Baha Veled hazretleri:
“Ellerini yenlerine sok,
sonra namaza dur da bir huzur hâsıl olsun” diye buyurdu.(Kılık kıyafetin üzgün bir vaziyette, saygılı olarak namaza başla ki Tanrı huzuruna varasın)
Bu adam akılsızlığından:
“Böyle olursa ne olur?” diye
cevap verdi.
Baha Veled Hazretleri:
“Dediğim gibi yap ki, pis
nefsin ölsün ve emre itaat eden olsun” dedi.
Bunun üzerine o adam hemen
yere yıkılıp öldü.
Bunu gören odada bulunanlar
bir feryat ve figan kopardılar.
Derler ki, o gün
bilginlerden, fakihlerden, din bütünlerden binlerce insan tam bir samimiyetle
Baha Veled’in müridi oldular.
Ve velilerin kerametlerinin
peygamberlerin mucizelerinden doğduğuna inanıp çok tövbe ve istiğfarda
bulundular.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Yaren, Namaz da duruş Allah’ın huzurunda duruştur.
Saygılı ve huşu içinde olman gerekir.
Kabul edilen namazı
kılmalısın.
Huşu:
Sakin olmak, gözünü ve
boynunu eğmek, sesini kısmak ve alçak gönüllülük göstermektir.
Alçak gönüllü olmalısın,
Kibirsiz olmalısın,
Gösterişsiz sade olmalısın,
Sakin davranmalısın,
Saygılı olmalısın,
Temiz olmalısın,
Gönülden gelen dostlukla
bağlanmalısın,
Samimi bir doğrulukla
bağlanmalısın,
Emre göre davranan olmalısın,
Boyun eğmelisin,
Söz dinlemelisin,
Allah’a karşı gelmekten
sakınmalısın,
Allah’tan korkan olmalısın,
Allah’ın sözlerini doğrulayan
olmalısın,
Allah’a tüm varlığınla
yönelmelisin.
Huşu oluşumu kalpte oluşur,
uygulaması vücutta olur.
Kalp Allah’a boyun eğerse
azalar da boyun eğer.Bunları yapmak için İman edip Allah’a saygı duyulması, onu övmesi, anması ve ona karşı gelmekten sakınmasıdır.
Katı kalplilik, yani dini
değerler karşısında duyarsız, dini öğütler, karşısında vurdumduymaz olması ve
İslami inanç ve düşünceyi savunmamasıdır.
NAMAZDA HUŞU, namazı
Peygamberlerin bildirdiği şekilde, farz, vacip, sünnet ve adabına uyarak,
olgunluk dolu bir terbiye ile Allah’ın huzuruna çıkan gibi edeple ve doğrulukla
bağlanmış bir kalple kılmaktır.
Yani İlahi yasalara uymaktır.
Dünyada kibirlenip Allah’a
boyun eğmeyen, ilahi emir ve yasaklara uymayan, Allah ve peygambere baş
kaldıran kâfirlerin; suçluluğun göstergesi olarak ahirette aşağılanacaklar.
Hadid Suresi 16:
“ İman edenlerin Allah’ı anma
ve O’ndan inen Kuran sebebiyle kalplerinin ürpermesi zamanı daha gelmedi mi?
Onlar daha önce kendilerine
kitap verilenler gibi olmasınlar.
Onların üzerinden uzun zaman
geçti de kalpleri katılaştı.Onlardan birçoğu yoldan çıkmış kimselerdir.”
Müminin Suresi 1,2:
“Gerçekten müminler kurtuluşa
ermiştir.Onlar ki, namazlarında huşu içindedirler.”
Haşr Suresi 21:
“Eğer biz bu Kuran’ı bir dağa
indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça-parça olmuş
görürdün.
Bu misalleri insanlara düşünsünler
diye veriyoruz.
(Diyanet İşleri Başkanlığı,
Dini Kavramlar sözlüğü Doç.Dr. İsmail KARAGÖZ çalışmasından alıntı)
*
RAVLİ