8 Kasım 2012 Perşembe

AHRET

Allah’a inanan ve Allah’a karşı gelmekten sakınan kimseler için dünya hayatında ve ahret hayatında müjdeler vardır.

Allah, verdiği sözü mutlaka yerine getirir.
Allah ahretimizi kazanmamızı ister.

Allah azizdir (Dostlarını düşmanlarına galip kılar).

Allah iman edip de iyi işler yapanları, altından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır.

Altından bileziklerle ve incilerle süslenecektir.
Orada giysi de ipektir.

İtaatkâr ve mütevazı olanlar cennetle müjdelenmişlerdir.

Allah zalimler topluluğunu doğru yola sevk etmez.
(Zalim: Acı çektiren, haksızlık eden, acımasız davranan, kıyıcılık yapan)

Dünya hayatı bir oyundan, eğlenceden başka bir şey değildir.
Ahret yurdu ise sakınanlara (Allah’tan korkanlara) elbette daha hayırlıdır.

Hala aklınız ermeyecek mi?

Dünya hayatının faydası ahrete nispetle çok azdır.
Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr edersen;

Dünyada hakir, bayağı olursun,
Kıyamet günü acı bir azaba uğrarsın.

Allah’a inanmayan topyekûn ahreti inkâr eden topluluğun dinini terk etmelisin.
Dünyadaki rızkındaki darlık veya genişlik Allah’ın dileğiyle olur.

Dünya ve ahret yanında bu değersiz ömür süresi az ve geçici bir şeydir.
Ahrete inananlar namazlarını devamlı kılarak Kurana inanırlar.

İmanı inkâr edersen şüphesiz bütün yaptıkları boşa gider, ahreti de kaybedersin.
Ahret gününe inandım demek yeterli değildir, kesinlikle inanmalısın.

Rabbimize kavuşacağımıza ve ona dönecek olmamızı iyi bilmeliyiz ve inanmalıyız.
Ahret alış verişin bittiği bir yerdir.

Ağzında inandım deyip kalbinle inanmazsan,
Dini hükümleri öğrenmekten kaçarsan,
Kitap hükümlerini değiştirirsen,
Dünyada rezillik içinde yaşar, ahrette de büyük azap çekersin.                  

Cenneti isteyen ölümü de ister ve sever.
Kendimize zarar olacak faydasız şeyler öğrenirsen (büyü yapmak gibi) ahrette nasip yoktur.

Ahrette:
Kimse kimsenin bir şeyini ödeyemez.
Kimseden bir karşılık (bedel olarak) kabul edilmez.
Kimsenin kimseye şefaati (aracı olması) fayda vermez ve kimseye yardım edilmez.

Allah’ım nasibimizi dünyada ver” dersen ahrette nasibin olmaz.
Dininde dönüp kâfir olarak ölürsen, işlediğin sevaplar dünyada da ahret de boşa gider.
Cehennemlik olursun ebedi cehennemde kalırsın.

Dünya menfaatini istersen ona yalnız dünyada verilir, ahrette nasibi yoktur.
Dünya mükâfatı istersen bilmelisin ki dünyada da ahrette de mükâfatı Allah verir.

Allah işitir ve görür.

Dünya hayatını ve onun gösterişli zevklerini istersen yaptıklarının karşılığını ahrette tamamen ödenir ve hiçbir zarara uğramazsın.               

Dünya ve ahret için hakkımızda iyi olanını almalıyız.
Adaleti emredenleri yok etmeye çalışırsan yaptığın tüm iyilikleri boşa çıkarmış olursun ki ahrette acıklı bir azapla karşılaşırsın.

 Kitaptaki hükmü kendi isteğine uymuyor diye tanımazsan kendi kendini aldatırsın.
Kıyamet gününde dünyada yaptığın iyiliği de işlediğin kötülüğü de hazır bulacaksın.

Kıyamet gününde yüzün ak olursa cennette ebedi kalacaksın.
Kıyamet gününde yüzün kara olursa (inandıktan sonra kâfir olursan) buna karşılık azabı tadacaksın.

Dünya yaşayışı yerine ahreti satın alıyorsan Allah yolunda savaşmalısın.
Öldürülürsen veya galip gelirsen pek büyük mükâfat alırsın.

Dünyanın zevki azdır.
Ahret Allah’tan korkanlar için daha hayırlıdır.

Kıl kadar da haksızlığa uğramazsın.

