulmadan, sadece Tanrıdan karşılık beklemek suretiyle olur.
Yani ticari durumdan
soyutlandırılmış olmalıdır.
Sınırları kendin korsun güç,
kuvvet, vermekten hoşlanma durumun doyum verecek hale gelene kadar artırılır.
Erteleme yetkisini elinde
bulundurursun.
Ancak ret ediş yoktur.
Anlamasan da faydasını
ileride anlarım diye kendine zaman kazandırabilirsin.
Yaşayan her varlığın kendine
göre yaptırım kuvveti vardır.
Yaptırım kuvveti olmayanın da
sahibi vardır.
Sahip kuvvet koruyudur ve çok
etkilidir.
Gücünü ortaya çıkarmayandan
çekinmelisin ve korkmalısın.
Gizlenen bu etkinin ani şoku
daha yıkıcı olur.
Yani ayırım yapmamalıyız.
Güçsüz, aciz, fakir, yoksul,
hakir, hasta, gurbetçi, olanların sahibi Tanrıdır.
Dikkat et sen aslında onların
sahibi karşı karşıyasın demektir.
Yaren; sen elinden gelen
hizmeti ayrım yapmadan ver.
Değerlendirmesini kendin asla
yapma.
Kendin değerlendirme yaparsan
ya öfkelenir kızarsın ya da beklentin karşılanmadığı için küser moralini
bozarsın.
Yaren karşılıksız hizmetin
alıcısı tanrıdır.
Sevgi ile bağlanıp
yaratılanlara hizmet et bırak da o satın alsın.
En iyi müşteri odur.
Mükâfatlandırma ve
cezalandırma zaman içine yayılacağından dikkatsiz ve takipsizsen yani birbiri
ile ilişki kuramıyorsan anlamak için çaba sarf etme.
Anlaman da gerekmez.
Ama şunu bilmelisin ki
karşılığı muhakkak vardır.
Hizmet eden sevilir,
saygınlaşır.
Allah’a sevgi ile bağlanarak
yarattıklarına hizmet edersen Allah’ın sevdiği insan olursun ki Allah sevdikten
sonra herkes sever.
Sıradan bir insan yerine
sayılı ve sevilen, saygı duyulan, beğenilen bir insan olursun.
Çünkü seni Tanrı
beğenmiştir.
Defalarca yaparsan sevinç
içinde olursun.
Allah için ne yaptın?
Derlerse Allah için yapacağın
bir şey yok. Yaptığın her şey bil ki kendin içindir.
*
RAVLİ