23 Kasım 2012 Cuma

TESTİ VE İSA

İsa, suyu tatlı bir dereden su içiyordu.
Suyun lezzeti, gülsuyu şerbetinden daha tatlıydı.

Birisi, o sudan testisini doldurup gitti.
İsa da testisini doldurdu, hararetle başına dikti.

Fakat testideki su, ağzına acı geldi.
Suyu içemedi.

Bu işe şaştı kaldı.
Dedi ki: “ Yarabbi, testideki su, şu derenin suyu, ikisi de bir su,
Bunda ne hikmet var?

Neden testinin suyu böyle acı da derenin suyu baldan tatlı?”

Testi dile geldi; İsa’ya dedi ki:
“ Ey İsa, ben eski zamanlarda yaşamış bir adamım.

Bu dokuz kâsenin altında binlerce defa testi olmuşum, küp olmuşum, kap olmuşum!

Hatta bundan sonra da binlerce defa beni testi yapsalar yine ölümün acısı cüzlerimden (Parçalarımdan) çıkmaz!

Daima ölüm acısıyla bu lezzetteyim işte; suyum onun için böyle acı!”

                                         *
A gafil, sen de sırrı testiden duy da bundan böyle kendini gafletle testi haline getirme!

Ey sırlar araştıran, sen kendini kaybetmişsin;
Ölümün gelip çatmadan, canın boğazından çıkmadan tekrar bir kendini ara, aktar!

“ Kendini diri iken bulamazsan öldükten sonra nerden sır duyacaksın?”
Ne aklın başındayken kendinden haberin var;

Ne öldükten sonra varlığından haberin!
Hayattasın ama hakikatte ölmüş, kaybolup gitmişsin;

Adam olarak doğmuşsun ama bir türlü adam olamamışsın!
O dervişin önünde yüz binlerce perde varken kendisini nasıl bulabilir ki?

                                        ***
MANTIK AL- TAYR 2 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI ( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                                         ***
Yaren,
Hep ölümden bahsediyoruz sanma ki canını sıkmak isteniyor.
Bu büyük ve önemli engeli aşmamız gerekiyor. ÖNEMLİ

Ölüm korkusu gerçekleri görmene engel olan yüz binlerce perde oluşturur.
Söz ve davranışların tatsız hatta acılık veren olur.

Öncelikle ölümün Hakkın emri ve yasası olduğunu, bunun senin de başına geleceğini bilmen ve Tanrı emri diye hoşlukla karşılayıp severek kabul etmen lazım.

Ölümün hak olduğunu kabul et ki ariflik yolun açılsın.

                                                   *
Müminin kalbine, iman nuru doğunca sevinir.
Onun alameti de ahrete göçeceğini bilmek ve ona göre yol hazırlığı yapmaktır, (Hadis).

Ölümden ders alarak anlayan dünyaya önem vermez. (Hadis)
Ölümü düşünenin nefsi temiz, kalbi uyanık olur. (Hadis)

Dünyadan tiksinenler velilerdir. (Hadis)
Allah’ın kurtuluş yolu, ölümü anlayıp kabul edenlere görünür.(Hadis)

Halkın akıllısı, ölümü düşünen ve ahret için hazırlık yapandır. (Hadis)
Ey ümmetin dünya telaşına ara vererek ahreti düşünün.(Hadis)

Mümin ölümden korkmasın, bir evden diğer eve taşındığını bilsin. (Hadis)
Ölüleri hayırla anın, kötülemeyin.(Hadis)

Ölüm, rahat ve sevincidir.(Hadis)
Ölüm, müminin, mutlu bayramıdır ve Allah’a kavuşmadır. (Hadis)

Dünya, müminin zindanı, ölüm bu zindandan kurtuluştur.
Hiçbir mümin yoktur ki ölüm, onun için hayırlı olmasın.

Dostlarından gelen iyi haber, ölüm haberidir. (Hadis)
Allah’a kavuşmak ölümle olduğundan kendime ve dostlarıma isterim.(Hadis)

Allah’a kavuşmak isteyen mümin ölümü ister.(Hadis)
Ölüm dünya dertlerinden kurtulma, Allah sevgisine kavuşmadır.(Hadis)

Müminin ölümü, halktan uzak, Allah’a yakın olmaktır.(Hadis)
Sanma ki ölüm yokluktur.

