11 Kasım 2012 Pazar

FAKRU FENA VADİSİ


İSTEK vadisinden sonra,

AŞK vadisine sonra,

MARİFET vadisine sonra,

İSTİĞNA (tok gözlülük) vadisine sonra,

TEVHİT vadisine sonra,

HAYRET vadisine şimdi de

FAKRU FENA vadisine geldik.

Bu vadide her şeyi unutuşun, sağırlığın, dilsizliğin, hayranlığın ta kendisidir.

Yüz binlerce ebedi sandığın gölge, bir de bakarsın ki güneşin bir ışığıyla kayboluvermiş!

(Kalıcı sandığın gerçekte gölge gibi ışıkta kolayca kaybolacağını anlar, görür ve bunun gerçek değerine ulaşırsın)

Tüm denizlerin yükseldiği zaman nakşedilen (incelikle işlenmiş olan) hiçbir şeyin yerinde durmasına imkân mı var?

Dünya ve ahret; bir nakıştan ibarettir.
Kim hayır, böyle değildir derse bu söz saçma ve boşuna söylenmiş bir sözdür ancak!

Kim bu büyük denizde kaybolursa kaybolur ama huzura, istirahata de erer.

Zaten gönül, bu huzur denizinde kaybolup yok olmadan başka bir şey elde edemez!

Kaybolduktan sonra tekrar sana bir varlık verirlerse Tanrı sanatlarını görerek bir göz de ihsan ederler, bir hayli sırlara erersin.

Pişkin ve tecrübe sahibi yolcularla yiğit erler, bir kere bu dert meydanına daldılar mı?

Daha ilk adımda kaybolup giderler.
Bundan sonra artık ne fayda?

Bir ikinci adımı kimse atamaz ki!
Fakat herkes, ilk adımda kaybolup giderse onlar adam bile olsalar sen onları cansız say!

Ödağacıyla odun, bir ateşe atıldı mı ikisi de yanar, kül olur.
Görünüşte ikisi de bütündür, ikisi de birbirinin aynı olmuştur.

Fakat sıfat bakımından aralarında bir hayli fark var!

Pis, murdar birisi, denize dalar, kaybolursa o, yine aşağılık bir halde kendi sıfatlarında kala kalır.

Fakat temiz bir er, bu denize daldı da varlığı kalmadı mı, ?
Hareketi, denizin hareketi olur.

Çünkü o aradan kalkmıştır, ortada tertemiz deniz kalmıştır.
O hem yoktur, hem de vardır.

Bu nasıl olur ki?
İşte bu hal, aklın hayalinden de dışarıdadır.

                        ***
MANTIK AL- TAYR 2 Feridüddin-i ATTAR
İslam klasikleri. M. E. B. 2172
Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                           ***
Konuyu daha iyi anlamak için:

RAVLİ VARLIK TERKİ

RAVLİ KENDİNİ KENDİN KURTAR

RAVLİ HABER GETİRMEK

RAVLİ AŞK GİYSİSİNİ NASIL GİYERSİN

RAVLİ YOKLUKTA KAYBOLMAK

RAVLİ NASIL BİR YOL yazarak Googleden okumalısın.

Yaren;

Maddeye bağlı olan düşünce yapısından çıkıp manaya ait duyuş, düşünüş ve değerlendirmeler yapmak denize dalmak tabiri kullanılır.

Çok geniş bir alan ve derinlemesine olması, fırtınalar, dalgalar, gel-git olması mana âleminin büyüklüğü ve çeşitliliği ile olan olayları anlaman için deniz misal olarak verilmiştir.

Manaya yönelerek bu uğraşıyı yapanlar huzur ve istirahata ulaşırlar.

Pis, murdar birisi, mana âlemine dalar, kaybolursa o, yine aşağılık bir halde kendi sıfatlarında kala kalır.

Beklediği faydayı sağlayamaz.
İlle de temiz bir er olarak bu alana girmelisin.

Ey yaren; Allah’a tövbe et, kul hakkını öde, yaptıkların fenalıkları hatırlayarak bilincine vararak pişman ol ki bu alandan faydalan.

Bu alanına giren pis ve kirli olursa öyle tuzaklar kurulur ki şaşırarak hakikate varamaz. 

Kendini görmeyen er, kendi çıkarını düşünmez, taraftar olmaktan vazgeçmiştir ve doğru olanı yapan biri olmuştur.

Bu durumda birliğe (tevhit) ulaşmıştır.

                             *
Kirli insanlar bir damla bu denizden öğrendiklerini satmaya çalışmaktadır.
Kozmoz’a ulaşmak.

Evrenle bütünleşmek.
Mirvanaya ulaşmak

Gibi isim değiştirerek taraftar toplamaya ve bu taraftarlarını maddi çıkarları için kullanmak için kandırmaya çalışıyorlar.

Yani insanı şaşırtıyorlar.

Bu söz edilen yaklaşımları temelsiz ve metotsuz olduğundan magazin konuşmasından öteye gitmez.

                             *
Mesnevi’de geniş açılımını bulabilirsin.
Ama yaren az daha bekle.

Birkaç hikâye daha kaldı.
Remz dediğimiz işaretleri oldukça çok açıkladım.

Ama açıklayamadığım kişiye özel remizleri Attar hazretlerinden sonra Mevlana hazretleriyle yapacağın maneviyat yolculuğunda öğreneceksin ama kelimelerle anlatamayacaksın.

Çünkü manayı anlatmaya kelimeler asla yetmez, yaşayarak öğreneceksin.
İlle de yaşamalısın.

Yalvar yakar ne yaparsan yap yaşamaya çalış.

Bu zamana kadar başkalarının yönlendirmesiyle bir şeyler sahibi olmuşsundur muhakkak.

Ancak huzur ve mutluluğu yakaladığını sanmıyorum.
Görüyorum ki çok kişi problemler karşısında perişan oluyorlar.

İntihar edenlerin ve kendilerinin yakın çevrelerinin bu yoldan haberi olmadığını görüyoruz.

Neden böyle oluyor dediğimiz de, gerçeği aramamış olduklarını görüyoruz.

Göz boyayan doğruları aklın kabul etse de kalbin kabul etmediğinden bir türlü huzuru bulamazsın.  

Bunca zamandır görünmeyen âlemi yeterince tanıdığını sanmıyorum.
Artık inançla yolculuk yapma vaktin geldi.

Bunca zamandır neleri kaçırdığını bir bilsen Mevlana gibi boşa geçirdiğin zaman için AH - VAH çekersin.

SADE BİR YAŞAMIN NİMETİNİ BİLECEK KADAR AKLIN VARSA, SENİN DİKKATİNE SUNULAN BU BİLGİLERİ CİDDİYE ALIRSIN.
                             *
RAVLİ

 

Popüler Yayınlar