Şeyh önde merkebe binmiş
gidiyor, ardından da dervişler geliyordu.
Birdenbire eşek, kuvvetlice
bir yellendi.
Şeyh, bu sesten vecde geldi,
bir nara attı, elbisesini yırttı.
Hem dervişler, hem de kim
gördüyse şeyhin bu halini hoş görmedi, beğenmedi.Bir zaman sonra birisi “Neden eşeğin yellenmesinden vecde geldin, hâllendin?” diye sordu.
Şeyh dedi ki: “O gün şöyle
bir baktım, yol kapanmıştı adeta; dervişlerim, yolu doldurmuştu.
Önümde de dervişler vardı,
ardımda da.
Kendi kendime, hakikaten de
Beyazıt’tan aşağı değilim ben!
Bugün dervişlerimle kalkmış,
debdebeyle yola düşmüşsem,
Şüphe yok, yarın da nazü
naimle (refah ve bolluk içinde) başım yücelerde, mahşer sahrasına giderim
dedim.
Ben tam bu düşüncede iken
eşek yelleniverdi!
Yani bu çeşit saçma
düşüncelere dalana, bu türlü beyhude (boşuna) laflara kapılana eşek, bir
osurukla cevap veriyordu!
Bu yüzden canıma bir ateştir
düştü; tam hâllenecek zamandı, vecde geldim hâllendim.”
* Sen ululuğa düşüp kaldıkça
hakikaten pek uzaklarda kalırsın, pek uzaklarda.
Ululanmayı yık, gururunu yak;
hatta sana bir huzur geldiyse onu bile yak yandır!
*
Ey her an başka bir boyaya
boyanan, senin her kılının dibinde bir başka Firavun var!
Sen de varlıktan bir zerre
bile kalmış olsa münafıklıktan yüzlerce nişane kalmış demektir.
Benlikten kurtulup emin
olsan, iki âleme de düşman kesilirsin!
Bir günceğiz bende yok olsan,
yokluğa ersen bütün gece, karanlıklarda kalsan bile aydınlanır, apaydın
olursun!
A benlikten yüzlerce belalara
uğrayan, ben deme de İblis’in şerrine (fenalığına) müptela (tiryaki, alışkan)
olma!
********
MANTIK AL- TAYR 2 Feridüddin-i
ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI ( Bu kitabı
temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
***
Yaren,
Ben ve ben merkezli düşünmek
negatif enerji verir ve bunu hayvanlar algılayarak ayna gibi seni sana
gösterir.
Ben ve ben merkezli düşüncen
ileri giderse kendini beğenme, başkalarından üstün görme başlar ki kendini
kendini çok zor durumlara sokarsın.
İkinci bir yanlış da kendini
başka biriyle mukayese etmektir.
Bu mukayesede elbette ki
kendini üstün göreceksin, çünkü senin aşağılık davranışlarını sana söyleyen
yoktur.
Tanrı her yarattığına belli
benzerlik vermiş ama farklılıklara bakarsan daha çok olduğunu görürsün.
Her varlık ayrı-ayrıdır ve
farklı davranışları vardır.
Benliğin; başkalarının seni
nasıl gördüğü bilgisinden oluşur.
Ben; kendinin farkında
olmaktır.
Benliğin oluşmasında, ruhsal
ve toplumsal gelişme kadar, bedensel özelliklerinde etkisi vardır.
Benliğin temel görevleri
güdülerini denetleyip düzenlemek, çevresiyle bağlantı kurarak uyum sağlamak ve
kendini her türlü kaygılardan kurtaracak savunma düzenlerini kurmaktır.
Yani kendi iç dünyan ile
bulunduğun toplum arasında uyumlu dengeleri oluşturmaktır.
Bedensel duygular çevresinde
güzelliğin ürünü olan duygulardan başka duygulanım, beğenilme, saygı, öz
sevgisi, onur, sahip olma, özgürlük ve duygudaşlık duyguları uyarılarla birbiri
ile etkileşim sağlar.
Bireyin ne olduğunu, ne olmak
istediğini ve çevresinde nasıl tanındığı konusunda bilinçliliğin benliğini oluşturur.
