24 Kasım 2012 Cumartesi

SÜRGÜN EDİLEN SULTAN

Mısır Sultanı Hazreti Muhammet’in miraca çıkmasının mümkün olup olamayacağı konusunu tartışmaya açar.

Bilginler arasında anlaşmazlık çıkar.
Bilginler olabileceğini, sultan mümkün olmayacağını söyler.

Anlaşmazlık halka yayılır.
Sufi Şeyhi Şahabeddin hemen huzura çağrılır.

Şeyh konuşmaya başlar.
Der ki:

” Gösterime bir an önce başlamak istiyorum; şu andaki konunun yapılan her iki yorumu da yanlıştır “ Dedi.

Şeyh izleyici odasında bulunan dört pencereden birinin açılmasını istedi.
Bakarlar uzaktaki bir dağda, saraya doğru yaklaşan işgalci bir ordu görürler.
Çok korkulur.

Şeyh:” Unutun pencereyi kapatın “Der.
Bu kez görünürde kimse yoktur

Başka bir pencereyi açtığında, şehrin alevler içinde olduğunu görür.
Sultan endişe ile haykırır.

Pencereyi kapatırlar sonra tekrar açarlar, yangın kalmamıştır.
Şeyh” Sıkıntıya kapılmayın Sultanım, bir anlamı yok” Der.

Üçüncü pencere açılır ve bir selin yaklaştığı görülür.
Sonra yine sel kaybolur.

Dördüncü pencere açıldığında, alışılmış çölün yerinde, bir cennet bahçesi görülür ve sonra açılıp kapandığında, önceki gibi bu bahçe de kaybolur.

Bu kez şeyh, bir su kazanı getirilmesini ve sultanın bir saniye için başını suya sokmasını ister.

Sultan başını suya sokar sokmaz kendini terk edilmiş bir kıyıda, daha önce hiç bilmediği bir yerde tek başına bulur.

Bir süre sonra, ona kim olduğunu soran bazı oduncularla tanışır.
Sultan onlara kaza yapan bir gemiden kurtulduğunu söyler.

Oduncular ona bazı giysiler giysi verirler ve sultan şehre yürür.
Orada sultanın amaçsızca dolaştığını gören bir demirci, kim olduğunu sorar.

Sultan” Oduncuların yardımıyla buraya gelen ve şimdi hiçbir kaynağı olmayan biriyim, gemim battı” Der.

Demirci; sultana, o ülkenin bir geleceğinden bahseder.
Yeni gelen bir erkek, hamamdan çıkan ilk kadına evlenme teklif edebilir ve kadın da buna boyun eğmek dorundadır der.

Sultan hamama gider ve hamamdan çıkmak üzere olan çok güzel bir kız görür.

Sultan ona evli olup olmadığını sorar ve kız evlidir.
Böylece dördüncü kız evli olmadığını söyler ama sultanın kıyafetini beğenmediğinden hızla uzaklaşır.

Aniden Sultanın önünde bir adam belirir.
Şöyle der: “ Beni takip et” der.
Sultan adamı takip eder harika bir eve götürülür.

İçeride birbirinden güzel dört kız ve onlardan daha güzel beşinci bir kız karşılar.
Kız sultanın istediği kızdır.

Sultanı giydirirler, sofra hazırlarlar, müzikler sunulur.
Evlenir.
Yeni eşiyle yedi yıl geçirir.

Kadının serveti yenir bitirilir.
Kadın yedi çocuğuna bakmak zorunda olduğunu, çalışması gerektiğini sultana söyler.

Sultan pazarda çalışarak hamallık yapar.
Ancak yeterli para kazanamaz.

Ertesi gün Sultan tekrar kıyının yolunu tutar ve burada, yedi yıl önce ortaya çıktığı noktayı bulur.

Dua etmeye başlayan sultan, yıkanmak için suya girer: sonra aniden, kendini sarayda, su kazanının önünde, saray halkını etrafında bulur.

