22 Kasım 2012 Perşembe

ULULUK PEŞİNDE OLMAK

Şeyh Ebekir-i Nişaburi, tekkesinden çıkmış, dervişleriyle bir yere gidiyordu.

Şeyh önde merkebe binmiş gidiyor, ardından da dervişler geliyordu.
Birdenbire eşek, kuvvetlice bir yellendi.

Şeyh, bu sesten vecde geldi, bir nara attı, elbisesini yırttı.
Hem dervişler, hem de kim gördüyse şeyhin bu halini hoş görmedi, beğenmedi.

Bir zaman sonra birisi “Neden eşeğin yellenmesinden vecde geldin, hâllendin?” diye sordu.

Şeyh dedi ki: “O gün şöyle bir baktım, yol kapanmıştı adeta; dervişlerim, yolu doldurmuştu.
Önümde de dervişler vardı, ardımda da.

Kendi kendime, hakikaten de Beyazıt’tan aşağı değilim ben!
Bugün dervişlerimle kalkmış, debdebeyle yola düşmüşsem,

Şüphe yok, yarın da nazü naimle (refah ve bolluk içinde) başım yücelerde, mahşer sahrasına giderim dedim.

Ben tam bu düşüncede iken eşek yelleniverdi!

Yani bu çeşit saçma düşüncelere dalana, bu türlü beyhude (boşuna) laflara kapılana eşek, bir osurukla cevap veriyordu!

Bu yüzden canıma bir ateştir düştü; tam hâllenecek zamandı, vecde geldim hâllendim.”

* Sen ululuğa düşüp kaldıkça hakikaten pek uzaklarda kalırsın, pek uzaklarda.

Ululanmayı yık, gururunu yak; hatta sana bir huzur geldiyse onu bile yak yandır!

                                            *
Ey her an başka bir boyaya boyanan, senin her kılının dibinde bir başka Firavun var!

Sen de varlıktan bir zerre bile kalmış olsa münafıklıktan yüzlerce nişane kalmış demektir.

Benlikten kurtulup emin olsan, iki âleme de düşman kesilirsin!

Bir günceğiz bende yok olsan, yokluğa ersen bütün gece, karanlıklarda kalsan bile aydınlanır, apaydın olursun!

A benlikten yüzlerce belalara uğrayan, ben deme de İblis’in şerrine (fenalığına) müptela (tiryaki, alışkan) olma!    

                                  ********
MANTIK AL- TAYR 2 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI ( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                                     ***
Yaren,

Ben ve ben merkezli düşünmek negatif enerji verir ve bunu hayvanlar algılayarak ayna gibi seni sana gösterir.

Ben ve ben merkezli düşüncen ileri giderse kendini beğenme, başkalarından üstün görme başlar ki kendini kendini çok zor durumlara sokarsın.

İkinci bir yanlış da kendini başka biriyle mukayese etmektir.

Bu mukayesede elbette ki kendini üstün göreceksin, çünkü senin aşağılık davranışlarını sana söyleyen yoktur.

Tanrı her yarattığına belli benzerlik vermiş ama farklılıklara bakarsan daha çok olduğunu görürsün.

Her varlık ayrı-ayrıdır ve farklı davranışları vardır.
Benliğin; başkalarının seni nasıl gördüğü bilgisinden oluşur.

Ben; kendinin farkında olmaktır.

Benliğin oluşmasında, ruhsal ve toplumsal gelişme kadar, bedensel özelliklerinde etkisi vardır.

Benliğin temel görevleri güdülerini denetleyip düzenlemek, çevresiyle bağlantı kurarak uyum sağlamak ve kendini her türlü kaygılardan kurtaracak savunma düzenlerini kurmaktır.

Yani kendi iç dünyan ile bulunduğun toplum arasında uyumlu dengeleri oluşturmaktır.

Bedensel duygular çevresinde güzelliğin ürünü olan duygulardan başka duygulanım, beğenilme, saygı, öz sevgisi, onur, sahip olma, özgürlük ve duygudaşlık duyguları uyarılarla birbiri ile etkileşim sağlar.

Bireyin ne olduğunu, ne olmak istediğini ve çevresinde nasıl tanındığı konusunda bilinçliliğin benliğini oluşturur.