İlkel benliğinin (Ruhun en
derin gerçekler dünyasıyla değil de bedenin haz alması ilkesine dayalı ilişki) iç
tepkilerini, üst benliğin yasak ve sınırlandırmalarını ve gerçeklerin
gerekleriyle düzgülü bir denge durumunda tutabilmeyi başarmalısın.
Sev ve geç yerine gerçeklere
yönelmiş benlik akışına girmelisin.
Öz saygını korumak için
etkinliklerde bulunmalısın.
Yani kişiliğini savunma
etkinliği yapmalısın, kişisel değer duygusuna olumlu etki yapan nitelikleri
kazanmalısın.
Ayrı bir kişi olarak kişisel
özelliklere ve ulaşılması istenen nitelikler üzerinde bilinçliliğin
geliştirilmesi gerekir bunun için devamlı dikkatli olmalısın.
Güç durumlar olduğu zaman
sabrederek kendine zaman kazanmalısın.
Kazandığın bu zaman içinde
çıkacak fırsatları kullanabilecek sakinlikte olmalısın
Bedensel ve ruhsal
bütünlüğünü bilinçle ve dengeli bir şekilde korumalısın.
Anlık kişiliğine yapılan
saldırılar karşısında panikleme, benliğinin bütünlüğü büyük ve kuvvetli savunma
sistemi vardır.
Benliği geliştirmek için veya
gereksinimlerini karşılamak için başka birisinin kişiliğini önemseyip ona
benzemeye çalışmak (Örnek almak, ülkü ve davranışlarını benimsemek) iyidir ama
sen o kişi olmadığını ve onun zamanında yaşamadığının farkında ve bilincinde
olarak sınır koyabilmelisin.
Öncelikle kendi çıkarlarını
sağlamaya çalışana bencil denir.
Bencillikte Hak edişe dikkat
edilmediği için ayıplanmıştır.
Başkalarının gereksinme ve
çıkarlarına karşı duygusuz kalıp kendi çıkarı için uğraşan kişi bencildir.
Kendi inancınla, karşındaki kişinin anlayışına göre uyum sağlanmalıdır.
Ruhsal yaşamın, benlikçe
algılanan ana-baba ya da daha kapsamlı olarak toplumun törel ölçü ve değer
yargılarından oluşan boyuta üst benlik denir.
*
Yaren ZIT metot uygulanması
nedir bilir misin?
Sen yaşam şartlarında belirli
bir uca gidersin.Sana zıt yönde düşüncende gidiş sağlanır.
Kendi haline bırakılınca
yerini ve değerini bularak, bilerek belli bir bilince kavuşarak dengeni doğru
bir biçimde sağlarsın.
*
Kendi değer ve yetenekleri
üzerinde aşırı inanç ve beğenisi bulunmasına büyüklenme (Ululanma) denir.
Aşırı ve gerçeğe uymayanına
büyüklenme hastalığı denir.
Daha da aşırısına büyüklenme
deliliği denir. (Megalomanie)
Onurda her halde beğenilmek
isteğiyle kınanma korkusu vardır.
Övülme onurun genişlemesine,
eleştiri ise daralmasına neden olur.
Bu duyguları duymak için ne
derin bir düşünme, ne de çok bilgi ister.
Doğal olandan tutkuya,
tutkudan deliliğe geçivermesi bunun kadar kolay olan bir heyecan yoktur.
İlkin yarı hastalıksal biçimi
olan güçlülük deliliğine, sonrada büyüklük sabuklamasına uğranır.
Onur duygusunda erkekler daha
çok büyüklenmeye, kadınlar ise alçak gönüllülüğe uğrarlar.
*
Ululanma hastalığına
tutulursan kendini Firavun gibi Tanrı sanırsın.Kendini beğendiğin zaman hedefin kalmaz, yoldan kalırsın.
Hayatı merdiven gibi düşün,
oturup dinlenecek yer yoktur.
Sıkıca tutunarak yukarı doğru
çıkmalısın.
Elini gevşetirsen aşağı düşer
yeniden yukarı çıkmaya çalışırsın.
*
Ben kelimesini kendini
ifadede olsa bile kullanmamanı önemle öneririm.
***
RAVLİ