Bir kimse kırk sabah Allah'a can ve gönülden kulluk (Doğruluk ve özveri ile bağlanıp hizmet) etse onun
kalbinden diline doğru hikmet pınarları akmaya başlar.
Peygamberimiz bu sözü kendi
yoldaşları arasında açıklarken, dostlarından biri kırk gün kendi kendine
ibadetle uğraştı.
Sonra Hazreti Peygambere
(S.A.) şikâyet etti. Ey Allah Resulü! Dedi.
Falan dosta öyle bir hal
geldi ki, gözü, sözü, rengi değişti.
Siz ise, bu hali beyan
ederken yukarıda andığımız hadisi buyurmuştunuz.
Ben gittim tam kırk gün
elimden geldiği kadar uğraştım.
Nitekim Kuran’da, "Allah insana gücünün yettiği kadar sorumlu tutar,"
(K. Bakara Suresi /286) buyrulmuştur.
Senin sözünde de hâşâ yalan
olmaz.
Hazreti Peygamber (S.A.)
şöyle buyurdular:
Ben, can
ve gönülden kulluk ederse dedim.
Can ve gönülden
Kulluk etmenin şartı, bunu ancak Allah için yapmaktır.
Yoksa başka emeller (Düşünce ve davranış) ve
hevesler uğruna kulluk etmek değildir.
Sen başka bir dostundan
işittiğin garip konuşma tarzının sende de belirmesini istedin, bu isteğin
yerine geldi.
Bize inanan bir topluluğa
dedim ki:
Allah sizi çok bahtiyar
yaratmıştır.
Çünkü böyle insanlar sizin
içinize düşmüş, siz de onlarla birlikte bulunmanın değerini anlamışsınız.
Bahtiyar (Mesut, mutlu,
kutlu, uğurlu) yaratılmış olanların yolları aydın olur; ay ışığı kapılarına
vurur.
Şiir:
Ben aşk yolunda bir
kural koyayım ki,
Habersiz olanlar bu
yola ayak basmasınlar.
Duygusuzların yoldaşlığı çok
zararlıdır, haramdır.
Bilgisizlerin yoldaşlığı
büsbütün haramdır. Yedikleri de haram.
Haram yemek ki,
bilgisizlikten ileri gelir, o lokma benim boğazımdan geçmez.
Onun yemeğini yesem, sanki bir mancınık taşı gelir, içi ta tavana kadar camlar ve şişelerle, âletlerle dolu bir sırçacının dükkânına çarpar, her şeyi parçalar.
Bir ilâhi hadiste, ulu Allah,
"Her günahın bağışlanır, ancak benden yüz çevirenin günahı af olunmaz,"
buyurmuştur.
***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
***
Neler öğrendik:
1. Doğruluk ve özveri ile bağlanıp hizmet etmek
gerektiğini, karşılığını Allah’tan beklemek olduğunu öğrendik.
2. Allah emrettiği için yapmanın beğenilen bir davranış
olduğunu öğrendik.
3. Tanrı erinin bulunduğu ortamda olanların aydınlık
içinde mutlu ve uğurlu bir yaşam sürdürdüklerini öğrendik.
4. Duygusuzların yol arkadaşlığının çok zarar verdiği
için o kişilerle arkadaşlık yapılmasının yasak olduğunu öğrendik.
5. Bilgisizlerin
haram arkadaşlık kurmanın, onlardan bir şey yemenin yasak olduğunu öğrendik.
6. Allah’a gösterdiği ilgiyi kesenlerin günahlarından af
olmayacağını öğrendik.
İşte
böyle yaren,
İstenilen
ve beklenilen canı gönülden bağlanmak ve hizmet etmektir.
Doğal
olarak o kişinin sözlerini ve yaptıklarına inanmakla olur.
Bir
şey yapılıyor ise onun karşılığı hemen beklenir.
İnanç
temelinde olan hizmetler görünmeyen ve beklenmeyen
zamanda ve misli karşılığında verildiğinden çok
kişi yaptığının karşılığını almadığını sanır.
Oysa
parayla ulaşamayacağı arzu ettiğine çok kolay kavuşur da ben aklımı kullandım,
kazandım sanarak bu kulluğun karşılığında aldığını anlayamaz, bu durumu ancak
arif olan insanlar anlar.
Tanrı emrini yerine getirene bağlanmak ve hizmet etmektir.
Kendini
aradan çekmelisin yani kendi isteklerin araya girmemelidir ki kulluğun hayırlı
ve verimli olsun.
*
RAVLİ