23 Kasım 2012 Cuma

TİRMİZİ VE NEFS

Çelebi Arif hazretleri(Tanrı onun ruhunu kutsasın) anlattı ki:

Bir gün Mevlana Hazretleri hikâye etmişti ki, bizim Seyidimiz riyazeti (oruç), on, on beş gün hiç iftar etmeyecek bir dereceye varmıştı.

Nefsi emaresi galeyana geldiği vakit kalkar, kelleci dükkânına giderdi.

Orada köpekler için yiyecek konan yalağa dökülen baş suyu artığını içmek üzere durur ve nefsine hitaben:

“Ey kör nefis, ben bundan fazlasını bulamam, beni mazur gör;
Bana bundan fazla zahmet verme.

Eğer içmek istersen işte iç” derdi ve bu şiiri okurdu:
“Gerçekten sana arpa ekmeği haramdır.

Nefsinin önüne kepek ekmeği koy ve onu bırak hüngür-hüngür ağlasın.
Sen ondan can alıcı borcunu al.”
(Mesnevi şerhi V, 739)

                                      ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Yaren, nefsin kontrol ve yönlendirmesinden kendini kurtararak onu aşağılayarak emrin altına almanın kolay olmadığını anladık.

Nefsi emmare: İnsanı kötülüğe sürükleyen nefistir.

Öfke, hırs, şehvet ve benzeri davranışlara zorlayan nefise diyoruz.
İsteklerini emrederek yaptırır.

Dünya ve ahirete insanı isteklerle bağlayan hoşlanma duygusu veren ihtiyaç bildirimidir.

                                     *

RAVLİ

 

 

 

 

Popüler Yayınlar