Allah ve peygamberine Müslümanlara savaş açarsan,
Her şeyi fenaya alma huyunda olursan,

Her şeyi kötüye yorarsan,
Arabozuculuk yaparsan,

Karışıklık-kargaşa çıkarırsan,

Dünyada rezil olur ceza alırsın.
Ahrette de büyük azap görürsün.

Arabozuculuk yaparsan, ikiyüzlü davranırsan, inanmadığın halde inandım dersen dünyada ahret için yaptıkların boşa gitmiştir.

Ahrette beklediklerini elde edemediğinden dolayı acı duyacaksın, yokluk çekeceksin, mahrumiyet acısı duyacaksın.

İyi iş, güzel davranışlarda bulunursan daima iyi mükâfat ve daha üstünü verilir.
Yüzün ne kararır ne kızarır.
Cennette temelli kalırsın.

Kötülük işleyenlerin kötülükleri kadar ceza verilir.
Yüzleri kararır ve utanç içinde cehennemde temelli kalırlar.

Hak sözünü dinlemeye tahammül edemeyenler gerçeği göremezler.
Allah’a küfredilir, ortak koşulursa dünyada ve ahrette azap vardır.
Ahret azabı çok çetindir.

Allah’a karşı seni koruyacak da yoktur.

Kim mümin olarak ahreti diler, onun için çalışırsa, bu çalışma makbul kabul edilir.
Ahret derece ve üstünlük bakımından daha büyüktür.

Ahrete inanmayanlara gizli bir perde çekilir hakikati göremezler.
Allah’a karşı gelmekten sakınanlar heyet halinde Allah’ın huzurunda toplanacaklar.

Suçlularda susuz olarak cehenneme sürülecekler.
Her kim Rabbine suçlu olarak varırsa, hiç şüphesiz ona cehennem vardır.

Orada ne ölür, ne de dirilir.

Eğer kendine bir iyilik dokunursa ona razı olup da, bir fenalık isabet ederse şikayetçi olup dininden çıkarsan dünyada ve ahrette perişan olursun.

İşte bu aldanıştır.
Şüphe ve tereddüt içindesindir.

Böbürlenmeyi, bozgunculuğu istemeyenler cennete kavuşur.

Hesap günü gelecek.
Rabbimiz Allah’tır” deyip de sebat gösterenler (Sakinlikle kabul eden) (var ya), onların üzerlerine (ölümden) korkmayın,

(dünyada bıraktıklarınızdan dolayı) üzülmeyin, vahyolunan cennetle sevinin diyen melekler inecektir.

 Melekler şöyle diyeceklerdir:
“Biz dünya hayatında da ahrette de sizin dostlarınız.

Çok bağışlayıcı ve çok rahmet edici Allah’tan konukluk bir ikram olmak üzere, burada neyi isterseniz hepsi sizindir.

Size burada ne isterseniz var.

Ahret sevabını istersen onun sevabı artar.
Bir şey öğrenince kaynağının Kuran olduğunu anlayınca alaya alanlar için perişan edici bir azap vardır.

Ardında cehennem vardır.

Kıyamet günü her ümmet toplanmış bir halde görünecekler.
Her ümmet amelinin (Düşünce ve davranış) yazıldığı defterine çağırılır.

Dünya yaşamında yaptıkların melekler tarafından yazılmıştır.
İman edip yararlı iş yapanları Allah cennetine koyar.

 Kâfir olan kimseler ayetler okunurken, kibirlenmişler ve günahkâr olduklarından varacakları yer ateştir.

Allah’ın ayetlerini alaya alan ve dünya hayatına aldanan o gün ne ateşten çıkarılır, ne özürleri dilenir.

Sur üfürüldüğü gün (ölülerin dirilmesi için) herkes beraberinde bir sürücü ve bir de Allah’a inanan ve O’na karşı gelmekten sakınan kimseler için dünya hayatında ve ahret hayatında müjdeler vardır.

Allah, verdiği sözü mutlaka yerine getirir.

Allah ahretimizi kazanmamızı ister.
Allah azizdir (Dostlarını düşmanlarına galip kılar).

Allah iman edip de iyi işler yapanları, altından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır.
Altından bileziklerle ve incilerle süslenecektir.
Orada giysi de ipektir.

 İtaatkâr ve mütevazı olanlar cennetle müjdelenmişlerdir.

Allah zalimler topluluğunu doğru yola sevk etmez.
(Zalim: Acı çektiren, haksızlık eden, acımasız davranan, kıyıcılık yapan)

Dünya hayatı bir oyundan, eğlenceden başka bir şey değildir.
Ahret yurdu ise sakınanlara (Allah’tan korkanlara) elbette daha hayırlıdır.

