20 Kasım 2012 Salı

ZİHİN

Anlama, bilme, hatırda tutma yani düşüncedir.
Düşünmek vücuttan farklı bir bölümdür.

Hayvanlar ve kompüterler düşünemez.
Dil ile sıkıca bağımlı olarak gelişen ve değişen düşünce ürünüdür.

İnsanların toplumsal üretici etkinliklerini sürecinde gelişen bir üründür.

Duygularla algılanır, sonra da insanda kavramlar, yargılar ve kuramlar biçiminde kimyası oluşur.

Düşünceyi geliştirmek için toplumu geliştirmek gerekir.

Doğru düşünmek için kavramlar çözülmelidir, açıklanmalıdır ve ne anlama geldiğini muhataplarının bilmesi gerekir.

Birinci anlamda ansal imge gelir (ilk gördüğündeki anladığın).
İkinci anlamda kavram gelir ya da düşünce deyimleri kullanırız ve ayırt ederiz.

Dil düşünmeyi belirler.

Düşünce kalıpları:

Karar verme,
Sonuç çıkarma,

Nedensellik bağı kurma,
Problemi çözme sağlar.

Doğru düşünceye ulaşmak için doğadaki nesneleri ifade ettikleri şekilde bilmekle olur.

Doğru kaynak olarak sistemli bilgi veren tercih edilmelidir.
Kişinin ve kitabın doğru olduğu onaylanmış olmalıdır.

Sistemli olmayan kaynaklar sahip olduğun düşünceyi destekleyerek pekiştirir ki yeni bir şey öğrenemezsin.

Eylem gerçekleştirmeden önce düşünmelisin.

Bu düşünceye anılarını, bilgilerini, alışkanlıklarını, eskiden depoladığın bu verileri çağrışım yaparak hatırlamalısın ve sonra karar verip uygulamalısın.

Bedenin düşüncelerinin emrindedir.
Bedenin deridir kabuktur, düşünce iş ve özdür.

Bedenin binek, düşüncen ise süvaridir.
Süvari bineğini nereye sürerse çaresiz binek o yana gider.

İletişimin olmadığı yerde düşünce yoktur, düşünceyi geliştirmek yoktur.

Dil kullanımı ile düşünceyi ve bilinç biçimini ifade ederken, aynı zamanda düşünmeyi ve bilinci etkiler ve biçimlendirir.

Gerçeği algılamamız düşüncemiz tarafından belirlenir.
Düşüncelerimiz de dil tarafından etkilenir.

                                 *

RAVLİ

 

Popüler Yayınlar