 İlkel benliğinin (Ruhun en derin gerçekler dünyasıyla değil de bedenin haz alması ilkesine dayalı ilişki) iç tepkilerini, üst benliğin yasak ve sınırlandırmalarını ve gerçeklerin gerekleriyle düzgülü bir denge durumunda tutabilmeyi başarmalısın.

Sev ve geç yerine gerçeklere yönelmiş benlik akışına girmelisin.
Öz saygını korumak için etkinliklerde bulunmalısın.

Yani kişiliğini savunma etkinliği yapmalısın, kişisel değer duygusuna olumlu etki yapan nitelikleri kazanmalısın.

Ayrı bir kişi olarak kişisel özelliklere ve ulaşılması istenen nitelikler üzerinde bilinçliliğin geliştirilmesi gerekir bunun için devamlı dikkatli olmalısın.

Güç durumlar olduğu zaman sabrederek kendine zaman kazanmalısın.
Kazandığın bu zaman içinde çıkacak fırsatları kullanabilecek sakinlikte olmalısın

Bedensel ve ruhsal bütünlüğünü bilinçle ve dengeli bir şekilde korumalısın.

Anlık kişiliğine yapılan saldırılar karşısında panikleme, benliğinin bütünlüğü büyük ve kuvvetli savunma sistemi vardır.

Benliği geliştirmek için veya gereksinimlerini karşılamak için başka birisinin kişiliğini önemseyip ona benzemeye çalışmak (Örnek almak, ülkü ve davranışlarını benimsemek) iyidir ama sen o kişi olmadığını ve onun zamanında yaşamadığının farkında ve bilincinde olarak sınır koyabilmelisin.

Öncelikle kendi çıkarlarını sağlamaya çalışana bencil denir.
Bencillikte Hak edişe dikkat edilmediği için ayıplanmıştır.

Başkalarının gereksinme ve çıkarlarına karşı duygusuz kalıp kendi çıkarı için uğraşan kişi bencildir.

Kendi inancınla, karşındaki kişinin anlayışına göre uyum sağlanmalıdır.

Ruhsal yaşamın, benlikçe algılanan ana-baba ya da daha kapsamlı olarak toplumun törel ölçü ve değer yargılarından oluşan boyuta üst benlik denir.

                                            *
Yaren ZIT metot uygulanması nedir bilir misin?
Sen yaşam şartlarında belirli bir uca gidersin.
Sana zıt yönde düşüncende gidiş sağlanır.

Kendi haline bırakılınca yerini ve değerini bularak, bilerek belli bir bilince kavuşarak dengeni doğru bir biçimde sağlarsın.

                                             *
Kendi değer ve yetenekleri üzerinde aşırı inanç ve beğenisi bulunmasına büyüklenme (Ululanma) denir.

Aşırı ve gerçeğe uymayanına büyüklenme hastalığı denir.
Daha da aşırısına büyüklenme deliliği denir. (Megalomanie)

Onurda her halde beğenilmek isteğiyle kınanma korkusu vardır.
Övülme onurun genişlemesine, eleştiri ise daralmasına neden olur.

Bu duyguları duymak için ne derin bir düşünme, ne de çok bilgi ister.

Doğal olandan tutkuya, tutkudan deliliğe geçivermesi bunun kadar kolay olan bir heyecan yoktur.

İlkin yarı hastalıksal biçimi olan güçlülük deliliğine, sonrada büyüklük sabuklamasına uğranır.

Onur duygusunda erkekler daha çok büyüklenmeye, kadınlar ise alçak gönüllülüğe uğrarlar.

                                              *
Ululanma hastalığına tutulursan kendini Firavun gibi Tanrı sanırsın.
Kendini beğendiğin zaman hedefin kalmaz, yoldan kalırsın.

Hayatı merdiven gibi düşün, oturup dinlenecek yer yoktur.
Sıkıca tutunarak yukarı doğru çıkmalısın.

Elini gevşetirsen aşağı düşer yeniden yukarı çıkmaya çalışırsın.

                                                 *
Ben kelimesini kendini ifadede olsa bile kullanmamanı önemle öneririm.

                                                ***

RAVLİ

Popüler Yayınlar