Sultan şeyhe:
” Yedi yıllık sürgün ne demek!” diye haykırır
 “ Yedi yıl, bir aile ve hamallık!” der.

Sufi: “ Suya başınızı sokup çıkardınız sadece.
Ama bu sadece bir anlıktı” der.

Saraydakiler doğrular.
Sultan bu söylenenlere inanmaz.

Şeyhin başının kesilmesini tam emredecekken şeyh anlar ve İlm el-ghaibat’ı (Zaman ve mekân dürülmesi)

Uygulayarak aniden kaybolur.
Sonraki günlerde Bağdat’ta görülür.

Bağdat’tan sultana mektup yazar.
Mektupta:

“ Önemli unsur, bir şeyin olup olmaması değildir.

HER ŞEYİN OLMASI MÜMKÜNDÜR.

* Önemli olan oluştur.

Kendi aklın ve bilgin oluşumu anlayamaz kavrayamaz durumda ise, yapacağın inşallah bunun hakikat perdesi bana açılırda öğrenirim diye kabul edersin.

Bu kabul ediş tam inanışla olmasa bile seni doğru yoldan ala koymaz, yanlış yola gitmene sebep olmaz.

Yani zarar görmezsin.
Diğer bir anlatımla; sağlam kişiliğine bağlı olarak söylenenin doğru kabul etmektir.

*Hz. Muhammed’in durumunda, oluşun kendisi önemliydi” diye yazdı.

                                       ***
MEVLANA VE GİZEMLİ SUFİ BİLGELİK HİKÂYELERİ. IDRIES SHAH.
ÇEV. MERVE DUYGUN. 2009 BUTİK YAYINCILIK VE KİŞİSEL GELİŞİM HİZ. TİC. LTD. ŞTİ.YAYINI
 (Bu kitabı temin ederek evinde bulundurmanı önemle tavsiye ederim)                                                   

                                        ***

Yaren,

Böyle bir hikâye duyduğun zaman, olup olamayacağı yerine işaret edilen, önemsenmen istenen mesaja yoğunlaşmalısın.

*Herkesin seviyesine göre anlatmak gerektiğinden öğretilmek istenen, hikâye üzerinden anlatılır.  
 
* Hikâyenin senoryasına fazla takılı kalma. Takılır kalırsan özü kaçırırsın.
*Diğer bir anlatımla bilinmeyen, bilinen üzerinden anlatılır.

Aklın, korku, endişe, kuşku, vesvese, kuruntu, gibi tesirleri etkisiz hale getirecek şekilde bilgi ile geliştirmedi ise, bu tür anlatımları anlayamazsın.

Doğru anlamak için ruh sağlığın öncelikle yerinde olması gerekir ve tarafsızlık yönünden bakmak gerekir.

* Yani doğruyu öğrenmek ve anlamak istiyorsan taraf olmamalısın.
Yer dürülmesi ve zaman dürülmesi olur ve gerçektir.

Evliya hikâyelerinde isimler birbirine karır fakat anlatılan hikayede olağan üstülük olarak o kişinin aynı anda hem görenlerin yanında olduğu , hem de falan yerde görüldüğü yeminli, şahitlerce defalarca ispat edilmiştir.

 En küçük uygulaması göz bağlamaktır.

Sihirbazların uyguladıkları göz yanılmasıdır ve yer ve zaman dürülmesinin değil aldatma üzerinedir.

Anlatımlardaki işaretleri görmemezlikten gelen sağ salim o yolun sonuna varamaz.
Yok, saymak, ret etmek kolaycıların işidir.

Tanrı “OKU”,
Mevlana “DİNLE”,
Peygamberler “SÜZÜ DAVRANIŞINLA GERÇEKLE” Der.

Allah işimizi kolaylaştırsın.
Allah ağız tadımızı bozmasın.
Allah murat ettiğimi kendi emeğinle çalışman sayesinde kavuştursun.

ÂMİN

                                              *
RAVLİ

Popüler Yayınlar