Ruhun bedenden ayrılışı ve ebedi yaşamasıdır.(Hadis)
Siz yok olmak için değil, bir evden öbür eve taşınmak için yaratılmışsınız.(Hadis)

Müminin ruhu, hamurdan bir kıl çeker gibi bedenden çıkar.
Azrail o ruhu, şefkatle alır gider.(Hadis)

Ölüm esnasında müminin ruhu, meleğin güzelliğiyle meşgul olduğu için elem duymaz.(Hadis)

Ölüm esnasında Allah kulun yardımcısıdır.(Hadis)
Ölümle ruh, bedenin ağırlığından, külfetinden, üzüntüsünden kurtulur, rahat ve selamete kavuşur.(Hadis)

Ölüm, ruhun mahpus olduğu kafesten kurtulmasıdır.(Hadis)

Müminin ruhu, cennet bahçelerinde cıvıldaşan dostlar zümresine, topluluğuna kavuşur.(Hadis)

 Nefsin dört evi vardır:

1.   Ana rahmi.

2.   Dünya.

3.   Berzah âlemi.(Ruhların kıyamete kadar kalacakları yer)

4.   Ahret âlemi.(Dünya hayatından farklı ve ebedi olan hayat)

Her birinin hikmeti, yaşayışı ayrıdır.
Çocuk, ana rahminden dünyaya gelmek istemediği gibi, mümin de dünyadan gitmek istemez.

Çocuk, ana sütünden lezzet aldıkça eski yerine gitmek istemediği gibi, mümin de ölümle Allah’a kavuşunca dünyaya dönmek istemez ve dünyayı unutur, gider.

                                     *                                                         *
Ölüm anında alnın terlemesi, gözden yaş gelmesi ve burun deliklerinin genişlemesi mutluluğun işaretidir.

Soluk almada boğulmalar, dudakların siyahlaşması, çene ve boyun terlemesi mutlu olmamanın işaretleridir.

Ölü, kendisini yıkayanı, kefenleyeni, namazını kılanları, cenazesi ile gidenleri, cesedi kabre indirenleri ve telkin yapanları bilir.

Ölüleri rüyada hayır veya şerle görmek, onların halini aynen bilmektir.
Bu, ölünün halini bildirmek veya ders alıp uyanık olmayı sağlamak içindir.

Müminler, bu hali rüyada görür.
Müminin mezarı genişler.

Ona cennetten bir pencere açılır ve ruhuna rahmet yağmuru serpilir.

Ruhlar, Berzah âleminde kuşlar gibi küme-küme uçarlar ve haftada bir gün dünya âlemine gelip giderler.

İkinci dirilişte her fert, en güzel ahlakına göre hesaba çekilmek için toplanırlar.

                                       *
Hayvani ruhu, kalbine hâkim ve galip gelen insan, ölümden korkar, kaçar.
Nefsine bağlı olan insan,

Dünya hayatını sever, mal ve servet toplar.
Allah’ın yardımıyla insan ruhu, hayvani ruha galip gelince olgunlaşır ve ölümden korkmaz, seve-seve onu karşılar.

Çünkü insan ruhu, melekler âlemindendir.
Ait olduğu yere dönmek ister.

O ebedi hayatı sever, ona isteklidir.
Ahretin ebedi saadetine kavuşmak ister.

Dünyanın zahmet ve eleminden korkulu ve kaçkındır.
Olgunlaşmış ruh, ölümle ebedi âlemde Allah’a yakın ve onun sevgilisi ile mest olur.

Uzun ömür, ruha azaptır.
Ölümse ruha rahat ve sevinçtir. (Hz Ali)

                                         *
Ruh beden aletlerini kullanırken hayat, kullanmaktan vazgeçerse ölüm olur.
Ölümden sonra ruh, her iki âlemin durumunu iyi anlar.

Ruh bedenden ayrılınca uçup dolaşması kolay ve hızlı olur.
Her iki âlemin gizliliklerini daha yakından görür ve öğrenir.

Uyku esnasında ruh, rüya ile ruhlar âlemini anlar (berzah) , ölümden sonra bu âlemi seyreder.

Çünkü bedenin ağır yükünden kurtulmuş, şehvet ve ihtiraslarını atmış, kuş gibi hafiflemiştir.

Ölümün bu izzet ve lezzetini anlamayıp onu şiddetli bir acı ve elem sayan, gafil ve cahildir.

Müminin ölümü, kendisi için dünyanın bütün zevk ve lezzetlerinden üstün ve tatlıdır.
Marifet name’den alıntı yapıldı.

                                       *

RAVLİ

Popüler Yayınlar