Her an Allah’ı anar ve
yapacağı bir işte, söyleyeceği bir sözde Allah ne der diye düşündükten sonra
der ve yapar.
Allah’ın rızasını ve
hoşnutluğunu aramaktır.
Allah’ın istediklerini
önemseyip kendi çıkarına ters bile olsa Allah’ın hükümlerini yapmadır, yapma
durumudur.
Kendini kaybetmek, dünya
çalışmasından vazgeçmek değildir.
Allah olma hali değildir
(Beka billâh).
Bir su damlasının denize karışması
gibi anlamalısın.
Dört kademede yapılır.
1.
KADEME:
Kendi
duyuşunu, düşünüşünü, isteklerini,
ihtiyaçlarını Allah’ın emirlerine göre öncelikle ve tercih ederek
hareket etmektir. Böylece kişinin kendi nuru (ışığı) ortaya çıkar.
2.
KADEME:
Yetiştiren kişinin emirlerini yerine getirerek, hizmet ederek yol göstereninin nuruna ulaşması.
3. KADEME:
Yol gösterenin kılavuzluğunda, Peygambere itaat ederek ve emirlerini yaparak Resul nuruna ulaşmak.
4. KADEME:
Allah’ın varlığında kendini yok ederek Cenab-ı Hak nuruna ulaşmaktır.
Basitçe örnek vereyim.
1. Kendini mum olarak hazırlıyorsun.
2. Yol gösteren senin fitilini ateşleyerek ışık vermeye başlıyorsun.
3. Yol gösteren daha güzel ve güçlü olan Resul ışığına yönlendirip katıyor.
4. Resul ışığına kavuştuktan sonra esas ışık kaynağı olan Cenabı Hakkın ışığına katılıyorsun.
Yaren, şöyle düşünmelisin:
Kuvvetli bir ışık karşısında daha zayıf ışık görülmez ama varlığı yok olmaz.
Tıpkı güneş doğduğu zaman
yıldızların görünmediği gibi düşünmelisin.
Bu aşamalardan sonra
fenafillâh makamına varır, varlık defteri kapatılır.
Kayıtlardan din, mezhep,
millet gibi oluşturulan değerlerden kurtulunur.
Hayret ve hayranlık ile Tanrı
ile buluşmadan zevk duyulur.
*
RAVLİ