19 Kasım 2012 Pazartesi

HU! VE ŞEMSİ TEBRİZİ 2

Hazreti Peygamber (Allah'ın salât ve selâmı üzerine olsun), şöyle buyurdu:

Bir kimse kırk sabah Allah'a can ve gönülden kulluk (Doğruluk ve özveri ile bağlanıp hizmet) etse onun kalbinden diline doğru hikmet pınarları akmaya başlar.

Peygamberimiz bu sözü kendi yoldaşları arasında açıklarken, dostlarından biri kırk gün kendi kendine ibadetle uğraştı.
Sonra Hazreti Peygambere (S.A.) şikâyet etti.

Ey Allah Resulü! Dedi.

Falan dosta öyle bir hal geldi ki, gözü, sözü, rengi değişti.
Siz ise, bu hali beyan ederken yukarıda andığımız hadisi buyurmuştunuz.

Ben gittim tam kırk gün elimden geldiği kadar uğraştım.
Nitekim Kuran’da, "Allah insana gücünün yettiği kadar sorumlu tutar," (K. Bakara Suresi /286) buyrulmuştur.

Senin sözünde de hâşâ yalan olmaz.
Hazreti Peygamber (S.A.) şöyle buyurdular:

Ben, can ve gönülden kulluk ederse dedim.
Can ve gönülden Kulluk etmenin şartı, bunu ancak Allah için yapmaktır.

Yoksa başka emeller (Düşünce ve davranış) ve hevesler uğruna kulluk etmek değildir.

Sen başka bir dostundan işittiğin garip konuşma tarzının sende de belirmesini istedin, bu isteğin yerine geldi.

Bize inanan bir topluluğa dedim ki:
Allah sizi çok bahtiyar yaratmıştır.

Çünkü böyle insanlar sizin içinize düşmüş, siz de onlarla birlikte bulunmanın değerini anlamışsınız.

Bahtiyar (Mesut, mutlu, kutlu, uğurlu) yaratılmış olanların yolları aydın olur; ay ışığı kapılarına vurur.

Şiir:

Ben aşk yolunda bir kural koyayım ki,
Habersiz olanlar bu yola ayak basmasınlar.

Duygusuzların yoldaşlığı çok zararlıdır, haramdır.
Bilgisizlerin yoldaşlığı büsbütün haramdır.
Yedikleri de haram.

Haram yemek ki, bilgisizlikten ileri gelir, o lokma benim boğazımdan geçmez.

Onun yemeğini yesem, sanki bir mancınık taşı gelir, içi ta tavana kadar camlar ve şişelerle, âletlerle dolu bir sırçacının dükkânına çarpar, her şeyi parçalar.

Bir ilâhi hadiste, ulu Allah,
"Her günahın bağışlanır, ancak benden yüz çevirenin günahı af olunmaz," buyurmuştur.

                            ***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6

                    ***
Neler öğrendik:

1.   Doğruluk ve özveri ile bağlanıp hizmet etmek gerektiğini, karşılığını Allah’tan beklemek olduğunu öğrendik.

2.   Allah emrettiği için yapmanın beğenilen bir davranış olduğunu öğrendik.

3.   Tanrı erinin bulunduğu ortamda olanların aydınlık içinde mutlu ve uğurlu bir yaşam sürdürdüklerini öğrendik.

4.   Duygusuzların yol arkadaşlığının çok zarar verdiği için o kişilerle arkadaşlık yapılmasının yasak olduğunu öğrendik.

5.    Bilgisizlerin haram arkadaşlık kurmanın, onlardan bir şey yemenin yasak olduğunu öğrendik.

6.   Allah’a gösterdiği ilgiyi kesenlerin günahlarından af olmayacağını öğrendik.

İşte böyle yaren,

İstenilen ve beklenilen canı gönülden bağlanmak ve hizmet etmektir.
Doğal olarak o kişinin sözlerini ve yaptıklarına inanmakla olur.

Bir şey yapılıyor ise onun karşılığı hemen beklenir.

İnanç temelinde olan hizmetler görünmeyen ve beklenmeyen zamanda ve misli karşılığında verildiğinden çok kişi yaptığının karşılığını almadığını sanır.

Oysa parayla ulaşamayacağı arzu ettiğine çok kolay kavuşur da ben aklımı kullandım, kazandım sanarak bu kulluğun karşılığında aldığını anlayamaz, bu durumu ancak arif olan insanlar anlar.

 RAVLİ KULLUK yazarak Google den bu konuyu incelemelisin.

 
Önemli olan Tanrı emrini yapmaktır.
Tanrı emrini yerine getirene bağlanmak ve hizmet etmektir.

Kendini aradan çekmelisin yani kendi isteklerin araya girmemelidir ki kulluğun hayırlı ve verimli olsun.

                                *

RAVLİ

Popüler Yayınlar