Yaşamı boyunca, hep uzun süreler evinden uzakta kalmış.
Böyle zamanlarda da, evi
hizmetkârların sorumluluğuna bırakmış.
Bu insanların özelliklerinden
biri, ÇOK UNUTKAN olmalarıymış.
Zaman, zaman, neden o evde
olduklarını unutuyorlarmış; bu yüzden aynı işleri tekrar, tekrar yapıyorlarmış.
Diğer zamanlarda ise,
normalde kendilerine verilen işleri, olması gerekenden farklı bir şekilde
yapmalarını gerektiğini düşünüyorlarmış.
Bunun sebebi, İŞLERİN
SIRASINI KAÇIRMIŞ olmalarıymış.
Bir keresinde, yine ev sahibi
uzun süre gittiği bir zamanda, aslında evin sahibi olduklarını düşünen yeni bir
nesil hizmetkârlar gurubu peydahlanmış.
Onlar sınırlı dünyalarıyla
sınırlı kapasiteye sahip olduklarından, çelişkili bir durumda olduklarını
düşünmüşler.
Örneğin bazen evi satmak
isterlermiş, ama hiç alıcı bulamazlarmış.
Çünkü nasıl yapılacağını
bilmezlermiş.
Bazense, insanlar evi satın
almak için gelir ve şartları öğrenmek istediklerini söylermiş, ama o zamanda
şartları bilmedikleri için, hizmetkârların bu insanların deli olduklarını
düşünür, gerçek alıcı olmadıklarına inanırlarmış.
Çelişkili ifadeler, evde
araştırmaya gelenlerin bunlarda evi satmak sorumluluğu olmadığını gösteriyormuş.
Evi döndürmek için
talimatlar, ev sahibinin dairesine bırakılırmış.
Böylece hafızaları
tazelenirmiş.
Ama ilk nesilden sonra, bu
daireler öyle dokunulmaz bir hal almış ki, kimse oralara girmeye izinli
değilmiş ve anlaşılmaz birer sır oldukları düşünülmüş.
Hatta bazıları, kapıları
görseler bile, böyle daireler bile olmadığı sonucuna varmış, dekorasyon diye
tanımlanmış.
Evin kontrolünü almayan,
verdikleri söze sadık da kalmayan hizmetkârların durumu böyleymiş.
***
MEVLANA VE GİZEMLİ SUFİ BİLGELİK HİKÂYELERİ. IDRIES SHAH.
ÇEV. MERVE DUYGUN. 2009
BUTİK YAYINCILIK VE KİŞİSEL GELİŞİM HİZ. TİC. LTD. ŞTİ.YAYINI
(Bu kitabı temin ederek evinde bulundurmanı önemle tavsiye ederim)
***
Yaren,
Burada anlatılan BEZM-İ ELEST (sohbet meclisinde
) anlamındaki “ Ben sizin Rabbiniz değil miyim?
Sorusuna EVET diye bütün
insanlar cevap verdi.
Ancak bu dünyadaki yaşayan insanlar bu verdiği sözü unuttular.
Kulluk denen sevgi ile bağlanıp hizmet etmeyi unuttular.
Kendilerine verilen İslam’ın
şartlarını yaptılar.
Ama bu şartları olması
gerekenden farklı bir şekilde yapmaya başladılar.
Yani işleri sırasıyla
yapmadıklarından, o meclise gitme yollarını kaçırıp, aynı şeyleri tekrarlayıp
oldukları yerde tekrar edip durmaya başladılar.
Her bu işi en iyi ben
biliyorum diyenler çoğalınca, bunlardan bir şeyler görüp öğrenenler bu kadar
çelişkili açıklamalar karşısında ne yapacaklarını bilemez olmuşlar.
Gerçekten İslam’ı öğrenmek
isteyenlere deli deyip bu isteklileri kaçırdılar.
Anlatanlar bazı etiketlere
sahip fakat aslın özünü kendileri anlamadıkları için, dedikleri doğru olmasına
rağmen yeterli ve tam olmadığından kimsenin kalbine hitap etmiyor.
İnananları kalıba soktular.
Sonra gelenler kendinin sahip
olduğu etiketi kullanıp, aslında âlim olmayanlar, dinin kurallarını tabu haline
getirip dokunulmaz, tartışılmaz hale getirdiler.
Kendilerinden başkasının
bilemeyeceğini, bunların sır olduğunu, bu işlere kendisinden başkasının girmeye
izin verilmediği imajını yarattılar.
Maneviyata açılan kapılara
başka anlam ve isimler vererek bu kapılardan gökyüzüne gitmeyi engellediler.
Yaren, hizmetkâr ve ev üzerinden
anlatılan bu günkü yol kesicilerin durumudur.
Sen bilinçli olarak ilk kaynağa gitmeye çalış.
Bu yolda köşe başlarını tutmuş çok yol kesici vardır.
HUZURA (Allah’ın huzuruna)
dünyada iken çıkmaya çalış.
Bezm-i elest’te verdiğin
sözümüzü hatırlayarak yola düş.
Hazreti Mevlana bu yolu sana
gösterecektir.
Bilen birinin kılavuzluğunda gitmelisin.
Huzura çıkmak için neler
yapmamız gerektiğini öğrenip uygulamamız gerekir.
Allah’ın sevdiğini seversen sevilirsin.
Bizim yolumuz sevgi ile bağlanarak hizmet etmekle olur.
Olanların farkına vararak
çıkar girdabından kendini kurtarmalısın.
İnşallah huzura alınanlardan
oluruz.Âmin.
RAVLİ