20 Kasım 2012 Salı

ZAMAN YER VE İNSANLAR HİKÂYESİ

Bir zamanlar bir kral varmış.
Bir gün huzuruna bir derviş çağırmış ona şöyle demiş:

“İnsanlığın ilk zamanlarından

BU GÜNE KADAR, HİÇ
BOZULMADAN BİRİNDEN DİĞERİNE AKTARILAN
DERVİŞ YOLU, her zaman benim krallığımın yansıtmakta görevli olduğu değerler için teşvik edici bir güç olan ışığı sağlamıştır”

Derviş yanıtlamış: “Öyledir”

“Şimdi” demiş kral, “ Bu yukarıda sözünü ettiğim gerçekleri öğrenerek aydınlanmış ve senin yüce bilgeliğinde mümkün kıldığın gerçekleri öğrenmeye hevesli ve istekli olduğum için, öğret bana”

“Bu bir emir mi, rica mı?” diye sormuş derviş.

“ Sen ne çıkarırsan” demiş kral,
“Çünkü emir olarak işini görürse, ben öğreneceğim.
Rica olarak işini görürse, ben yine öğreneceğim.

Ve dervişin konuşmasını beklemiş.
Dakikalar geçmiş ve sonunda derviş düşünceli tavrından başını kaldırıp şöyle demiş:

“ BİLGİ AKTARIMI İÇİN DOĞRU ANI BEKLEMELİSİNİZ”

Kralın kafası karışmış, ne de olsa, eğer öğrenmek istiyorsa, o anda ona söylenmeli, anlatılmalı ya da gösterilmeliymiş.

Derviş salondan çıkmış.
Günler geçmiş.
Derviş, kralın huzuruna çıkmayı sürdürmüş.

Devlet meseleleri görüşülmüş, kral mutlu ve zorlu zamanlar geçirmiş, danışmanlar tavsiyelerini sunmuşlar, hayat devam etmiş.

“ Derviş buraya her gün geliyor” diye düşünmüş kral, her seferinde gözü, el işlemeli kaftandaki işarete takılıyormuş” ve hala, öğrenme hakkında yaptığımız görüşmeden bahsetmedi.

Evet, saray içindeki pek çok aktiviteye katılıyor, konuşuyor ve gülüyor; yiyor ve hiç şüphesiz uyuyor da.

Bir tür işaret mi bekliyor?
“Ama ne kadar uğraşsa da kral gizemin derinliklerine ulaşmayı başaramamış.

Sonunda bir gün, uygun bir dalga, olasılıklar kıyısına sıçradığında, kralda bir diyalog yaşanmış.

Biri şöyle demiş:
”Sahilli Davut, dünyadaki en iyi şarkıcıdır”

Ve kral, her ne kadar bu ifade onu harekete geçirmiş olmasa da, bu şarkıyı dinlemek için inanılmaz bir arzu duymuş.
“ Onu bana getirin” diye buyurmuş.

Kraliyet görevlileri, şarkıcının evine gitmiş, ama Davut, şarkıcıların en iyisi, şöyle karşılık vermiş:

“Sizin bu kralınız, şarkı söylemenin neler gerektirdiği hakkında çok az şey biliyor.
Eğer sadece yüzüme bakmak istiyorsa, geleceğim.

Ama eğer şarkı söylememi istiyorsa, doğru ruh halinde olmam için beklemek zorunda, diğer herkes gibi.

NE ZAMAN ŞARKI SÖYLENİR, NE ZAMAN SÖYLENMEZ,
BUNU BİLMEK BENİ BİR ŞARKICI YAPTI; BU SERSERİYİ

BAŞARIYA GÖTÜRECEK BİR SIRDIR”

Bu mesaj krala ulaştığında, öfke ve arzu arasında haykırmış:” Burada, bu adama, bana zorla şarkı söyletecek tek bir insan yok mu?

