11 Kasım 2012 Pazar

HUZURDA OLMAK VE NEFİS

Bir gün bilginlerden birisi Belh şehrinde, Cuma Mescidi’nde cübbesinin etekleri omzunda ve elleri de yenlerinden dışarı çıkarmış olduğu halde namaz kılıyordu.

Baha Veled hazretleri:
“Ellerini yenlerine sok, sonra namaza dur da bir huzur hâsıl olsun” diye buyurdu.
(Kılık kıyafetin üzgün bir vaziyette, saygılı olarak namaza başla ki Tanrı huzuruna varasın)

Bu adam akılsızlığından:
“Böyle olursa ne olur?” diye cevap verdi.

Baha Veled Hazretleri:
“Dediğim gibi yap ki, pis nefsin ölsün ve emre itaat eden olsun” dedi.

Bunun üzerine o adam hemen yere yıkılıp öldü.
Bunu gören odada bulunanlar bir feryat ve figan kopardılar.

Derler ki, o gün bilginlerden, fakihlerden, din bütünlerden binlerce insan tam bir samimiyetle Baha Veled’in müridi oldular.

Ve velilerin kerametlerinin peygamberlerin mucizelerinden doğduğuna inanıp çok tövbe ve istiğfarda bulundular.

                                       ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Yaren,
Namaz da duruş Allah’ın huzurunda duruştur.
Saygılı ve huşu içinde olman gerekir.

Kabul edilen namazı kılmalısın.

Huşu:
Sakin olmak, gözünü ve boynunu eğmek, sesini kısmak ve alçak gönüllülük göstermektir.

Alçak gönüllü olmalısın,
Kibirsiz olmalısın,

Gösterişsiz sade olmalısın,
Sakin davranmalısın,

Saygılı olmalısın,
Temiz olmalısın,

Gönülden gelen dostlukla bağlanmalısın,
Samimi bir doğrulukla bağlanmalısın,

Emre göre davranan olmalısın,
Boyun eğmelisin,

Söz dinlemelisin,
Allah’a karşı gelmekten sakınmalısın,

Allah’tan korkan olmalısın,
Allah’ın sözlerini doğrulayan olmalısın,

Allah’a tüm varlığınla yönelmelisin.

Huşu oluşumu kalpte oluşur, uygulaması vücutta olur.
Kalp Allah’a boyun eğerse azalar da boyun eğer.

Bunları yapmak için İman edip Allah’a saygı duyulması, onu övmesi, anması ve ona karşı gelmekten sakınmasıdır.

Katı kalplilik, yani dini değerler karşısında duyarsız, dini öğütler, karşısında vurdumduymaz olması ve İslami inanç ve düşünceyi savunmamasıdır.

NAMAZDA HUŞU, namazı Peygamberlerin bildirdiği şekilde, farz, vacip, sünnet ve adabına uyarak, olgunluk dolu bir terbiye ile Allah’ın huzuruna çıkan gibi edeple ve doğrulukla bağlanmış bir kalple kılmaktır.

Yani İlahi yasalara uymaktır.

Dünyada kibirlenip Allah’a boyun eğmeyen, ilahi emir ve yasaklara uymayan, Allah ve peygambere baş kaldıran kâfirlerin; suçluluğun göstergesi olarak ahirette aşağılanacaklar.

Hadid Suresi 16:
“ İman edenlerin Allah’ı anma ve O’ndan inen Kuran sebebiyle kalplerinin ürpermesi zamanı daha gelmedi mi?

Onlar daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar.
Onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı.
Onlardan birçoğu yoldan çıkmış kimselerdir.”

Müminin Suresi 1,2:
“Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir.
Onlar ki, namazlarında huşu içindedirler.”

Haşr Suresi 21:
“Eğer biz bu Kuran’ı bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça-parça olmuş görürdün.

Bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz.

(Diyanet İşleri Başkanlığı, Dini Kavramlar sözlüğü Doç.Dr. İsmail KARAGÖZ çalışmasından alıntı)

                          *

RAVLİ

 

 

Popüler Yayınlar