Ey aziz Edep ehli demişlerdir
ki:
Bilgiç (Bilgi olmakla
birlikte bilgili görünmek isteyen, bilgili geçinen kimse) insanlardan sakın ki,
onların şerrinden korunasın.
Bilhassa kötülüğü, yüzde dost
görünen bilgiçten görürsün.
Dostun sana yardım eder.
Yabancı da sana saldırır ve
kendi işine gider.
Fakat kötülüğün hepsi o
bilgiç kişiden gelir ki, diliyle sana dost görünür.
Gönlünün derinliklerinden de
sana düşmanlık besler.
Bu sebepten gücün yettiği
kadar bilgiç insanlardan uzak ol ki, kötülüklerinden uzak olursun.
Fakat bir okul, bir cami, bir
çarşı, bir mahalle veya bir şehir ve kasabada rastlarsan sakın onların hiç
birini küçük görme ki, kendini onların hedefi haline getirme.
Onların dünyalıkları için büyüklük gözü ile bakma, durumlarını gözünde büyütme.
Ta ki, Allah ile insanlar arasında küçülmeyesin.
Çünkü dünya bütün varlığıyla
Allah’ın yanında küçüktür, bir hiçtir.
Dünya halkının varlığını
gözünde büyütürsen muhakkak o anda Allah’ın yanında değerinden düşersin.
Sonra dünyayı sevenlerin
ellerinde olan dünya varlığına ermek için kapılarını çalma ve onlara dinini
harcama.
Çünkü onlara bu şekilde
yaltaklananlar muhakkak onların gözünde alçalmışlardır ve ellerinde bulunan
dünya malından da mahrum olmuşlardır.
Eğer onlar, sana düşmanlık
yaparlarsa, sen onlara düşmanca karşılık verme.
Çünkü onların yaptıklarına
sabredemezsen o zaman dinin zayıflar ve onlardan çektiğin, yorgunlukların uzar
gider.
Eğer onlar, sana ikramda
bulunur, sevgi gösterir ve yüzüne seni överse onlara inanma ve güvenme.
Zira hakikatini arasan
bunların binde birinde vefa (sözünde durma) ve doğruluk bulamazsın.
Zannetme ki, onlar sana rahat
verecek ve arkanda seni çekiştirmeyecekler.
Böyle yaptıklarını duyarsan
hayret etme.
Onlara kızıp acı söyleme.
Çünkü insaf ile kendi kendine
incelersen, senin de o ruh hali içinde bulunduğunu göreceksin.
(Kınadığın şeyi kendinin
yaptığının farkına varırsın)
Hatta dost ve yakınların,
belki de ana baba ve hocaların hakkında gizli veya açık aynı şekilde hareket
edemezsin.
Çünkü onlar için arkalarında
söylediklerini karşı karşıya geldiğinizde katiyen onlara söyleyemezsin.
Bilgiçlerin mal, mevki ve
yardımlarından ümidini kes ve bunları hırsa kapılarak isteme.
Tama (Doymazlık) edenlerin
her zaman alçaldıklarını ve mallarını ellerinden gittiğini unutma.
Onlardan bir şey istediğin
zaman verirlerse dua ve teşekkür et.
Vermezlerse kınama, azarlama
ve şikayette bulunma.,,
Ta ki, kindarlık ve
düşmanlık, ruhuna sinmesin ve kusur işleyip özür dilemeyesin.
Belki onların o kusurunda
senin bilmediğin özürlerini bulursun.
Onların hiç birine Öğüt
verme.
Vaiz ve nasihatte bulunma.
Sormadıkları hikmetleri
(görünmeyen âlem sırlarını) onlara söyleme yoksa onları senden kabul etmez.
Sana düşman kesilirler.
Eğer onlar bir meselede bir
işte hata eder ve bu hatalarını başkalarından işitip öğrenirse sakın onlara bu
hususta bir şey öğretme.
Çünkü onlar, senden hem ilim
öğrenir, hem de sana düşman olurlar.
Eğer hataları, dini emirlere
aykırı ise lütufla, güzellikle hakkı, doğruyu kendilerine söylemen gerekir.
Eğer onlardan bir iyilik, bir ihsan gördüysen Cenab-ı Hakka şükret ki, seni onlara sevdirmiştir.
Eğer onlardan bir kötülük,
bir zara gördünse bunu da Allah’tan bil ve onları, Allah’a havale et.
Onları kınama, azarlama ve
ben filan oğlu falanım, âlim ve fazıl (erdemli) bir insanım, niçin kadir ve
kıymetimi bilmediniz ve gereken saygıyı göstermediniz deme.
Çünkü bu sözler, nefsin
övünmesi ve kibirlenmesi demektir.
Övünmek ve kibirlenmekse
ahmaklık ve küçüklüktür.
Şuna inanmalısın ki, senin
geçmişteki bir günahından dolayı Cenab-ı Hak, onları sana musallat etmiş,
saldırtmıştır.
Onların doğru sözlerini
dinle, yanlışlarını işitme, iyiliklerini söyle, kötülüklerine göz yum, kimseye
söyleme.
İşi gücü yalan ve kavga olanlarla
kalkıp oturmaktan çekin.
Çünkü onlar seni kıskanır,
arkandan çekiştirir, dedi kodunu yaparlar.
Hata ve kusurlarını büyütür,
çoğaltır, saklar ve sana kızdıkları veya tartışmaya giriştikleri anda
birer-birer sayar dökerler.
Onlar ne senin kusurunu gizler,
ne de bir hatanı affederler.
İnceden inceye hesaplar, azı
veya çoğu için seni kıskanıp dururlar.
Eğer senden razı gibi
görünürlerse bil ki dalkavukluktur.
İçleri hınçla dolu,
görünüşleri sahtedir.
Bu onların huy ve
alışkanlıklarıdır.
Bu sebepten onlarla görüşüp
konuşmak zara, oturup kalkmak pişmanlık vericidir.
Bunlar dost görünen
bilgiçlerdir (münevver) ki düşman görünenlerin hareket ve davranışları
bunlarınkine göre daha az zarar verir.
*
RAVLİ