Çünkü madem o kendini iyi hissettiğinde şarkı söylüyor, ben de onu canım ne zaman dinlemek isterse, dinlemek istiyorum”     

Bunun üzerine derviş bir adım öne çıkmış ve şöyle demiş:

“Çağımızın tavus kuşu, benimle bu şarkıcıyı ziyarete gelin”

Saraylılar birbirini dürtmüşler.
Bazıları, dervişin sinsi bir oyun oynadığını ve şimdi de bu şarkıcıya şarkı söyleteceğine dair kumar oynadığını düşünmüş.

Başarırsa, kral elbette onu ödüllendirecekmiş.
Ama sessizliklerini korumuşlar.

Olası bir meydan okuma, onların gözünü korkutmuş.

Tek söz söylemeden kral ayağa kalkmış ve yoksul görünümlü bir elbise getirilmesini istemiş.
Kıyafeti üzerine geçirip dervişle birlikte sokağa çıkmışlar.

Kısa süre sonra, kılık değiştiren kral ve rehberi, şarkıcının evine varmışlar.

Kapıya vardıklarında,
Davut seslenmiş:

“ Bu gün şarkı söylemiyorum, gidin beni rahat bırakın”
Bunun üzerine derviş yere oturmuş ve şarkı söylemeye başlamış.

Davut’un en beğenilen şarkısını baştan sonuna kadar söylemiş.

Bu konuda pek uzman olmayan kral, şarkıdan öyle etkilenmiş ki tüm dikkatini, dervişin sesindeki güzelliğe yönelmiş.

Kral, usta şarkıcının kalbinde şarkı söyleme arzusunu uyandırmak için, dervişin şarkıyı bilerek yanlış notalardan okuduğunu bilmiyormuş.

“ Lütfen, lütfen, bir daha söyle” demiş kral,”ben hayatımda hiç bu kadar güzel bir melodi duymadım”

Ama o anda, Davut başlamış söylemeye.
Daha ilk notada, derviş ve kral, ağızları açık kalakalmışlar.

Tüm dikkatleri, notalara çivilenmiş.
Sahil bülbülü, kusursuz şekilde şarkı söylüyormuş.

Şarkı sona erdiğinde, kral Davut’a cömert bir hediye göndermiş.
Dervişe de şöyle demiş:

“BİLGE İNSAN!
BÜLBÜLÜ ŞARKI SÖYLEMEYE TEŞVİK
 ETME BECERİNE HAYRAN KALDIM VE SARAYDA
DANIŞMANIM OLMANI İSTERİM”

Ama derviş şöyle yanıt vermiş:
“Majesteleri, dilediğiniz şarkıyı, sadece

ORTADA BİR ŞARKICI VARSA, SİZ ORADAYSANIZ VE ŞARKININ
SÖYLENMESİ İÇİN BİR TÜR KANAL OLABİLECEK BİRİ VARSA
(akış sağlayacak, doğru iletişim ve etki yapacak)
DİNLEYEBİLİRSİNİZ.

                                             *
DERVİŞ VE ÖĞRENCİLERİYLE DE DURUM AYNIDIR.

ZAMAN,
YER,
İNSANLAR,
BECERİLER.

                                    ***
MEVLANA VE GİZEMLİ SUFİ BİLGELİK HİKÂYELERİ.
IDRIES SHAH. ÇEV. MERVE DUYGUN. 2009
BUTİK YAYINCILIK VE KİŞİSEL GELİŞİM HİZ. TİC. LTD. ŞTİ.YAYINI
 (Bu kitabı temin ederek evinde bulundurmanı önemle tavsiye ederim)                                                   
                                                 ***
                                                                                                ***
Yaren,

Besmele çekip işe başlamadan önce, yani planlama yaparken, yani hazırlık safhasında, şu soruyu kendine sor.
 
Bu işi yapacağım da:
Zamanda, yerde, insanlarda, becerilerde (ustalık),

OLGUNLUK VE UYĞUNLUK NE ÖLÇÜDE VAR?

Buna vereceğin cevap işin sonunun nasıl biteceğini önceden sana bildirir.
                                                      *
RAVLİ

Popüler Yayınlar