21 Kasım 2012 Çarşamba

YARASA

Yarasanın, bir gece sırrını açıp dedi ki:
“ Bir an bile güneşi göremiyorum.

Ömrümce, yüzlerce çaresizliklere katlanmada,
Ondan tamamıyla mahvolmayı dilemekteyim.

Aylardır, yıllardır, gözümü yummuş gidip duruyor,
Nihayet oraya varırım, elbette diyorum.”

Gözü açık birisi yarasaya şu sözleri söyledi:
“ Ey sarhoş mağrur (Güvenilmeyecek şeye güvenip aldanan),

Seninle onun arasında binlerce yıllık yol var!

Senin gibi sersem (Zihni karışmış, düşünmeden hareket eden, yaptığına dikkat etmeyen), bu yolu nasıl aşar;

Kuyuya düşüp kalmış olan karınca, aya nasıl ulaşır?”
Yarasa, “Zararı yok; ben o yolu uça-uça aşarım.

Bakalım bu işten elime ne geçecek” dedi.
Yıllarca sarhoş ve habersiz bir halde uçtu durdu.

Nihayet ne gücü kuvveti kaldı, ne kolu kanadı!
Sonunda canı yandı, teni eridi.

Kolsuz, kanatsız aciz bir hale düşüp kaldı!
Güneşten hiçbir haber alamadığı için

“Yoksa güneşi geçtim mi?” dedi.

Bir akıllı duyup dedi ki:
“Sen uyumuş, dalmışsın.

Yolu görmüyorsun ki!
Gide-gide ancak bir adımlık yol gittin sen!

Sonra da güneşi geçtim galiba da onun için kolum kanadım kalmadı diyorsun!”

Yarasa bu sözü duyunca pek bozuldu…
Kendisinde ne kaldıysa onlardan da oldu!

Acizliğe düşüp hal diliyle güneşe dedi ki:
“ Can gözü açık bir kuş bulmuştun ama ne fayda.

Artık bu kuştan şimdikinden daha uzak ol, daha uzak!”

                              ***
MANTIK AL- TAYR 2 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI ( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                              ***
Yaren,

Tanrı’ya ulaşmak amacında olarak kendince bir yol izliyorsan yolun çok uzun olduğunu bilmelisin.

Yol çok uzun ama araçlarda var, sana yolu tarif eden büyüklerin de var.
Yol gösterici büyüklerin yolu ve nasıl hareket edeceğini inceden inceye tarif ederler.

Yanına ne alman gerektiğini, neleri bırakacağını güzelce tarif ederler.

Sana bağlarını kopar dendiği zaman ben bağlarımla da giderim dersen birçok gayretli yürüyüş sonunda aynı noktada olduğunu görürsün.

Bırak o şey yola engeldir dediğini taşımak akılsızlıktır.

Her şey incelikle düşünülmüş, öğüt olarak hikâyelerin aralarında anlayışına sunulmuştur.

Kuran ve bana yeter diyorsan kendi anlayışına göre anlarsın.
Oysaki sana hadisler içinde sayısız işine yarayan bilgilerden kendini mahrum edersin.

Kuran ve hadis yeter diyorsan velilerin, evliyaların, ermişlerin, âlimlerin bilgilerinden mahrum olur hedefine varamazsın.

Kendi kafana göre binlerce denesen bile hedefine ulaşamazsın.

Bu yolda büyüğümüz dediklerimiz defalarca vardım sandılar ama sanı olduğunu anlayınca bir yerde ya hata yaptım ya da yeteri kadar önem verip anlamadan hareket ettim diye yolun başına döner ulaşmak için yeniden yeniye gayret ederler.

Kendine güven iyidir ama bilgisizce güvenmek cahillerin işidir.
Yaren Tanrı’yı bilmek istiyorsan önce nefsini bilmen gerekiyor.

Nefsini bilmek için takınaklı tüm düşüncelerden kendini temizlemen gerekiyor.

İç âlemine olan yolculuğunda doğru özeleştiri yapabilmen için ölçü olarak dinin ölçülerini kullanman ve isteklerine bulaştırmadan yapma becerisini kazanman gerekiyor.

Bu yolculukta epeyi yol alacaksın ki önce kendini bulacaksın.
Kendini bulmayan bilmeyen (kişiliğini) kendini kontrol edemez.

Toplumun senin önünde oluşturduğu kişiliğini kişiliğim diye sahiplenme.
Seni kullanmak için iltifatlarla ikazlarla hazırladılar.

Yararlı olmak ve yararlanmak için bu yolun sonuna gidip gelmen gerekir. 
Tanrının sana bizzat kendinden verdiği kişiliği bulmalısın.

Kendin, kendine değerlendirme yaparsan yanılırsın.
Doğru sözlü arife halini sorarsan o sana söyler.

Ey yaren,

Bu işlerde benliğimin yeri yok de,
Kendini bir tarafa çekme,

Bilmiyorum de, 
Eski bilgilerini ve kanaatlerini sıfırla.

Verilen bilgiyi olduğu gibi al, senin eski bilgilerini onaylamak için kullanma.

Kendini beğeni içine sokma, seni Tanrı beğenecek bunu hiç unutma.
Ben yaptım oldu dersen senin dışında bu oluş kabul görmez, beğenilmez.

                                    ***
RAVLİ

Popüler Yayınlar