Hala aklınız ermeyecek mi?

Dünya hayatının faydası ahrete nispetle çok azdır.
Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr edersen;

Dünyada hakir, bayağı olursun,
Kıyamet günü acı bir azaba uğrarsın.

Allah’a inanmayan topyekûn ahreti inkâr eden topluluğun dinini terk etmelisin.

Dünyadaki rızkındaki darlık veya genişlik Allah’ın dileğiyle olur.
Dünya ve ahret yanında bu değersiz süresi az ve geçici bir şeydir.

Ahrete inananlar namazlarını devamlı kılarak Kurana inanırlar.
İmanı inkâr edersen şüphesiz bütün yaptıkların boşa gider, ahreti de kaybedersin.

Ahret gününe inandım demen yeterli değildir, kesinlikle inanmalısın.
Rabbine kavuşacağına ve ona dönecek olmamızı iyi bilmeliyiz.

Alış verişin bittiği bir yerdir.

Ağzında inandım deyip kalbinle inanmazsan,
Dini hükümleri öğrenmekten kaçarsan,
Kitap hükümlerini değiştirirsen,

Dünyada rezillik içinde yaşar, ahrette de büyük azap çekersin.                  

 Cenneti isteyen ölümü de ister.
Kendimize zarar olacak faydasız şeyler öğrenirsen (büyü yapmak gibi) ahrette nasip yoktur.

Ahrette:
Kimse kimsenin bir şeyini ödeyemez.
Kimseden bir karşılık (bedel olarak) kabul edilmez.

Kimsenin kimseye şefaati (aracı olması) fayda vermez ve kimseye yardım edilmez.

“Allah’ım nasibimizi dünyada ver” dersen ahrette nasibin olmaz.

Dininde dönüp kâfir olarak ölürsen, işlediğin sevaplar dünyada da ahret de boşa gider.
Cehennemlik olursun ebedi cehennemde kalırsın.

Dünya mükâfatı istersen bilmelisin ki dünyada da ahrette de mükâfatı Allah verir.
Allah işitir ve görür.

Dünya hayatını ve onun gösterişli zevklerini istersen yaptıklarının karşılığını ahrette tamamen ödenir ve hiçbir zarara uğramazsın.               

Dünya ve ahret için hakkımızda iyi olanını almalıyız.

Adaleti emredenleri yok etmeye çalışırsan yaptığın tüm iyilikleri boşa çıkarmış olursun ki ahrette acıklı bir azapla karşılaşırsın.

Kitaptaki hükmü kendi isteğine uymuyor diye tanımazsan kendi kendini aldatırsın.

Kıyamet gününde dünyada yaptığın iyiliği de işlediğin kötülüğü de hazır bulacaksın.

Kıyamet gününde yüzün ak olursa cennette ebedi kalacaksın.
Kıyamet gününde yüzün kara olursa (inandıktan sonra kâfir olursan) buna karşılık azabı tadacaksın.

Dünya yaşayışı yerine ahreti satın alıyorsan Allah yolunda savaşmalısın.
Öldürülürsen veya galip gelirsen pek büyük mükâfat alırsın.

Dünyanın zevki azdır.
Ahret Allah’tan korkanlar için daha hayırlıdır.

Kıl kadar da haksızlığa uğramazsın.

Allah ve peygamberine Müslümanlara savaş açarsan, her şeyi fenaya alma huyunda olursan, her şeyi kötüye yorarsan, arabozuculuk yaparsan, karışıklık-kargaşa çıkarırsan, dünyada rezil olur ceza alırsın.

Ahrette de büyük azap görürsün.

Arabozuculuk yaparsan, ikiyüzlü davranırsan, inanmadığın halde inandım dersen dünyada ahret için yaptıkların boşa gitmiştir.

Ahrette beklediklerini elde edemediğinden dolayı acı duyacaksın, yokluk çekeceksin, mahrumiyet acısı duyacaksın.

İnkâr eden, Allah’la beraber başka ilah edinen, iyiliklere devamlı engel olan, zalim nankör cehenneme atılır.

İyi iş, güzel davranışlarda bulunursan daima iyi mükâfat ve daha üstünü verilir.
Yüzün ne kararır ne kızarır.
Cennette temelli kalırsın.

Allah’ın emirlerini riayet eden, görmediği halde Rahmandan korkan, Allah’a yönelmiş bir kalple gelen kimseler vaat edilen CENNETE selametle girer ve ebedi hayata kavuşur.

Doğrusunu Allah bilir.

                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar